ÖRNEK BİR DOST, SAHABİYE…

Fatıma annemiz, bizim için en güzel örnek, dost ve yaşantımızda önderlerimizden birisidir. İtikad, ibadet, muamelat, meşrep itibariyle mü’min ve mü’minelerin validesi, Peygamber efendimizin (sav) kızı, Ali efendimizin eşi, Hasan ve Hüseyin efendilerimizin ise annesidir. Ehli beyt deyince ilk aklımıza gelen sahabiyedir. Rabbimiz Kuranı keriminde, Onun şanlı  Resulü  ise sünneti  seniyyesinde İnananların birbirlerini dost, veli edinmelerinin gerekliliğini öğütlerken, kesinlikle müminlerin dini alaya alan, dinini oyuncak edinenleri veli, dost tanımamaları hususunda ayet  ve  hadisler  bizlere yol göstermektedir. Bir kimsenin başkasının yol göstericiliğine inanması, o şahsın gösterdiği yolun itimat edilir, diğerlerinin yanlış olduğuna iddiâ etmesi ise bir vakıadır. İnanıyoruzki Kuranı  kerim  ve  Sünneti  seniyyeden  beslenen İslam alimleri  her  asır’da şer olana, kötülüğe, fitne ve fesat ehline dur demeyi  bilmiş, Din  ğayreti ile dopdolu olan Ehli sünnet  alimlerimiz insanlığın faydasına, yararına olan salih âmeller işlememizdede öğüt, nasihat ve vaazlarıyla örnek şahsiyetleriyle, sağlam karakteristik yapılarıyla maneviyat sahamızın nurlanmasına vesile  kılınmışlardır.

Derdimizde, tasamızda, üzüntü ve sevincimizde her an bize bizden daha yakın olan Rabbimiz en yüce, en aziz, dostumuzdur. Bunun yanında Allahu teâlayı seven, ihlasla sıratı müstakimden ayrılmayan, Allahın şanlı Rasulüne sadakatla bağlanan; kızı Fatıma annemiz başta olmak üzere sahabi, tabiin, etbai tabiin, veliyullah, dost, yâran, arkadaş, itaatkâr insanlarda bizim dost halkamıza dahildir. Allahu teâlayı dost bilip, islamın her emrinini samimiyetle kabullenmiş olanlar, Allah’ın sevgili kulları cümlesindendir. Bizler Allahın sevgili kullarını bulma, temiz kaynaklara vesile olması niyyetiyle arayış içine mutlaka girmişizdir. Hani derler ya: arayan mevlâ’sınıda bulur, belâ’sını da diye. Sonuçta kendi meşrebimize uyğun olanlarla içli dışlı olmuş, sevgi bağını kuvvetlendirmiş ve Cenabı hakka bu kulunu karşımıza çıkardığından dolayı dua’lar etmişizdir. Rabbim bizleri iyi insanlarla karşılaştırsın diyerek.Nisa Suresi ayet. 45. mealen şöyle:***Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir…***Tabiidir ki; en güzel yol göstericimiz Rabbimiz ve Cenabı hakka tabii olanlardır…

Bizler yaşadığımız zaman diliminden mes’ülüz. Zamanımızda yeryüzünde hakimiyeti elinde tuttuğu sanılan, güçlü gibi gö­rünen İslâm düşmanı yahudi ve hıristiyanları, kâfirleri ve müşrikleri gözümüzde büyütmeyip, Tek hakim olarak Allahu teâlayı bilir rızasına uygun bir hayat yaşar, sevdiği kulları örnek alırsak, Allahın yardımını her an yanımızda hisstmemiz uzak değildir. Büyün mesele en yüce dost, velimiz olan Rabbimizin, bizim hayatımızı düzenlemek üzere bize gönderdiği kitabından ve o kitabın pratik uygulaması olan peygamberinin sünnetinden, hayatından, uygulamalarından haberdar olmaktır. Eğer gece gündüz bu kitabı ve bu peygamberinin hadislerini elimizden bırakmaz, her an en doğru bilgilere ulaşmamızı sürdürür, Rabbimizin rahmeti gereği bize açtığı bu bilgilerle beraber olursak, kesinlikle bilelim ki tüm yeryüzü kâfirleri bizi saptırmak için bir araya gelseler bile bize hiçbir şey yapamayacaklardır. Fatıma annemiz de inanan insanlara yeme, içme, giyim, kuşam, edeb, ahlâk, mütevazi yaşantı, ibadet, taat ve iffetiyle önümüzdedir…

Kardeşlerim, Peygamber efendimiz (sav) kızı, damadı, torunları bu dini yaşama ve yaşatma hususnda bizlerin bir adım önümüzdedirler. Ku’ranı kerimin en güzel yorumunu bilen ve yaşayan yaşatanlar gibi hayatımızı dizayn etmek, uyğulama noktasında imtihan dünyamızın eşsiz örnekleridir. Rabbimiz değişmez ve değiştirilemez hayat mektebimiz olan Kur’anı kerimde en yüce dost, karar mercii, kanun, yasa, hayat proğramı düzenleyici en yüksek makam, güç, kuvvet ve kudret olarak; Allahu teâla, Allahın şanlı Rasulü(sav) olduğunu beyân buyurmaktadır. Bu iki en yüce gücün dışında, Allahı ve Rasulünü sevenlerin dışında dost arayanlar kaybedeceklerdir. Kim Allahı, Peygamberini ve mü’minleri dost edinir, on­ları hayatında karar verme makamında görür, onların hayat programı istikâmetinde bir hayat yaşamaya yönelirse onlar, Allahu tealanın tarafında olanlardır. Yeryüzünde Allahu te’alaya kayıtsız şartsız teslim olanlar kurtuluşa erenlerin taa kendileri olacaklardır… Rabbim Fatıma annemizden ve bütün mü’min ve mü’minelerden razı olsun…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert