Mukaddes Ortaklığımız: Evlilik

Yüce hayat rehberimiz, Kuranı kerim karı koca arasındaki ebedi ve tabii ilişkiyi çok ince bir şekilde tasvir etmektedir. Rum suresi ayet .21.de mealen; ***İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacagınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O’nun varlıgının belgelerindendir .*** buyurulmaktadır.

Evlilik, içten sevgi ve şefkat ile dolu mutlu evlilik yuvasında, huzur ve güven nimetlerini tatmaları için Allahın iki nefsi, bagların en kuvvetlisi ile bagladıgı bir ilişkidir.

Saliha kadın İslama göre hayatın ilk tadı ve Allahın erkege en büyük nimetidir. Zira hayatın sıkıntıları ve yorgunluklarından sonra huzur bulmak için ona sıgınır; rahat, teselli ve insan hayatında benzeri bulunmayan lezzeti onda bulur. İslam dini kadına hiç bir dinde bulunmayan bir makam vermiş ve kıymetini yükseltmiştir.Peygamber efendimiz veda hutbesinde bu hususta şöyle buyuruyor: ** Dikkat edin. Kadınlara hayır tavsiye ediniz. Şüphesiz onlar sizin yardımcılarınızdır. İla ahir…**

Peygamber efendimizin kadınlar hakkındaki tavsiyeleri eşine iyi davranan kocayı ümmetin en hayırlıları mertebesine çıkartacak kadar kuvvetlidir. İslam dininin aile hayatına koydugu saglam dengenin bozulmaması esastır.

Samimi , sadık ve takva ehli müslüman hayatının en güzel zamanlarını eşiyle degerlendirmesini bilmeli, güleryüzlü haliylede evini şenlendirmeli böyle yaparkende hayatının her noktasında zirveye ulaşmış olan Peygamberi (sav) örnek ve önder kabul etmeli ve böylece kendisi de örnek bir eş olma özelligine sahip olmalıdır.

Gelelim günümüzdeki hoş olmayan bazı yaşantı şekillerinin irdelenmesine: Kendisini yaratan yüce varlık kadını, ev merkezli yaşamasını emrederken, kadın bugün çağdaşlık adına evinden soğutuldu ve uzaklaştırıldı. Kadın hanesinin kanıdır. Kan damarda kaldığı müddetçe temizdir, harice çıkınca kirlenir ve kirletir. Şimdi bu gerçekler ayak altına alındı.

Alemlere örnek sunulan Hz. Asiye, Hz. Meryem, Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Aişe kıyamet gününe kadar bütün kadınların En büyük rehberi ve örneği olması gerekirken, örneklerinden koparıldı, kopartıldı. Batı gözlüğünden, nefis, heva ve menfaat gözlüğünden, ilan ve reklâm gözlüğünden kendisine bakılan kadın, belki de çağdaş dünyada en çok sömürülen bir noktaya geldi, getirildi. Bu gün zamanımızda ,

Televizyonlar yerli yersiz, gerekli gereksiz her reklamda kadını satılık bir malmış gibi topluma sunuyor. Gazetelerin, televizyonların en çok yıprattıgı kişilik inanıyorumki günümüz kadınıdır. İletişim araçlarının kadını kadınlıgından çıkarıp, hayvandan daha aşagı derecede pazarlaması gün geçtikçe dahada artmakta tabir agır olsada bu mesele zıvanasından çıkartılmaktadır.

Süslerini ancak kocalarına göstermeleri istenen Rabbani talimatın yerini başka emirler aldı. Ve neticede nice kocalar bu haklarından mahrum edilmiş oldu. Kadının tabiî güzelliklerini koruması, süslenmede ilk ve tabiî bir görevidir. Kocasını haramdan korumak isteyen hanımlar, tabî güzelliklerini koruma altına almakla ve o güzelliklerini kocası için cömertçe kullanmaları istenirken, kocaların büyük çoğunluğu bundan mahrum kaldı.

Çağdaş dünyanın modern tıbbı şimdi ağzını açtı ve sonuç bildirgesini ilan etti. Hanımına, başkalarının bakmasında sakınca görmemek ya da hanımların kendilerini bakılacak şekilde ayarlaması modern tıp gözünde psikolojik ve cinsel bir hastalıktır.Ne yazıkki haberimiz olmadan ya da bir başkalarını göz önünde tutarak bu hastalıga günden güne bizde bulaşıyoruz.

İşin en korkunç tarafı bu içinde bulundugumuz halin tehlikesinden habersiz bir şekilde bataga gittikçe saplanıyoruz, fakat hala olayın boyutlarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Biz Müslümanlar tabiidirki olaya İslam gözlügü ile bakmak mecburiyetindeyiz. Herkes inancı dogrultusunda hayatını sürdürmekte, bizlerde inandıgımızı tatbik sahasına koymakla yükümlüyüz.

Yüce Yaratıcının Nisa Sûresi 34. ayetinde bildirdiği gerçek nerede ise rafa kaldırıldı. Kadının birinci vazifesi Allah’a itaat, ikinci vazifesi de kocasının haklarına saygı göstermektir. Günümüzde Kadın ve erkek kendileri dışında olan münasebet kurdukları kişilere azami derecede nezaket ve kibarlık gösteriken , bilhassa eşler birbirlerine aynı nezaketi, aynı hassas tutumu takınmıyorlar.

İnanıyorumki herkesten çok eşler birbirlerine nazik davranmak zorundadırlar. Nezaketin en güzeli, Kibarlıgın en anlamlısı nı Erkek kadınına, kadın da erkegine göstermek zorundadır.çünkü kadın erkege, erkek te kadına azami derecede muhtaçtır.İslam dininde, Allah’a saygıdan sonra, kocaya saygı zikredilmiş ve kocanın Allah’tan sonra en çok itaat edilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Kuranı kerimdeki bu Ayetlerin yorumunu yapan Tefsir alimleri bu konuları gündeme taşımışlar ve kendilerinden sonra gelen Müslümanlara yol göstermişler, bu ugurda tabir caizse çıgır açmışlardır. Allah onlardan razı olsun.

Buna göre, Allah’ın emir ve yasaklarına ters düşmeyecek şekilde, kocanın her türlü emir ve yasaklarına uyması, saygı ve hürmet belirtisi olarak da, kocasının yanında yüksek sesle konuşmaması, adıyla seslenmeyip, ona saygı ifade edecek bir tarzda hitap etmesi, itirazda bulunmaması, sözünü kesip önüne geçmemesi, özellikle başkalarının yanında kocasını küçük düşürecek, onur kırıcı söz ve davranışlardan sakınması gibi konular, kocaya itaat kategorisinde ele alınmıştır.

Karı-koca arasında en güzel dengeyi kurmuş olan Yüce Rabbimiz, kadınların başına seçim yolu ile değil tayin ile, atama ile kocalarını lider, reis yapmıştır. Bu reislik, erkeği kadına baskı yapmak, onu ezmek, ona zulmetmek hakkı tanımaz. Çünkü reis, kavminin hizmetçisidir.

Biyolojik, psikolojik ve ekonomik güç ve üstünlük sebebiyle Allah, hayat yolculuğuna çıkan eşlerden erkeği reis tayin etmiştir. Yuvayı dişi kuş yapar, yani kadın yuvayı ayakta tutar, ama yuvanın korunması ve beslenmesini erkek üstlenir.

Zamanımızda işte bu temel dengeler sarsıntı geçirmekte ve aile kimliği hızla çözülmeye gitmektedir. Kadını dövmenin, yaptığı işlere çirkin demenin yakışık almayan tavırlar arasına sokan dinimiz, kadını anne olarak hep cennet üstü varlık görmüştür. Bir taraftan erkeğinin sinir sistemini yatıştıran, gönlünün rahatlamasını, ruhunun doyuma ulaşmasını kadınlık sanatı ile gerçekleştiren kadın, aynı fedakârlığı doğal olarak erkeğinden beklemektedir. Ve tabiidirki bu onun vazgeçilmez hakkıdırda…!

Kadın ve erkeğe ait bu temel bilgileri hazmetmek ve anlamak için, öncelikle Rabbimizin vahyini, ayetlerini kabul etmek gerekir. Yüce Rabbimiz Sad suresi ayet.67.68.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** “De ki: Bu Kur’an, mühim bir haber, mühim bir mesajdır. Ama siz O’na sırtınızı dönüyorsunuz.”***

Her gün defalarca okuduğumuz besmelenin bize yüklediği vazife: “Hayata, eşyaya ve insana Rabbin gibi bak” emridir. Kur’an’la alıp vereceği kalmamış kimselerin vahiy bağlantılı söz ve mesajlara ayıracak zamanı yoktur. Ama biz Müslümanlar ne zamanki Kitabımızla araya mesafe koyarsak Allah korusun kaybedenlerden, zarara ugrayanlardan Ahirete elleri boş gidenlerden oluruz.

Müslümanların , vahiy dışı yanlış ve batıl nitelikli söz ve değerlendirmelere ayıracakları hiçbir vakti yoktur. Ama Kur’an’ın bilgileri mutlak gerçektir. Ve bizim tek yapacagımız bu mutlak dogrulara mümkün mertebe sarılmaktır. Çünkü bizim adımız Müslümandır. Yani biz teslim oldugunu söyleyenlerdeniz.

Dolayısıyla sözümüzün eri olup teslimiyetimizi ona göre Yani Kuran,Sünnet, İcmai ümmet ve kıyası fukaha sınırları içindeki dört muhkem, saglam binamıza itaatla sarılmakla, baglanmakla İslam dairesine giren toplum ferdi olmaktan başka düşünceyi taşımayan bir inancın mensubu olmayı cana minnet biliyoruz. Kurtuluşunda bu inançta saklı oldugu kanaatini taşıyoruz ve inşaalah taşımaya da devam edecegiz. Dinimize de Ailemize de sahip çıkacagız. Başka yol bilmiyoruz…

Ey bize hakka inanma ve doğruları tasdik etme gücü Veren Allah’ım, bize hakkı ve doğruları yaşama imkânı lütfeden Allah’ım, hatâlarımızı örten Allah’ım, kusurlarımızı bağışlayan Allah’ım, her günahı mağfiret Edici Allah’ım, kullarına nice hayır kapıları Açan Allah’ım, Kusurlarımızı affet. Hatâlarımızı ört. Ayıplarımızı gizle. Günahlarımızı bağışla. İsyanlarımızı itaate çevir. Korku ve evhamlarımızı ibâdete ve duâya çevir. İbâdet ve duâlarımızı kabul buyur. Bizi salih amellerimizde muvaffak kıl. Evlerimize huzur, saadet, Yuvalarımıza dirlik ve düzenlik ver. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…
Sermed Kadir… 9.8.2004

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.