TEMYİZ TOPLULUĞU İMİŞ…

Geçtiğimiz günlerde, Uludağ üniversitesi Hukuk Fakültesinde *Temyiz Topluluğu* adında din’siz ve don’suzlar grubu diyebileceğimiz sınırsız hayvan hürriyeti taraftarı fanatik bir topluluk similasyon etkinliği düzenlemiş, Ezan, Kur’an, Tesettür, Filistin davası… gibi konulada  alay etme cüreti göstererek ğüya mü’minleri rencide etme eylemini gerçekleştirmişler.Eskiden büyüklerimiz,  köpeksiz köyde, deyneksiz gezme deyimini kullanırlardı aynı o hesap, mukaddes değerlere duyarlı, İslami şiar’lara lâf söyletmeyen, toplumun din’iyle, diyanet’iyle, iman’ıyla, inancıyla alay edilemeyeceği bilinciyle yetişen toplum üyelerinin yokluğu ya da duyarsızlığı ve ya asgari sayıda olması, azgın azınlığa ses çıkaramama zilletini beraberinde getirmiştir. Artık Türkiye de yaşayan insanların yüzde doksanı müslüman diyemiyoruz. Aleviler, kızılbaşlar hemen bizi saymayın diye Birgün gazetesinden itiraz yükseltiyor, ateistler, deistler, sosyalistler farklı, ayrı, değişik belâ bunun sonucunda ipini koparan, ana baba terbiyesinden yoksun, mukaddesat kaçkını din düşmanlığına soyunuyor… 

Temyiz kavramından habersiz topluluklar kendi gibi düşünmeyen, kendisi gibi giyinmeyen, kendisi gibi her bulduğu nesneyi haram helâl ayırmadan yiyip içmeyen başkalarını ötekileştirme adına yok sayan, sosyal, hukuki, siyasal anlayışı taban keseri gibi kendi tarafından anlayan, fanatik bakış açısıyla diğer toplum bireylerini hakarete varan söz, fiil ve hareketlerle irdeleyen hastalıklı, illetli bir kafa yapısının ürünü diyebiliriz. Arada bir aynaya baksalar ne kadar ağresif tutum sergileyen, itidâl, uyum, özverisel bakış açısından yoksun olduklarını anlayacaklar ama nerde… Bu tiplerin ana babaları da aynı kendileri gibi örneğin, 1996 – 2002. yılları arasında kendi gibi hayat görüşü sahibi olmayanlara insan gözüyle baklmıyorlardı. İman, inanç ve itikâdi kavramlardan habersiz yaşadıkları için Kur’an nedir, sünneti seniyye ne manaya geliyor, mezhebi konular hangi meseleleri içerir, tasavvuf ve tarikat mensubu olmak… o kadar yabancı kavramlar idi ki; Bu insanları o yıllarda kamu’ya açık alanlara çıkmalarını dahi kanunla yasak hâle getireceklerdi…

Temyiz topluluğu adını verdikleri oluşum bu insanlara 4, 5. beden bol gelse de en belirgin şekilde koro hâlinde küfretmeyi beceren bir topluluk olduklarından dolayı, 25 – 30. sene önceki ana babalarının, dedelerinin sözlerini tekrar etmeleri ne kadar kötü niyetli olduklarını ortaya koyuyor. Hatta daha gerilere gidecek olursak, Türk sanat müziğini, Türk halk müziğini yasaklayan zihniyetin torunlarına bu yaptıkları akıl almaz hakaretleri kendi yüzlerine çarparız. Utanmaz adamlar, bizim gibi giymiyor diye şimdilerde yere ğöğe sığdıramadıkları Aşık Veyseli, Ulus meydanına nasıl bu kılıkla çıkarsın diye onlarca kez falakaya yatırmışlardı. Adam en sonuında jandarmadan yediği dayak korkusundan dağlara sığınmıştı. Zaten şapkası olmayan şehir içinde rahat rahat dolaşamaz, ilke ve inkılaplara karşı geldiği var sayılarak üç Ali’lerin istiklâl mahkemelerinde ecel terleri dökerlerdi. Bin yıllık gelenek, görenek, anane ve örf’ten gelen alışkanlıkları devam ettirme azminde olanlar öncelikle yağlı urğanlarda sallanmayı göze almaları icap ederdi. Evet birileri hak, hukuk, adalet mi diyorlar duymadım. Zaten onlarda duymamışlardı…

Kardeşlerim, Temyiz manâ olarak iyiyi kötüden ayırabilme yeteneğidir. Temyiz ayırma, seçme ifadelerini içerir. Hatta 5 – 6. yaşındaki çocuklara iyiyi kötüden ayırabildikleri için içinde bulundukları yaşları icabı fıkhi terim, ilmihâl bilgilerinde; *Temyiz yaşı* olarak bakılırlar. Ayrıca, hukuki terim olarak önümüze çıkan *Temyiz* sözcüğü, bir mahkemece verilen kararın yasa ve usül yönünden incelenmesini sağlayan kanuni yol olarak literatürümüze girmiştir. Bu bilgilerin hazmedildiğini zannetmediğimiz, utanmadan ad olarak *Temyiz topluluğu* yakıştırmasıyla ortaya çıkan azgın azınlık grubu ancak büyük nineleri Türkan Saylan mantığıyla baş açıkları insan olarak görüp eğitimlerinde bir mahzur yok, başörtülüleri ise insan sınıfına dahil etmeme mantığı ile dışlama özürlü bakış açısıdır. Yolunu tâkip eden milletvekilleri de gün aşırı bizim dinimizde başörtüsü yok diyerek görüş ve düşüncesizliklerini beyân ediyorlar. Son söz olarak herkes müslüman olmayabilir. İnananlar mü’min inanmayanlar ise kafir olmayı tercih edebilirler. Ama lüttfen ülkenin tapusunu kendi uhdelerinde saymayı bir zahmet unutsunlar artık, ğına geldi….

Sermedkadir…          

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert