NUR SURESİ IŞIĞINDA…

NUR SURESİ IŞIĞINDA… Kuranı Kerim, Allahu Tealanın nurudur. Güneş doğunca karanlıkların yok olduğu gibi; Allahu Tealanın nur diye isimlendirdiği Kur’anın aydınlattığı toplumlarda cahili karanlıklar yok olup, kaybolup gidecektir. İslam dininin getirdiği aydınlık, insanın kalbine iman gibi yerleşirse o gittiği her kuytu yeri, izbe, zifiri karanlık her neresi varsa, pırıl pırıl yapar, nurlandırır. Gökleri ve yeri aydınlatan Allahu Tealanın nurudur. Rabbimiz bizlere nazar, bakış, görme yetisini vermiş, aydınlığı görecek göz nurunu yaratmış, göznuru ile kainatın güzelliklerini görmemizi irade buyurmuştur. Baştaki iki gözünü kapatana dünyanın aydınlık olmasının hiçbir faydası olmadığı gibi gönül gözünü Kur’anı Kerime kapatana da Kur’an ışığından mahrum bırakır. Rabbimizin*nur üzerinde nur*buyurduğu, Ku’ranı kerimin her hükmüne sımsıkı yapışmak, Peygamber Efendimizin (sav) sünneti seniyyesinin ışığında meselelerimizi halletmek bizleri nurlu ufuklara taşıyacak güzellikler bütünlüğüdür inancındayız…Nur Suresi ayet. 35. mealen şöyledir:***Allah, göklerin ve yerin nurudur aydınlatıcısıdır. O’nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir…***

NUR SURESİ IŞIĞINDA… Allahu teala dilediğini Nur’una hidayeti nasib eder. Allah insanlara güneş, ay, yıldızlar, dağlar, taşlar, gece, gündüz ve nur gibi misaller verir. Allah sadece yarattığı kulun tıynetini değil kainatta yarattığı her ne varsa hepsini en detaylı bilendir. İlim deyince kuru aklıyla yol alanlar, kitapsızların kitabından ilim ögrenme çabasındaki akılsızların, dünya niğmetlerini haram helal demeden hamuduyla aşıranların, fırsat bu fırsattır diyerek her türlü hile düzenbazlık, riyâkarlık, sahtekârlıkla köşe köşe dönenlerin *iş bilen* diye öğüldüğü, adam öldürenlerin yiğit adam diye anıldığı, kız çocuğunu öldürenin namuslu diye bilindiği, zalimlerin adil olarak tanıtıldığı, fuhşun en fazla gelir getiren sektör olarak lanse edildiği, iffetli kadınları ve erkekleri kendi alçak seviyelerine indirmek için iftira edildiği toplumların temizlenmesi için Allahu Teala, şanlı Rasulune nur yüzlü peygamberine, Nur suresini indirmiş, karanlıklar aydınlığa çevrilmiştir…Nur Suresi ayet. 37. mealen şöyledir:***Onlar, ne ticaret ne de alış – verişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar…***

NUR SURESİ IŞIĞINDA… Allaha iman, itaat, teslimiyet, islam dairesine girip hidayeti elde etme ameliyesi Allahın kuluna vermiş olduğu en büyük mükafathediye, armağan silsilesidir. Rabbimiz kuluna vermiş olduğu bu erişilmez hediye, armağan, eşsiz hediye ile adeta mü’minin yaşantısını nurla doldurmuştur. Allahu Tealanın nuruyla hayata bakan müslüman için artık her hareket, tavır, tarz ve amelleriyle sadece Rabbini memnun etmenin yollarını arar. Allahu Tealanın nûruyla nûrlanmış, Allah’ın hidâyetiyle kalpleri dolmuş, kalplerinde, sinelerinde, gönüllerinde sadece Allahu Tealanın emirleri yaşanan maneviyat erlerini, ne bir bir ticaret, ne de bir alışveriş onları Allah’ın zikrinden, Allah’ın kitabından, Allah’ın nûrundan alıkoyamaz. Allah’ın istediği namazı Allah’ın istediği gibi ayağa kaldırmaktan hiçbir şey onları alıkoymaz. Allahu Teala ile diyaloglarını hiçbir şey engelleyemez. Bedenleri konusunda Allah’ın istediklerini uygulamaktan, bedenlerini, azalarını Allah’ın istediği yerde kullanmaktan hiçbir şey onları alıkoymadığı gibi, malları konusunda da Allahu Tealayı söz sahibi bilmekten, mallarının zekâtını vermekten hiçbir şey onları engelleyemez. Yâni zikrin, kitabın istediği bir hayatı yaşamaktan hiçbir şey onları engelleyemez…

NUR SURESİ IŞIĞINDA… Kardeşlerim, Kur’anı Kerime gönüllerimizi açalım, hayatımızı Rabbimizin iradesi doğrultusunda şekillendirelim, kendi koyduğumuz kanun, yasa, kural, kaide doğrultusunda değil; Rabbimizin şanlı peygamberi vasıtasıyla gönderdiği Kur’anı Kerime sımsıkı bağlı kalalım. Hayatımızı, yaşantımızı körün değneğiyle yol yürüyenlere teslim etmeyelim, yaşadığımız her saniyenin hesabının sorulacağı gün gelmeden ayağımızı denk alalım. Kıymetli, değerli vakitlerimizi, ömrümüzü deneme yanılma yoluyla hebâ edenlere teslim etmeyelim. Hayatımızı yanlışlarla doğrulan karışık olduğu bilinmezliğin içine hapsetmeyelim. Unutmayalım ki; Bizim Nurumuz olan Kur’anı Kerim ne doğudandır, ne batıdandır. Doğunun ve batının Rabbi olan Allahu Tealadandır. Haysiyeti, şerefi, onuru Allahın dininde arayalım, Allahın kitabıyla bir ve beraber olmaktan bizleri hiç bir batıl ideoloji ayıramasın, koparamasın. Allahu Tealanın nuruna sarılanda karanlık endişesi olmayacağına gönülden inanalım…Nur Suresi ayet. 38. Mealen şöyledir:*** Çünkü o günde Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.***Rabbim bizleri, Nur Suresinin esintilerinden feyiz alanlardan eylesin…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.