İzmir’de sâlâ’yı istemedikleri bir vakitte okuduğu için müezzini hakaretleriyle hırpalayan 8. 10. kendini bilmez aynı zamanda İslamdan haberdâr da olmadıklarından dolayı sâlâ’nın o mahallede bir müslümanın vefatını haber verdiğini de bilmezler.Kafir kafirliğini yapıyor diyeceğim ama sorsan müslüman olduğunu söyler, müslümanın ne olduğunu bilmeden…İslam Dininin özü ve özeti halbuki ezan’dır. Ezan sesi, insanları mutluluğa erdirici nizamın ancak İslam dini olduğunu müjdeleyen, haykıran mübarek, kutlu bir mesaj’dır. Ezan sesi mü’minlerden peygamber efendimize (sav) peygamber efendimizden de Rabbimizin onayına, rıza’sına bir çizgi şeklinde takip edilen ilahi bir nidâ’dır. Ezan sesi, İslam itikadını nakış nakış işleyen mukaddes bir çağrıdır. Benim gibi ömrünün 54. küsur yılı gayrımüslim toplum arasında geçmiş birisi için ezan sesi anlatılmaz ancak yaşanır sözleriyle ifade edilir. Necip Fazıl rahmetli bu duyğuları bir dizesinde şöyle ifade ediyor: *Denildimi bir yerin adına Türk beldesi; gözüm al bayrak arar, kulağım ezan sesi…*
İslam dinide, ezan sesi günün 5. vaktinde hakimiyet bildirici, İlâ’yı kelimetullahın en üstün olduğunun zikredilişi, tam bağımsızlığın, hürriyetin, özgürlüğn sembol ifadeleri ve o belde’de, İslam inancının hüküm sürdüğünün açık,ayân, beyân alâmetidir. Allah korusun; ezan sesinin susması demek o belde’de esaretin başlaması manâsına gelir. Ezan sesi İslam dünyasında; hürriyetin, özgürlüğün ifadesi, İstiklâlin haykırılışı ve aynı zamanda yaşanılan vaktin de ölçüsü’dür. İslam nizamında günler ezan sesi ile 5. ana vakte ayrılmakta, sabah ezanıyla başlayan gün bu mukaddes ölçüye göre bölümlere ayrılmakta, müslümanlara bir disiplin ruhu aşılamaktadır. Ezan sesi, hayat yolunda, bizlere sıratı müstakimi gösteren hakikat levhası, günah ve masiyet karşısında ise ikaz, ihtar ve tehlike işareti algılamaktadır. Bizler ezan sesini duyduğumuzda, müezzinle birlikte o yüce hakikatleri beraberce zikrederiz. Rabbim İslam dünyasını namazsız ve ezansız bir toplum olmaktan muhafaza eylesin…
Allahu teâlanın emir ve yasaklarına bağlanarak ibadet etmeye çağıran düsturlarını, dünya ve ahiret mutluluğuna davet eden mukaddes içeriğini *haydin namaza, gelin kurtuluşa* hayya ales salati ve hayyaalel felâh cümleleri ne güzel açıklamaktadır. Allahu ekber lafzıyla mutlak ve siyasi hakimiyetin ancak Allaha ait olduğunu kainata ilan eden ezanı Muhammedi, İslam toplumunun yönetim şeklinin, ancak İslam dininin hayat kurallarına, düsturlarına dayalı olabileceğini bildirir yönü ne kadar açık, net ve kesindir. Her sabah dünya yeniden güzel bir başlanğıca hazırlanırken, gerçeği, hakikati, realiteyi kavrayabilecek insan beynine, İslam nizâmını tanıtan ve bu hak dine iman edilmesine, kanunlarının yaşanmasına her gün 5. defa davet eden ezanı muhammedi’nin manâ ve içerigi ne kadar engin, derin ve muhteşemdir. Elbette ki; İslam dinine gönül vermiş bir müslümanın nezdinde, ezansız bir İslam toplumu düşünülemez öyle bir diyardan, belde’den söz edilemez…
Kardeşlerim, din’de zorlama yoktur. İsteyen kafirliği, dileyen mü’min olmayı tercih eder. Mü’min olanlar inandım dedikleri dini kaidelere uymak zorundadırlar. Kendi hevâ ve heveslerine göre İslam dinini yorumlama hakkı kimseye tanınmamıştır. Bizler inanan insanlar olarak felâha, kurtuluşa çağıran ezan sesini, Allahu teâlanın yüce kudretini, kanunlarına tabii olmanın zaruretini, hâtemul enbiya olan son peygamber hazreti muhammedin (sav) rehber, örnek ve önderligini ilan eden, bizleri bu ilahi nizamın gölgesinde olmaktan başka bir sistem, nizam, metod ve kanunun ya da idare şeklinin kurtaramayacağını bilerek ve inanarak huşû ve huzur içerisinde büyük bir iman ve muhabbetle dinler, tekrar ederiz. Ezan sesi. 1440. küsur yıldır aynı cümlelerle okunan ve her seferinde kelimeyi şehadeti dilimize yerleştiren güzellik ve özelliktir. Ezan sesi ile bizler Allahu teâlanın büyüklüğünü ve peygamber Efendimizin (sav) onun kulu ve rasulü olduğunu şerefle haykırıyoruz. Kıyamete kadar da müslümanlar haykırmaya devam edeceklerdir, Allahın izniyle…
Sermedkadir…