BİR AYETİN IŞIĞINDA…

Rabbimiz, Âli İmran Suresi ayet. 19. da mealen şöyle buyurmaktadır:***Allah nezdinde hak din İslâm’dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur…*** İnanıyoruz ki; İslamın hayata hakim kılınması kesinlikle bir teori degildir. Allah Celle  şanuhunun kesin emridir. Bu hususun tartışılması dahi yapılamaz. Asıl önemli olan ise, bu kesin emrin uygulanmasında takip edilecek yol ve tutumdur, metod ve usüldür. Davranış ve teslimiyet bütünlügüdür. Bizim yolumuz yolların en güzeli olan sıratı müstakim olduğuna göre kesinlikle ifrata, tefrite, fıska, fücura, tefrikaya, ayırımcılıga, hiç bir şekilde lüzum ve gerek yoktur. Zaten olmamalıdır da…Şu husus kesinlikle unutulmamalıdır ki; İnanan insanların bilinen vasıflarından en güzel olanlarından biriside vasat ümmet oluşudur. Orta yol diye tarifini bulan bu husus tabiidir ki, aşırılığa meyletmeyi önlüyen bir çözüm şeklidir. Haddi aşmak, belirlenen sınırlara tecavüz etmek müslüman bireyin şiarından değildir…

Fanatizm hastalıgı kişiyi büyük bir yanlışın pençesinde kıvrandırır. Aşırı olma hâlinin en güzel izahı olan, ifrat ve tefrit hastalığından kaçınmak günümüz Müslümanı için dün nasıl gerekli idiyse bugünde en önemli meselelerinden birisidir diye inanıyorum. İfrat kısaca istenilen ve arzu edilen yani belirlenen hususun üzerinde olan şey yani kısaca fazlalık. Tefrit ise tam bunun karşıtı yani istenilenin altında olan husus yani arzu edilen, belirlenen ve bilinenler bütünlüğünün eksigi kısaca eksik olma halidir tefrit. Müslüman hareketlerinde, sözlerinde, davranışlarında, konuşmasında, yazmasında, hizmetlerinde vel hasılı her ne yapıyorsa yaptığında ölçülü olmak zorundadır. İbadetlerinde bile olsa Müslüman ne ifrata varır, ne de belirlenmiş ibadet şekillerini azaltarak tefrite düşer. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor:**Şükrünü eda edebildiğin az, altından kalkamadığın çoktan hayırlıdır…**Müslüman birey her zaman ifrat ve tefritten kaçınmasını bilen, itidâl ehli, orta yolu takip eden aşırı uçlara meyil vermeyen bir yapının adamı olmaya çalışmalıdır…

Bizler önümüze hangi mesele gelirse gelsin öncelikle merkez noktayı yani asrı saadet dönemini esas almak zorundayız. Ehli sünnet vel cemaat olma hâli bu ölçüyü gerektirir. Peygamber efendimiz (sav) 23. yıl kendi arkadaşlarına islam dinini nasıl bellettiyse en güzel, dosdğru yol olan sıratı müstâkim budur. Bu dengeyi her zaman aklında bulunduran bir müslüman aşırılığa meyledemez, ifrat ve tefrit hastalığından uzak durur. Müslüman her iş ve hareketinde dengelidir, ölçülüdür ve hesaplı hareket edendir. Müslüman için bilindigi gibi başvurulacak birinci ve ikinci kaynak: Kitap  ve Sünnet bütünlügüdür. Kur’an ve Sünneti seniyyenin emirleri müslümanı ifrata ve tefrite götürmez inancındayız. Her müslüman bilir ki, ya da bilmek zorundadır ki; Allah katında muteber olan İslam bir’dir. İslam Dini bu manasıyla ve inzal edişiyle kemâle erdirilmiştir. Hiç bir yalpa yapmadan dogru bir şekilde inanan insanda  muvahhid olma, tevhid ehli olma vasfı ile İslamı temsil etme durumundadır kısaca…

Kardeşlerim, tabiidir ki;İslam kimsenin tekelinde degildir. Şahıslar ancak itaat etmek ve teslim olmakla yükümlülüklerini yerine getirirler. Kolay olanı zorlaştırmaya etkin olanı pasif  hale getirmeye kimsenin ne hakkı ne de salahiyeti olamaz… İnancımızın hayata hakim kılınması farzdır ve inanıyoruz ki İslam ümmeti de kesinlikle bu farzın tatbik edilmesi durumunda başıboş bırakılmamıştır. Allahın sevgili Peygamberine inen İslam dini her yönüyle ele alınacak olursa ki mutlaka öyle olmalıdır. Müslümanın Tefekkürü, çalışması, hal hareket ve tavırları ancak, dini bütünlüğün içerisinde olacaktır inşaallah. Peygamber efendimize (sav) inen ve yirmi üç senede bütün yönleriyle hayata uygulanan İslam dinini ögrenmek ve bu iman, inanç, itikad bütünlügü için mücadele etmek her müslüman için kaçınılmaz bir sorumluluk cümlesindendir. Cenabı hak bizleri ömrünün her anında İslami hava soluyan, İmanı teneffüs edenlerden eyleyip ifrat ve tefrit hastalığından kaçınanlarla  bir ve beraber eylesin inşaallah…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.