Son zamanlarda en çok duyduğumuz ifadelerden biri psikolojim bozuldu sözü dersek yanlış olmaz sanırım. İnsanlar duygu ve düşüncelerini beyân ederken mutlaka birbirlerinden farklı izah eder, başka türlü davranır, üslubu tarzı birbirinden ayrı’dır. Yöntem, metod, stil, tarz yönünden birbirine benzemeyen hâl ve durumlar bir diğerine abes gelebilir. İman, inanç, duyğu, düşünce, fikir ileri sürme yöntemlerinde evrensellik ilkesi her zaman doğru bir tesbit olmayabilir. Bazan o kadar mantıklı bir ilmi veri ile muhatab oluruz ki, söyleyecek tek kelime bulamayabiliriz. Bu demektir ki toplumun genele yönelik tanımı büyük kitleler tarafından kabul görmüş olayı izah tarzında dahi anlaşma sağlanamamıştır. Hiç kimseyi bu fikri yöntemlerinden dolayı ötekileştirip psikolojik vaka olarak göremeyiz. Farklı davranışlarımız bazan uçuk kaçık, bazan kendi şahsımıza münhasır, bazanda evrensel bütünlüğü yakalayabilir. Ruh bilimi yani *Psikoloji* başlı başına önemli bir ilim dalıdır. Farklı bir metod sahibini psikolojik vaka olarak tanımlamaktan kaçınmak en itidalli harekettir sanırım…
İnsan unsuru sosyal bir varlıktır. Birey’den aileye, aileden mahalleye, mahalleden geniş topluma ve en sonunda bütünüyle, *Ülke* geneline kadar insanlar hemen her konuda birbirlerinden sorumludurlar. Her ne kadar bireysel yaşadığını iddia eden birileri varsa da söz edilemeyecek kadar azınlığı teşkil ederler. Sosyal yaşantı içerisinde nasıl bedenimize musallat olan bir rahatsızlıktan endişe ediyor, her türlü şifa çarelerini arıyorsak psikoloji diye ifade ettiğimiz ruhi durumumuzu da göz önünde bulundurmamız mutlaka gereklidir. Tabiidir ki; her ilim kendi mihveri etrafında değerlendirilir ruh bilimi ise modern bilimin bir dalı olarak psikolojiyi gündemimize taşısa da insanlık tarihinin en kadim hastalıklarındandır. Aynı terim Romalılarda da vardı, eski Yunan yazılı kaynakları da ruhi bilimler cümlesi olan psikoloji ile ilgileniyorlardı, Emevi döneminde bilhassa Endülüste, Abbasilerde, Selçuklularda ve Osmanlı döneminde Psikolojik rahatsızlıklar ile ilgili *bimârhâneler* vardı…Rabbim bizleri;* çıldırmaya az kaldı doktorum nerde arayışından muhafaza eylesin…
Psikolojinin yalnızca bilinci değil, bütün zihinsel olayları, ihtiyaçları, insanın uyum çabalarını konu edinmesi gerektiğini; davranışın psikolojik basit birimlerden değil, uyum süreçlerinden oluştuğunu savunan modern psikologlar, bilhassa yirminci yüzyılda ruh bilim dalına çok yeni yaklaşımlar sunmuşlardır. Psikologlar vermiş oldukları değişik çabalarda birbirleriyle anlaştığı söylenemese de; duyğu ve düşüncenin modern bilimin ilkelerine göre inceleme imkanı olmadığı, her canlının gözlem ve eylemleri neticesinde davranış farklılığını esas aldıkları bilinmektedir. Örneğin Adolf Hitler ile Mussolini aynı ideolojiyi benimse se dahi iki ayrı ruh hâlini ortaya koymuş, Karl marks ve Lenin ideolojileri iktidar olduğu hâlde bunalımdan kurtulamamışlardır. 30. yıl içinde tamamıyla farklı bir Çin toplumu oluşturacağını ifade eden Mao’nun ruhi denklemi kısa bir müddet sonra çöktüğü bilinen bir gerçektir. Akıl niğmeti insan unsuruna verilmiş en büyük değer’dir. Yaşadığımız olumsuzlıklar her ne olursa olsun,Rabbim akıl nimetini elimizden almasın dileğindeyiz…
Kardeşlerim, haddini hududunu bilmiyen insana psikolojik vaka deyip geçiyoruz. Yine de her türlü bireysel vaka’lar sadece kendi zatını ilgilendirdiğinden pek önemsemeyiz. Ancak, toplumun önünde lider konumunda olanların duygu, düşünce, fikir ve davranış bozukluğu bütün bir toplumu yıkıma sürükleyebilir. Hele hele ne oldum delisi hüviyetine bürünenler Firavun, Nemrut, Hamân, Kral, yönetici, Başkan…her ne ise iktidar gücünü ele alınca psikolojik vaka hâline dönüşmeleri, astığı astık, kestiği kestik Tiran’lar, otoriter cüceler yaptıklarının yanında yıktıklarının enkazına karışıp tarihin derinliklerine gömülmüşlerdir. Onları hiç bir psikolog, psikiyatr ya da ruh bilimci yöntemi, ekolü, tarzı, incelemesi ne olursa olsun kurtaramaz. Rabbimiz Rad Suresi ayet. 28. de mealen şöyle buyuruyor:*** Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur…***Rabbim akıl niğmetini elimizden alıp, kâlp huzurumuzu bozmasın inşaallah…
Sermedkadir…