ÜÇ, BEŞ  UKELÂ…

Mezhepsizler fink atıyor, felsefe  silahları.

Geçmise sünger çeker akademi hocaları.

Rivayeti  yok sayarlar, kuru akıl  kanıtları.

Kaynak, delil desen besbelliki saçmalıyor…

Yorum, tevil indi hep  şahsına  münhasır.

Nerde  delil, mesnedi anlat hadi utanma.

Müsteşrik  şüphe saçtı  bilmem kaç  asır.

Yâve’leri  çok  duymuşuz yeter  yırtınma…

Yaşantının  ğayesi  kul  olmaktır  Allaha.

Emirleri, yasakları  öğrenmeden olurmu ?

Bilmiyordum ifadesi  yakışmıyor  insana.

Yazılan  kitabı  okumak bu kadar zormu..?

Doğduk, birgün  öleceğiz  yoktur çaresi ?

Hem de ot gibi mevsimlik canlı  degilim.

Kalmadıysa yaşantımın prensibi, ilke’si. ?

Aynı  görme  aklım  var, hayvan değilim…

Öngörüler boşboğazlık sanılacak belkide ?

Lâkin yazmam lâzım diyor yine  içgüdüm.

Kemiğim çürüse mezar, kabrim, sin’imde.

Yaşayana fayda olsun nasihatle öğüdüm…

Yozlaşmaya  çeşni  olup  çanak tutarsam.

Neye yarar bilmem bozuk, silik şahsiyyet ?

Anlayıp, dinlemeden  kul’a, köle  olursam,

Seciyesiz karakter de ne arasın meziyyet..?

Okumaz, ögrenmeyen  millet cahil olacak.

Şeytana bedelsiz  asker misli ile  sapacak.

Allah vaad  etmis Kur’an ebedi yaşayacak.

Sermed aldırma sen; hepsi üç, beş  ukelâ…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert