CİHAD…Allah ahkamının – hühümlerinin her tarafa uygulanmasını temin için Mü’minin canıyla, malıyla verdigi mücadeledir cihad. Bu mücadele ya sözle, ya yazıyla, ya sohbetle ve ya savaşla olur. Cihad İslamın en önemli müesseselerinden biridir. Bunu böyle olduğu, Ku’ranı kerimdeki onlarca ayet ve sünneti seniyyedeki yüzlerce hadisle sabittir. İslamda Cihad ibadeti farzdır. Yalnız bu Farz bazı hallerde Farzı ayın; bazı hallerde ise Farzı kifayedir. Müslümanlar içinden sadece bir grup cihadın ğayesini gerçekleştirebiliyor, Müslümanların yurt, ırz, namus ve haysiyetlerini düşmanlara karşı koruyabiliyorlarsa o takdirde cihad farzı kifaye olmuş olur. Ve diğer müslümanların üzerinden sorumluluk kalkar. Şayet fert fert gücü yeten her müslümanın düşmana karşı koyma geregi varsa o zaman farzı ayın olur. Herkesin bizzat CİHAD etmesi icab eder. Buharide bizlere ulaştırılan hadis mealen şöyle:**Bu din, daima ayakta duracak, kıyamet kopuncaya kadar da mü’minlerden bir grup onun yolunda savaşmaktan asla vazgeçmiyecektir…**
Cihadın ğayesi, yeryüzünden fitneyi kaldırmak ve hakkı yüceltmektir. İslamda savaş, İntikam, öldürme, yağma, baskı ve zulüm yapmak için degil: Bunları ortadan kaldırmak için yapılır. Şurası bir gerçektirki; Müslüman olmayanları zorla İslama sokmak yoktur. Cihad’dan maksat, İnsanları baskılardan kurtarmak, İslamın yüce gerçeklerini onlara duyurmak ve kendi rızalarıyla müslüman olabilecekleri ortamları hazırlamaktır. Aslında; İslamın cihad müessesesi bilinmezse, Peygamber efendimizin (sav) yirmi üç senelik mücadelesi de yeterince anlaşılamaz. Şurasını kabul etmemiz lâzımdır ki, hiç kimsenin, İslamı veya onun her hangi bir müessesesini, olduğundan başka göstermeye hakkı yoktur. İslam neyse odur; hiç kimsenin hayâl ve düşüncelerine veya mantığına göre bir İslam uydurulamaz…Kütübi sitte de kayıtlı bir hadis mealen şöyledir:** Ben merhamet Peygamberi, ben silah Peygamberiyim.** Onun bir başka Hadisi Şerifi de şöyledir: ** Cennet kılıçların gölgesindedir.**
Bilindiği gibi; İslam dini umumun, insanlıgın bir hürriyet ve özgürlük fermanıdır. Yer yüzünde kula kulluk etmekten kurtulup bir tek Allahu teâlaya kulluk etme hürriyetinin fermanıdır. Bu da ancak yalnız Allahu teâlanın uluhiyetini ve onun âlemlerin rabbi oluşunu ilan ile olur. Allahın Âlemlerin rabbi oluşunun ilanı demek: Bütün suret ve şekilleriyle beşerin hakim olduğu sistemlere karşı girişilen bir inkilap, her ne surette olursa olsun insanların hükümran olduğu prensipleri tamamen kökünden yıkmak demektir. Allahın âlemlerin rabbi oluşunun ilanı demek: Allahın gaspedilen saltanatını tekrar Allaha verip, gaspetmek isteyen zalimleri koğmak demektir. Kendi kendilerinden çıkardıkları sistemlerle millete tahakküm edenler insanları köleleştirip kendilerini de tanrılaştırırlar. İşte Allahın âlemlerin rabbi oluşunun ilanı demek: Yeryüzünde beşerin hakim oldugu ülkeyi tarumar edip Allahın hakim olduğu ülkeyi inşa etmek demektir. İslam davasını yaymak için elbette cihad ibadeti zaruri bir ihtiyaçtır…
Kardeşlerim, bu günlerde küçücük bir terör devleti arkasında iri bir devletin olduğu bilinciyle önce Filistin daha sonra Lübhnanı kan gölüne çevirmiştir. Bu çılğınlığın nerelere varacağını düşünmek dahi istemiyoruz. Lâkin bizler cihad ibadetiyle önce canımızı korumamız icab etmektedir. Cihad ile sahip olduğumuz malı her ne varsa o mülkü, yurdu, vatanı korumamız gerekir. Cihad ibadeti ile dinimize saldıran her kim varsa mücadele etmemiz kaçınılmazdır. Cihad ibadeti ile neslimize uzatılan elleri kırmazsak nesil varlığından söz etmemiz mümkün değildir. Tevbe Suresi.Ayet.111.de mealen şöyle buyuruluyo: *** Allah Teala, Cennete karşılık Mü’minlerin canlarını ve mallarını satın aldı. Onlar Allah yolunda savaşırlar. Savaş meydanında şehit ve gazi olurlar. Allahın bu öyle bir vaadidirki, Tevrat’ta da, İncil’de de, Kur’an da da sabittir. Kim Allahtan daha çok vaadini yerine getirir ? Yaptığınız bu hayırlı alış verişten dolayı sevinin. İşte büyük kurtuluş budur…***Allah her şeylere kadir’dir…
Sermedkadir…