ÜRÜNLERDE HİLE  VE DÜZENBAZLIK…

Rabbimiz, Şuara suresi ayet. 183. te mealen şöyle buyurmaktadır:***İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın…***Bütün dünyada tabii özelde ülkemizde niyeti kötü insanlar birbirine hayatı çekilmez hâle getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Son üç yılda salgın hastalığını da bahane ederek milletin ekmeğiyle oynayanlar, gıda ürünlerine her türlü katkı maddelerini ekleyenler, daha fazla kazanç sağlamak amacıyla örneğin öğüttüğü kiremit tozunu *toz biber* niyetine satanlar, nasıl olsa üç beş kuruş cezası var diyerek daha önce aldığı malın hergün etiketini değiştirenler, akla hâyale gelmez yöntemlerle ölçü ve tartıda hile yapanlar. Binlerce zincir market işleterek üç harfli isimleriyle üç harflileri sollayanlar, fiyatları beş altı misli artırdıkları hâlde yetinmeyip kalite ile oynayanlar, insanlık onurunu hiçe sayıp toplumda güven unsurunu sıfırlayanlar, düzenbazlığın rekorunu elinde tutma gayesiyle inanmadıkları değerler üzerinde yeminler sıralayanlar…Evet Şuayb Aleyhiselamın gönderildiği sapıtmış kavmi tâkip eden yirmi birinci yüzyıl versiyonu olnan güruh ne yazık ki hiç te az değil…

Peygamberlerin hepsi Allahu tealadan aldıkları emirleri olduğu gibi içinde bulundukları topluma duyuran her meselede toplum yapısını ıslah etme çabasıyla hareket ettiler. Toplumların; takva ehli, itaatkâr, ihlasla ibadet etmelerini duyurarak risalet görevlerini hakkı ile yerine getirdiler. ilahi hükümleri tebliğ etme uğraşlarına karşılık hiç birisi insanlardan ücret İsteme düşüklüğünü göstermediler. Zorluklara ve musibetlere göğüs germe noktasında hiç bir yılgınlık emmaresi duymadılar. Peygamberlerin hepsi de bu zahmetlerine karşılık, ecirlerinin karşılığını sadece ve yalnız Rablerinden beklediler. Peygamberler, tebliğ görevleri karşılığında kullardan mükafat ve teşekkür beklemediler, hiç bir zaman mal, itibar, aldatıcı saltanat ve başkanlık peşine düşmediler. Aynı yöntemlerle risalet görevini ifa eden peygamberler; kendi kavmi arasında yay­gın olan manevi hastalıkları, sapıklığı tedavi etmenin çare ve yöntemlerini araştırmaya başlamışlar ıslah etme yolunda gayret sarfetmişler, boş şeylerin peşine düşmemelerini, dünyaya bel bağlayıp, ebedî yaşayacakmış gibi işler yapmamalarını, insanlara karşı katı davranmamalarını kınayarak onları uyarmışlardır. Bunlardan birisi de, Eyke adlı topluma gönderilen, Şuayb Aleyhiselamdır…

Şuayb Aleyhiselam, Eykelilere; Ölçüp tar­tarken eksik ölçüp tarttıklarını, terazi ve ölçüm aletlerinin hakkını vermedik­lerini, insanların haklarını eksiltmenin büyük bir vebâl olduğunu söyleyerek adilce ölçüp tartmalarını, kimsenin hakkını yememelerini, yeryüzünde büh­tan ve İftira ile bozgunculuk çıkarmamalarını söylemiş, bu hususta dikkatle­rini çekmiş Allahu tealadan sakınmalarını tavsiye etmişti. Allahu tealanın azabından kork­maları hususunda onları uyarmıştı. Ama onlar inatçı bir kavim olduklarından dolayı; Şuayb Aleyhiselamın bu çağrısına icabet etmemiş, sözlerine kulak vermemiş, bilakis şöyle demişlerdi:*Ey Şu­ayb sen büyülenmiş, hem de defalarca büyülenerek aklı bozulmuş, zihni dar­madağın olmuş bir adamsın. Sen de bizler gibi bir insansın. Bizler dururken sen Peygamber olduğunu nasıl iddia edersin? Biz seni yalancı bir peygamber olarak biliyoruz. Şayet sana itaat etmediğimiz takdirde azaplanacağımızı bil­dirmen gerçekten doğruysa, göklerden üzerimize bir parça düşür diyerek adeta göklerden taş yağmasını istemişlerdi…Hiç bir devir de azgınlığın sonunun olmadığını böylece anlamış oluyoruz…

Kardeşlerim, Bu ayeti kerimeden de ögrendiğimiz gibi; Şuayb Aleyhiselam, gönderilmiş olduğu azgın kavme, iyilik, güzellik, doğruluk, adil olma yollarını anlatmıştır. Söyledikleri; Adaletli olun, İnsanların eşyalarını eksiltmeyin, başkalarına ait her hangi  bir malı da noksan göstererek değerini düşürmeyin, eşya ve mal sahibini  zarara sokmayın,  ekonomiyi kaosa sürüklemeyin iktisâdi  şeyler hususunda adaletten, doğruluktan aynrılmayın, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın, fitne ve fesat tohumları ekerek teröre ve karışıklığa meydan vermeyin, halkın rahatını, emniyetini, huzurunu bozacak şeylere sebep olmayın, Başkalarının malını çalmak suretiyle veya, yan kesicilikte bulunmak gibi hayatlarına, geçimlerine tecavüz etmek gibi dinen yasak, aklen kötü tabiidir ki yüz kızartıcı hareketlere meyletmeyin, Rabbim yapmış olduğunuz işleri bilmektedir. Bu yaptığınız işlerden dolayı da sizleri cezalandı­racaktır…Neticesi zifiri karanlık olan korkunç âkibetten yakanızı kurtaramazsınız diye öğüt verse de bu inatçı sapık kavim nasihatlara boyun eğmeyerek, şiddetli bir azap ile helâk olmuşlardır… Rabbim sonumuzu hayırlı olanlardan eylesin, Selam sıratı müstâkmden şaşmayanlara…

Sermedkadir… 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.