YALANCININ MUM’U…

Ali Mahir Başarır diye bir talebe, Mehmed Ali Birand adlı bir gazetecinin proğramında, şimdiki Cumhurbaşkanı olan, zamanın Başbakanı ile okuduğu üniversitede bir proğram esnasında soru soruyor. Soru başbakanın üniversite yıllarıyla alâkalı. Aradan geçen zaman zarfında, Ali Mahir Başarır milletvekili oluyor hatta partinsinin sözcüsü görevini üstleniyor. Meclis kürsüsünden Cumhıurbaşkanının üniversite eğitimi almadığını höykürüror. Bu arada hakkındaki videonun milyon kere izlenime açık olduğunu ya unutuyor, ya yok sayıyor ya da milleti aptal yerine koyuyor. Demek ki insanlar utanma duyğusundan arınınca, yüz kızarma evrimini atlatınca, sözünün eri değilde oyuncağı konumuna düşünce gerçeğe aykırı, hakikate zıt, realiteye uymayan her türlü beyânatın temsilcisi olabiliyor. Politikanın çirkin yüzü bir daha toplumun önünde acı bir şekilde sergilenirken, sokağa dahi çıkamayacak bazı kimselerin her söze laf yetiştirdiğini görmek insanın, insana olan sayğısını azaltıyor…

Katılmak nasib olmadı ama neredeyse, 20. küsur yıldır bilhassa büyük şehirlerimizde Ramazan çadırları kurulur bu çadırlarda iftar yemeği başta olmak üzere sahur ve çeşitli etkinlikler sergilenir mü’minler ya da orucunu tutmayan insanlar bereket ve rahmet ayından nasibini alırlardı. Bu hayırlı çalışmalar daha sonraları hemen her mahallede *aşevi* kültürünü tekrar canlandırdı. Bu canlılık Belediye başkanlığı değişene kadar sürdü. Bu aşevleri yeni başkan döneminde adını Kent lokantası olarak değiştirdi ve yiyecek içeceklerden para alınmaya başlandı, bilen bilir detaya gerek yok. Yeni başkan seçilmeden önce okullarda süt dağıtımı ve talebelere gıda takviyesi başta olmak üzere, fakir yoksul, kimsesizlere ve asgari emekli maaşı alan ailelere her ay 9. bin lira destek çıkacaklarını beyân ediyordu. Ne hikmetse birinci dönem bitti, ikinci dönemde de uzun bir süre geçmesine rağmen unutulan vaadler hiç söylenmemiş konumunda rafa kaldırdı. Sahi vaadlerde her vatandaşa,1 tam altın verilecekti ne oldu ? Okuyan da beni partili ya da partici sanır hiç alakası yok. Şeriat bağımlısı merâk edemez mi ???

Ayasofya yı Kebir camii şükürler olsun ki, ibadete açıldı. Bu camiinin mü’minler nezdinde çok büyük bir önemi var. Aynı zamanda hristiyanlar için hele hele Yunanlılar için kıymeti tartışılamaz. Fatih Sultan Mehmed hanın istanbulu fethettiğnde camiiye çevrilip ilk Cuma namazını kıldığı bu güzide mekân Cumhuriyet idaresine geçenler tarafından *müze* yapılarak 2022. yılına kadar Avrupalı, Amerikalı, dost, müttefik ve kardeşleri mesud ve mesrur edilmişlerdi. Minarelerinden daha fazla süreyle ezansız bırakılmaya rızası olmayanlar tarafından tekrar asli şekline çevirilen Ayasofya yı Kebir camii her sabah namazının arkasından *Fetih* suresi okunup, her Cuma hutbesine 500. yıllık, kılıç ile çıkma itiyadı sergilenince sol zihniyet çılğınlık nöbetleri geçirmiş, ğayrımüslimlerden hatta torunu olmakla öğünen Yunanlılardan daha çok bizans damarı kabaran iç mihrâklar tarafından rencide edilmiştir. 16.Milyon istanbullunun başkanı olduğunu söyleyen şahıs sık aralıklarla Atina ziyaretleri düzenlediği hâlde Ayaysofya yı Kebir camiinden uzak durmayı tercih etmiştir…

Kardeşlerim, İstanbul son zamanlarda o kadar büyüdü, kalabalıklaştı, çarpık yapılaşmanın mekânı oldu ki; Allah korusun bazı şom ağızlı deprem bilginlerinin de ifade ettiği gibi orta şiddette bir sarsılma bile milyonlarca kişinin telef olmasıyla sonuçlanır. İnsan olma hasletine, firasetine, öngörüsüne sahip olamayan kalabalıklar tabiidir ki, sorumluluktan kurtulamazlar. Örneğin, Yerel seçimler öncesi medya ya yansıyan demeçleri  gözden geçirdiğimizde; şimdi bakanlık görevinde olan şahıs İstanbulda, 600. bin binanın kentsel dönüşüm planlarını halka arz ederken, şimdiki onlarca suç isnadından tutuklu seçilen zat, daha önceki bedava yemek veren aşevlerinin adını Kent lokantası yapıp, 40-50. liraya milletin aç karnını doyurmakla meşguldü. Her şey daha güzel olacak vaadleriyle seçilen de kendisi oldu. Büyüklerimiz kendi düşen ağlamaz demişler, hizmet etmeme yarışında olanları tercih etmekte toplumun seçimi. Ama, bir yere makarios’un da olduğu heykeli dikip, içinde yaşadığı şehrin Fatih’inin sandukasına eli arkasında tekme vurma eylemi, 1453. gün sonra kendisine silivri kapılarını açmış bulunuyor…

Sermedkadir…                

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert