ALLAH KABUL EYLESİN…

ALLAH KABUL EYLESİN… İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında emredilen oruç ve bu ayda yapacağımız diğer tüm güzel davranışlar, temelde bireyin arınmasını ve genel olarak toplumsal dayanışmayı ve kardeşliği sağlayan en önemli ibadetlerden biridir. Öncelikle Oruç ibadeti Allahu Tealaya itaat ve teslimiyetin  belgesidir. İnanıyorumki kişiye sınırsız sevab kazandırır. Çünkü oruç yalnız Allahu Teala içindir. Allahu Teâlâ’nın keremi ise sınırsızdır. Oruç bir yıldan öbür yıla kadar işlenen küçük günahlara keffarettir. Oruç Allahu Tealanın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınmaktan ibaret bulunan takvaya sebep olur. Oruçtan beklenen bu güzel neticelere nail olabilmek için onu kemaliyle tutmak icabeder.  Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde mealen **Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa,o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah Teala için hiçbir ihtiyaç yoktur.(Buhari)** buyurmaktadır… Rabbim, cümlemize şuur ihsan eylesin…

ALLAH KABUL EYLESİN… Her ibadetin kendine özgü kural, kaide ve usulü vardır. Bu hükümler ya Kur’anı kerimden ya da Hadisi şeriflerin özünden çıkarılmıştır. Örneğin, her zaman ve bilhassa oruçlu iken inananlar; yalan, gıybet, iftira, hile, aldatma, her türlü kötü söz ve davranışlardan uzak, bütün sosyal ilişkilerinde, söz ve sözleşmelerinde, iş ve işlemlerinde dürüst ve dosdoğru olmalıdır. İrade zayıflığının insanı birçok kötülüklere sevk ettiği bilinen bir gerçektir. Hatta zayıf iradeli insanlar, rüzgarın önündeki yaprak gibi sağa sola savrulur. Hayatlarında başarıyı yakalama şansları çok düşüktür. Oruç ibadeti, insanı iç dünyasına, öz benliğine döndürmektedir. Oruç sayesinde insan, kendi düşünce ve davranışlarının genel bir değerlendirmesini yapar. Hata ve eksiklerini tespit etme imkanı yakalar. Allahu Tealaya ve insanlara karşı sorumluluklarını gözden geçirir. Rabbi katında iyi bir kul, insanlar nazarında ise saygın bir şahsiyet olmanın yollarını arar…Ebu Davud’da kayıtlı bir hadis mealen şöyle:** Allah Resûlü(sav), iftar ederken şöyle derdi:Allahım, senin için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açtım…**

ALLAH KABUL EYLESİN… İslam dininin beş temel esasından biri olan Orucun nefis terbiyesinde ve ıslahındaki rolü asla inkar edilemez bir gerçektir. Oruçlu insan, kötü söz ve davranışlarını terk ettiği gibi, yenilmesi ve içilmesi meşru olan her şeyi de Allahu Teala istediği için terk eder. Bu durum, insanın tamamen ruh terbiyesi ve eğitimi ile ilgili bir husustur. İnsan  Oruç  ibadetiyle, gerektiğinde mahrum kalma ve istediğini yapamamanın getireceği sıkıntıyı aşmanın yollarını öğrenir. Oruç, insanın beden ve ruh dengesini sağlayan en kolay ve en pratik yoldur. İradenin güçlenmesinde Oruç ibadetimiz önemli bir yer güzellik bahşeder. Zira oruçlu iken insanlar başka zamanlarda terk edilmesi imkansız gibi görünen birçok kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzaklaşılabilmektedir…İbni Mace’nin zamanımıza taşıdığı hadis mealen şöyle:**Nice oruç tutanlar vardır ki, haramdan sakınmadıkları için oruçlarından nasipleri, ellerine geçecek olan; sadece açlık ve susuzluk çekmektir. Nice gece kalkıp teheccüd namazını kılanlar vardır ki, kârları, nasipleri sadece uykusuzluktur.**

ALLAH KABUL EYLESİN… Kardeşlerim, Yaşlı, hasta, gücü kuvveti, takati Oruç tutmaya müsait olmayan, hamilelik gibi durumlar ve başka mazeretler yoksa eğer; Oruç tutmamak vebalini taşıması öyle kolay kolay halledilecek bir mesele değildir. Rabbimizin vermiş olduğu sağlık, sıhhat, afiyet ve gençlik niğmetini lüzumsuz laf kalabalığı ortamında harcamak hiç bi müslümana hayır getirmeyecektir. Hesap günü yaşayan insanlar için gittikçe azalan bir zaman ile sınırlıdır. Hesabını veremeyeceğimiz bir eylem içerisine girmek çok büyük bir sorumluluktur. Unutmayalım;gayrımüslimler de Namaz kılmıyor, hiç bir dine inanmayanlar da Oruç tutmuyor.  Dini hükümleri hayatından çıkaran din fukaraları da Zekat vermiyor. Mazeretler istina edilecek olursa; Ateistlerde hacc ibadetini araplara para yediren gwezgin turistlere benzetiyor. Gayrımüslimlere benzemeyelim, dini çürük kişilerden uzak duralım, İbadet ve taatımızı inancımız ölçüsünde yerine getirmeye gayret edelim. Oruç ibadetinin sadece yeme-içmeyi terk etmekten ibaret olmadığını, bunun ötesinde büyük manevi kazanımlar elde edildiğini, oruçlu olduğumuz şu zaman diliminde bizzat yaşayarak idrak edebilmeliyiz. Allahu Teala yapmış olduğumuz ibadetlerimizi indinde kabul buyursun… Sallu alâ Rasulina Muhammed…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.