Üzerinde en çok durmak istediğim kelime *TEVHİD* olsa da bu konuda yeterli ilmi veriyi yakalamanın zor olduğunu biliyorum. *Tevhid*; Kullukta Allahu Teala’dan başka hiçbir gücü, hiçbir şahsı, hiçbir kurum ve nesneyi pay sahibi kılmamaktır. Tevhid; Allahu teâla’nın varlığını, birliğini, bütünüyle yetkin niteliklerin kendisinde toplandığını, eşi ve benzeri bulunmadığını bilmek ve buna inanmaktır cümlesiyle yetiniyoruz. Allahu teâlanın dışındaki güç odağı gibi görünen ne varsa hepsi vehim’dir. Allah celle celaluhu ile boy ölçüşme densizliğinde olan her varlık hayâl olmuştur. Allahu zül celalin ilahlık vasfını kabul etmeyen her şey hurafe’dir. Hayat ve ölüm Allahu teâlanın elindedir. Noksanlıklardan münezzeh ve yüce olan Rabbimizdir. Benliğimizin dışa vurumu olarak ifade ediyoruz ki; Allah var’dır, bir’dir, mekândan münezzehtir. İhlas suresi mealen şöyle:***De ki: O, Allah bir’dir. Allah samed’dir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur….***Rabbim bizleri, ihlas ile kendisine yönelen, takva ehli mü’minlerle bir ve beraber eylesin…
Bizler hakikati, doğruyu, gerçeğin ta kendisini, Rabbimizden, O’nun Peygamberi vasıtasıyla öğrendik. Bu hakikatlerden birisinde Rabbimiz, kendi zatını üç özellikle nitelemiştir: Mâlik Allahu teâladır. Alemlerde tasarrufta bulunan O’dur. Varlık alanında hakiki mâbud Rabbimizdir. Hayatın ve ölümün yartatıcısı yine Cenabı hak’tır. Müslüman öncelikle tevhid ehli olmalıdır. Tevhid; Allahı zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir’leyip, bütün ibadetleri O’na yapmaktır. Allahu teâla şeksiz ve şüphesiz mülkün sahibidir. Rabbimiz; ubudiyet, uluhiyet ve rububiyet sahibidir. *Ubudiyet* deyince: Kısaca ibadet etmeyi anlıyoruz. Ubudiyet Allaha kulluk etmektir. Araf Suresi Ayet. 158. de Rabbimiz mealen şöyle buyuruyor:***Ey insanlar muhakakki ben göklerde, yerin saltanatına sahip olan, ondan başka tapacak bulunmayan, yaşatan ve öldüren Allahın hepinize gönderdiği Peygamberim. Sizde Allaha ve Allahın sözlerine inanın. Ümmi Peygambere inanın ki hidayete eresiniz…***İslam Şeriatına sımsıkı bağlanan mü’minin sözü o yüzdendir ki; Allah var keder yok lâfzını içerir…
Nasıl ki; her hangi bir vakit namazını kılınca içimizi kaplayan tatlı bir huzur bütün benliğimize yayılır, Sebbebini çok detaylı kavramamız zor olsada, İman ve ibadet bütünlüğünün ruhumuza vermiş olduğu mânevi haz yüzümüzde bir tebessümle dış dünyamıza aksetmişse, İşte bu hâl iman çağlayanının inanan insana vermiş olduğu sarsılmaz teslimiyet sevdasıdır inancını taşıyoruz. Tek ilahımız olan Allahu teâla, yeğane mabud’umuzdur. Secde ve rüku edilecek olan Rabbimizdir. Duaların ulaşacağı hedef mâbudumuzdur. Tevekkül ve itimadın destekçisi cenabı haktır. Kanun koyucu da yüce Allahtır. Emretme ve nehyetme, yasaklama yetkisine sahip olan da Rabbimizdir. Varlık alanında Ondan başka hakiki bir tapınılacak, ibadet edecek yoktur. Şükürler olsun ki; Allah’ın birliğine, hükümlerine hiçbir benzer ve ortak koşmaksızın katıksız olarak iman ediyoruz. Allahu teâlayı tek yaratıcı, hakim ve hüküm koyucu, rızık verici, terbiye edici biliyor ve bütün kalbimizle tasdik ediyoruz. Elhamdulillah…
Adem Aleyhiselamdan, Peygamber efendimize (sav) kadar dünya yüzüne ne kadar Peygamber gelmiş ise hepsi de ümmetine Allahın varlığını ve birliğini söylemişlerdir. Peygamberlerin sözüne hiç şüphe etmeden inanmak lâzımdır. Çünkü onlar Allahın emrine uymaya mecburdurlar. Katiyyen yalan ve yanlış söz söylemezler. Bütün Peygamberler *uluhiyet* kavramını kendi ümmetine anlatmışlardır. Uluhiyet kısaca ilahlık’tır. Kendisine kulluk edilen, himaye eden, kendisine ibadet edilen varlık, mâbud anlamında ifadesini bulmuştur. Bilindiği gibi; İslâm inancının temeli olan *La ilahe illallah* cümlesi Allah’ın dışında hiçbir ilah kabul etmez; Rububiyet deyince:Rab, yüce Allah’in güzel isimlerinden biridir. *Rab* kelimesi; mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi islâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir. Rab, Allahu teâla demektir. O, her şeyin rabbi, mâliki, sâhibi, efendisi, islâh edeni, varlıkların ihtiyaçlarını görüp gözeteni, ihtiyaçlarını karşılayanıdır. Yine O yüzden diyoruz ki; Allah var, keder yok…Rabbimiz En’am suresi ayet. 162. de mealen şöyle buyurmaktadır:***De ki: şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin rabbi Allah içindir…*** Rabbim bizleri kulluk şuurunu idrâk eden bahtiyâr insanlarla bir ve beraber eylesin…
Sermedkadir…