Ehli ilim, ömrünü ayetlerle aydınlatan bilim insanı. Peygamberlerin şanlı varisi, ömrünü ilim tahsiline adayan mütefekkir. Son nefesine kadar ilimden, bilimden kopmayan, öğrendiklerini hayatında âmel sahasına aktaran Allahın hayırlı kulu. İnsan eğer Allah’ın kendisine sunduğu engin bilgileri alır, hayatına tatbik eder, hayatını bu bilgilerle düzenlerse, işte o zaman bildiğinin âlimi olacaktır. Öyleyse şunu kesinlikle ifade edelim ki, ilim vahiy’dir ve âlim de vahyi bilendir. Allah’ın kitabından haberdar olmayan insanların cehâletten kurtulmaları kesinlikle mümkün değildir. Dün de, bugün de, yarın da yeryüzünün en âlim insanları müslümanlardır. Bu kitabı bilenler âlimdir, bu kitapla beraber olanlar bilgindir. Bu kitaptan haberdar olanlar hikmet sahibidir. Rabbimiz, Fatır suresi ayet.28.de mealen şöyle buyurmaktadır:***İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kulları içinden ancak âlimler, Allah’tan gereğince korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır… ***Rabbim, bizleri ulemâya, âlimlerimize hürmetle yaklaşanlardan eylesin…
Kullar içinde âlim olanlar ancak Allah’a karşı saygılı davranırlar. Allah’tan gelen bilgiye evet diyen insanlar ancak Rablerine karşı haşyet duyarlar. Ebu Bekir, Bilal, Habbab, Ömer, Osman, Ali (ra) Allah onlardan razı olsun ilimleriyle cümle iman edenleri aydınlatmışlardır. Ebu Cehil, Ebu Lehep, Velid bin Muğire, şeddat gibiler cehaletin temsilcileridir Rabbim onlardan ve şimdiki torunlarından uzak eylesin. Müslüman, Rabbinden gelen vahye iman edip, kitaptan haberdar olup âlim olurlarken, diğerleri vahiyden habersiz bir hayat yaşayarak mâlümat sahibi de olsalar, cahil oluyorlardı. İçinde Allah saygısı, Allah korkusu bulunan kişi âlimdir. Ali Efendimizden rivayet edilen hadis mealen şöyle:** Gerçek âlim, insanlara, Allahın rahmetinden ümit kestirmeyen, azabından emin kılmayan, Allahın haramlarına izin vermeyen kişidir. içinde ilim bulunmayan ibadette hayır yoktur. içinde kavrama bulunmayan ilimde de hayır yoktur. içinde düşünme olmayan okumada da hayır yoktur… (Dârimî…)** Hayrı dokunmayan mâlumattan rabbimize sığınıyoruz…
İnsanlar bazı konuları veya kişileri zaman zaman duyum ve tecrübeler sonucunda kavrar, onlar hakkında bilgi ve kanaat sahibi olur. Tabii bu kişiden kişiye göre değişir. Bazı insanlar ise bunu daha sür’atli yapar, hızla kavrarlar. İşte kişi ve olayları bir nevi önsezi veya manevî bir kuvvetle çabucak kavrama ve anlama bir feraset işidir. Enes’in(r.a.) rivayetinde Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır:**Allah’ın öyle kulları vardır ki, insanları ferasetleriyle tanırlar…** Feraset bir Allah vergisidir. İman kalbe yerleşince inanıyoruzki, feraset de gelişir ve mü’min meseleleri ve hadiseleri çabuk anlar, yorumlar. Kolay kolay yanılma imkânı olmaz. Bir gün Osman efendimizin huzuruna bir adam gelmişti. Ona, *gözünden günah tütüyor* deyince adam itiraf etti: *Gelirken bir kadına bakmıştım…* Bu örnek de göstermektedir ki, mü’min ferasetiyle meseleleri çabucak kavrar. Yine bir bir hadisi şerifte mealen:** Mü’minin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar…** buyurulmuştur. Rabbim Bizleri olaylara ve İnsanlara ferasetle bakanlardan eylesin…
Kardeşlerim…Tabiidir ki, her sözümüz öncelikle müslümanlaradır.İslam şemsiyesi bizim baş tacımızdır. Olaylara bu zaviyeden bakmamız kaçınılmazdır. Allah’ın kitabından, yeryüzü için gönderdiği hayat programından habersiz bir hayat yaşayanlar tek kelime ile cahildir. Allaha ve şanlı rasulüne inanmadıkları için, kâfirler ve müşrikler yeryüzünün en cahil, en akılsız insanlarıdırlar. Kur’anı ve sünneti tanıyan kişi, vahiyden haberdar olan kişi, dünyanın en âlim kişisidir. Profesör de olsa, vahiyden habersiz yaşayan insanlar cahildirler, bilgisizdirler ve hem dünyalarını hem de âhiretlerini berbat etmiş insanlardır. İbni Ömer (r.a.) rivayetinde Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah’ın insanlara faydalı olmaları için Özellikle nîmet verdiği topluluklar vardır. Onlar bu niğmetlerden verdikleri sürece Allah o nimetini onlarda bırakır. Esirgedikleri zaman ise Allah onlardan alır, başkalarına verir…** İnanıyoruz ki, Hikmete ulaşma yolumuz her zaman açıktır. Âlim olma imkânımız her zaman vardır. Rabbimiz tüm kullarının önüne böyle bir rahmet kapısı açmıştır, bizleri açtığı bu rahmet kapısından istifade etmesini bilenlerden eylesin…
Sermedkadir…