Namazın Önemi Üzerine

Cenabı Hak Nisa Suresi Ayet.103.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Hiç şüphesiz, Namaz mü’minler üzerine vakitleri belirli bir farzdır…***

Peygamber Efendimiz (sav) ise bir Hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** Beş vakit Namaz, kullara farz kılınmıştır. Önem ve Usulünü hafife almadan, hiç bir yönünü ihmal etmeksizin bu beş vakit NAMAZ FARZINI yerine getireni Cennete koymak, Allahın taahhüdüdür. Beş vakit Namaz farzını yerine getirmeyenlerie karşı ise Allahın hiç bir taahhüdü yoktur, dilerse o kimseyi azaba çarptırır, dilerse CENNETE koyar…**

Namaz; İslam dininin ikinci şartı yani Allahu Tealaya ve onun Şanlı Peygamberine İmandan sonra Dinimizin en kıymetli İbadetidir NAMAZ. Akıllı ve erginlik çagındaki her Müslüman erkek ve Kadına emredilen bir İBADET. Bedenle yapılan İbadetlerin en üstünü. Dinimizin birinci şartı, ŞEHADET kelimesini diliyle söyleyip kalbiyle tasdik ederek İMAN etmektir. İkinci şartı da, DİNİMİZİN diregi olan, BEŞ VAKİT NAMAZI vaktinde kılmaktır.

NAMAZ Lügatta yani Sözlükte DUA demektir. Kuranı Kerimde Namaza SALAT denilmektedir. SALAT ise insanın DUA etmesi, Meleklerin istigfar etmesi, Allahu Tealanın merhamet etmesi acıması demektir. İlk İnsan İlk PeygamberAdem Aleyhiselamdan itibaren Namaz kılınması emredilmiştir. Bütün Peygamberlerin Namazlarını nasıl kıldıgını ve geniş açıklamasıyla Rivayetleri Hadis kitaplarımızda mevcuttur. Yani her Peygamber Namaz kılmış ve Namazla emrolunmuşlardır…

Bizlere beş vakit NAMAZ MİRAÇ gecesinde FARZ olmuştur. Akıllı ve erginlik çagına gelmiş her Müslüman Erkegin ve Kadının belli bir özrü yok ise her gün beş vakit NAMAZ kılması Allahu Tealanın emridir. Denilebilir ki Namaz bütün İbadetleri kendisinde toplamıştır. İbadetlerin en üstünü ve zirve noktasıdır diyebiliriz. Her gün beş kere NAMAZ kılmak, Kuranı Kerimde ve Hadisi Şeriflerde emredilmiştir…

Rum Suresinin 17. Ayetinde Rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır: *** Akşam ve Sabah vakitlerinde Allahı tesbih edin. Göklerde ve yer yüzünde olanların yaptıkları ve ikindi ve ögle vakitlerinde yapılan hamdler, Allahu Teala içindir…*** Ayetin Tefsirlerine, izah ve yorumlarına baktıgımızda Akşam yapılan tesbih, Akşam ve Yatsı Namazlarıdır. Sabah yapılan tesbih, Sabah Namazıdır. İkindi ve Ögle vaktinde yapılan HAMDLER , İkindi ve Ögle Namazlarıdır…

Namaz Mü’minin en kıymetli İbadetidir. Namaz kılmak, Allahu Tealanın büyüklügünü düşünerek O’nun karşısında kişinin kendi küçüklügünü, acizligini tabir caizse bir hiç oldugunu anlama hadisesidir. Kulun acizligini söz ve belirli bilinen hareketleriyle Kişinin Rabbine itiraf etmesidir, bildirmesidir. Bunun şuurunda olarak Namaza duran kişi inanıyorum ki; her zaman ve her yerde iyiliklerden , güzelliklerden başka bir şey düşünemez. Herkese iyilik yapmayı düşünür. Bütün kötü düşüncelerden arınır kesinlikle kötülük yapmaz ve yapmamak için de devamlı kendi kendisini Namazla kontrol altında tutar…

Yine inanıyorum ki; her gün beş defa Rabbinin huzuruna çıkan bir kişi, Rabbinin huzuruna varmayı niyetiyle ve hareketleriyle gösteren bir kişi asla zararlı birisi olamaz. Hiç bir canlıya zarar veremez. Zararlı olmayı aklından dahi geçiremez. Rabbi ile Namazda yani en yüce İbadet mahallinde bulunan birisi tertemiz kalpli ve tertemiz düşünceli ve tertemiz fikirli ve zikirli birisi hüviyetine bürünmüştür. Allah (cc) bizleri bu şekilde huzura varanlardan eylesin…

İnanıyoruz ki; Namaz ruhumuzun en vazgeçilmez gıdası hükmündedir. Namaz kılarken yapılması emredilen her hareketin, hem bedenimize hem de ruhumuza sagladıgı faydalar sayılamayacak kadar fazladır. Allahın huzuruna varıp ta kusursuz olarak kıldıgımız Namazlarımız bizleri Pis ve çirkin işlerden koruyacaktır inşaallah. Aynı zamanda faydalı işler yapmamıza alışkanlık kazanacagız. Fakirlerden, muhtaçlardan, karşılık beklemeksizin onlara yardım edecegiz. Ve ne istersek yalnızca Rabbimizden isteyecegiz ve her ne beklersek Rabbimizden bekleyecegiz…

İnanıyorum ki; Namaz için aldıgımız ABDEST bizlerin bedeni yönden temiz olmamızı sagladıgı gibi hayatta her yönüyle kalbi temizligimizden başlayarak, önce bedenimizde, Evimizde, İşimizde, hal, hareket ve tavırlarımızda yaptıgımız her türlü çalışmalarımızda temiz olmamızı bilfiil tertemiz, disiplinli bir hayata alıştıran ve bizim İnsan olmamızda yani Yaratılmışların en şereflisi olmamızda en yüce amelimiz Namazın bize bedeni ve Ruhi olarak sayamayacagımız olumlu katkılarında gizlidir diye itikad ediyorum…

Namaz İbadeti Dinimizde o kadar önemli bir yer tutar ki Biz Hanefi Mezhabine baglı olanların dışındaki Mezhep imamlarının görüşlerine göre Namazını özürsüz olarak terk eden kimse, Mürted oldugu gibi İslam toplumuna karşı gelmiş sayılır. Ve TÖVBE etmezse en agır şekilde cezalandırılır…

Namazını unutarak ve ya uyanamayarak tembellik yüzünden zamanında kılamayan kişler bu Namazı daha sonra kaza ederler. İslam alimlerinin büyük bir çogunluguna göre; Uyumak ve unutmak gibi bir özür sebebiyle Namazını vaktinde kılamayanın kaza etmesi gerkince , özürsüz olarak, tembellik yüzünden kılmayana öncelikle Namazların kazası gerekir. Namazı vaktinde kılamadıgından dolayı da bu kişi ayrıca Allaha TEVBE ve İstigfar etmesi gerekir…

Namaz ve oruç gibi bedeni İbadetlerimizde Vekalet ve Niyabet geçerli degildir. Yani bunu bilfiil bizler yapmak durumundayız bir başkasının yapmasıyla borç üzerimizden düşmez. Her Müslüman bilir ki Namazın Farz oldugunun inkarı kişiyi DİN dairesinden çıkarır. Yalnın bunun yanında tembellik ve ya umursamazlık ve buna benzer sebeplerle Namazı terk eden kimseler ASİ ve FASIK hükmüne girerler Allah korusun…

Biz Hanefilere göre, tembellik yüzünden Namazını terk eden kimse, Namazını İNKAR etmedigi sürece DİN dairesinden çıkmaz. Ancak günahkar, fasık ve asi olurlar. Bu durumdaki gafil insanlar öncelikle uyarılırlar ve tevbe etmeye çagırılırlar, hatta kötü örnek olduklarından dolayı toplumdan dışlanır ve tecrit edilirler ayrıca aklı başına gelsin ve ıslah olsun diye de hala Namaz kılmamakta direnirlerse kovulurlar, dövülürler. Kısaca İslam toplumunda, İslami düşünce yapısında Namazsızlıga izin yoktur ve bu hak kimseye tanınmamıtır, bu durum Hukukullahı, Allahın hukukunu zedeler. Namazsızlıga göz yumma müsamahası hiç bir Müslümana hak olarak verilmemiştir…

İnanıyoruz ki; aşırı soguklardan korunmak için , daha fazla giyinmeye ve daha fazla kaloriye ihtiyacımız oldugu gibi, zamanımızda da sokaklara taşan haramlardan, kötülüklerden, pisliklerden ve her türlü olumsuzluklardan koruna bilmek için, daha güçlü ve daha bilinçli daha kuvvetli bir İmana ve daha fazla sevaplara ihtiyacımız vardır. Allahın emirlerine ve Rızasına uygun olmak şartıyla Allah rızası için yapılan her türlü İbadetin büyük bir sevabı vardır…

Mutlaka bu sevapların ve mükafatların başında Yüce Allahın kesin emirleri olan Farzlara baglılık gelir. Farzların başında ise beş vakit NAMAZ İbadeti geir. Her gün beş defa tekrarlanan ve sürekli bir İBADET olan NAMAZ biz İnanan insanlara Allahı hatırlatır ve kişiyi Allahın huzuruna taşır. Dinimizin diregi olan NAMAZ ibadeti bizlere Allahı hatırlatır. Allahın emirlerini, Allahın yasaklarını hatırlatır ve insanları haramlardan her türlü olumsuzluklardan korur…

Namaz İbadeti İmandan sonra bütün İbadetlerin aslı ve kökeni oldugu gibi, kıyam – Kişinin Ayakta Rabbi huzurunda duruşu, Rüku- Kişinin yalnız Rabbi huzurunda egilişi, Secde – Kişinin yalnız Rabbi huzurında secde mahalline alnını koyuşu yani Rabbine en yakın olunan nokta, ve Kade – yani kişinin Rabbi huzurunda son oturuşu bir bakıma mükafatları toplamak ve Rabbinden dua ile, niyaz ile yalnız ellerini Rabbie uzattıgı, rica ettigi isteklerini bildirdigi sevap anı bunlar evet Namazın aslıdır esasıdır ve kökenidir…

Kuranı Kerimde *** Allah için KIYAM edin, Allah için RÜKU ve SECDE edin …*** emirlerini tekrarlamakta ve özellikle ** SECDE et, yakın ol…*** emri ile Secdenin eşsiz bir İbadet şeki oldugunu vurgulamak ancak ve ancak Namaz İbadeti içerisinde gerçekleşmektedir…

Bilindigi gibi eşyalar zıddı ile bilinirler. Putlaştırılan taşların, heykellerin önünde saygı ve hürmet amacıyla dikilenler ve amaçları, gayeleri ne olursa olsun, putlaştırılan taşların, demirlerin, bronzların, büst ve heykellerin önünde Rüku ve SECDE edercesine egilenler, en büyük günaha girmiş, en büyük günah yükünü sırtlamış ve Allaha ŞİRK koşmuş olduklarının bilincinde olmaları gerekir sanırım…

Bunun gibi Allah huzurunda oldugu inancı ve bilinci, şuuru ile Kıyam – Ayakta tazim ile dikiliş, Secde – Yalnız Rabbinin huzurunda yere alnını yüceler yücesine teslim ediş hareketi, ve Kuud yani sadece Rabbinin huzurunda egiliş fiilini yapanlar da en büyük sevabı, mükafatı kazanmış ve İmanın zirvesine ulaşmış olurlar diye inanıyorum Allah Namaz ehlinden Razı olsun…

Namaz İbadeti Kuranı Kerimde doksandan fazla Ayette zikredilmektedir. Bilindigi gibi önceki Şeriatlerde beş vakit Namaz yoktu. Ancak vakitleri belirsiz genel anlamda Namaz vardı. Şu anda bizleri ilgilendiren Müslümanların Namaza bakış açılarıdır. Bu bakış açısının merkezinde de Ayet ve Hadisi Şerifler vardır. Yol göstericimiz, örnek ve önderimiz Peygamber Efendimizin Sünneti Seniyyesidir. Namazın önemi bahsinde inanıyorum ki en güzel anlatım Peygamber Efendimizin Hadisi Şerifleridir. Namaz hakkında pek fazla Hadisi şerif vardır bizler bazılarını zikretmekle yetinecegiz inşaallah Rabbimiz ögrendiklerimizle amel etmeyi Cümlemize nasib buyursun…

Başta en büyük Hadis kaynaklarımızdan olan Buhari ile Muslim olmak üzere başlıca HADİS kaynaklarının hepsinde Namazın önemi hakkınad Hadisi Şerifler pek fazladır bunlardan bazıları mealen şöyledir: ** Münafıklar ile aramızda iki açık fark vardır, Sabah ve Yatsı Namazlarında gelmek onlar bunları yerine getirmezler…**

Bir başka Hadis mealen şöyledir:** Namazı ihmal etmiş olarak Allahın huzuruna varanların, Allah diger iyilikleri ile ilgilenmez…** Yine bir başka Hadis ise mealen şöyledir: ** NAMAZ, DİNİN diregidir. Namaz kılmayan DİNİNİ yıkmıştır…** Peygamber Efendimize (sav) ‚’ En faziletli İBADET nedir ? ‚’ diye sorarlar. Peygamber Efendimiz : ** Vaktinde kılınan Namazlar …** diye cevap verdi.

Yine bir başka Hadisinde mealen: ** Namaz CENNETİN anahtarıdır …** buyurmuştur.Namazın önemini diger Hadisler gibi şu Hadisi şerifte açıkça göstermektedir mealen: *** Eksiksizce temizlenerek beş vakit NAMAZ kılmaya devam eden kimseye NAMAZ Kıyamet günü bir nur ve kılavuz olur. Beş vakit Namazı ihmal eden kimse, Mahşerde Firavun ve Haman ile birlikte olur…**

Bir Hadisinde Mü’minler şöyle uyarılıyor: **Bir Namazı kasden terk eden kafir olur…** Mukaşefetul Kulub adlı İmam Gazalinin degerli eserinde bu Hadis için deniliyorki: Yani Namazı kasden terk eden kimse İMAN kulpundan eli ayrıldıgı ve İman diregi devirdigi için İMANDAN çıkmaya yaklaşır…

Bir Hadisi şerifte mealen şöyledir: ** Bir Namazı kasden terk eden kimse Muhammedin zimmetinden sıyrılmıştır…** Ebu Hureyre (ra) diyorki, Kim düzgün abdest alır ve NAMAZ kılmak niyeti ile evinden çıkarsa, amacı NAMAZu müddetçe o Namazdadır. Attıgı her iki adımın birine karşılık amel defterine bir sevap yazılır, öbürüne karşılık ta bir günahı silinir. Buna göre biriniz EZANI duyunca artık vakit geçirmemesi gerekir. Evi Camiye en uzak olanınız , en çok sevap kazananınızdır. Ashab sordu : Niçin ya Hureyre ? Ebu Hureyre de * Adım sayısının çoklugundan dolayı* diye cevap verir…

Burada bir anımı hatırladım Almanya ya ilk geldigimiz yıllarda ’de Camiii yoktu. İlk Mescid. 1978.lerde Allah hepsinden razı olsun gayretli Mü’minler tarafından açılmıştı. Camiiye her gidişimde bu Rivayeti düşünerek giderdim. Ve Namazı kesinlikle bırakmam da şu Hadisi şerif yüzünden olmuştu mealen: ** Kim bile bile kasden bir vakit Namazı kılmaz ise o kişiye seksen sene azab olunacaktır…** Cenabı Allah bizleri İmandan, Kurandan, Namazdan ve Kutsal bildigimiz her türlü mukaddes degerlerimizden ayırmasın…

Yine bir Hadisi şerifte mealen şöyle buyuruluyor: ** Gizli secde kadar kulu Allaha yakın kılan hiç bir İBADET yoktur…** Yine bir başka Hadisde mealen şöyle buyuruluyor: ** Adem oglu SECDE Ayeti okuyup arkasından SECDE edince Şeytan bir köşeye çekilip aglar ve bana yazıklar olsun, şu adam secde etmekle emredildi ve etti, ona CENNET verilecektir. Oysa ben SECDE etmekle emredildigim halde isyan ettigim için bana Cehennem vardır der…**

Rivayet olunduguna göre Ali ibni Abdullah ibni Abbas (ra) günde BİN kere secdeye varırdı, bu yüzden ona * SECDECİ * adı verilmişti.Yusuf ibni Esbat (ra) diyor ki: * Ey gençler cemaatı hastalanmadan önce sıhhatine sagladıgı imkanları degerlendiriniz. Ben şimdi sadece düzgün bir şekilde Rükuya ve Secdeye varabilenleri kıskanıyorum. Çünkü saglıgımın elverişsizligi yüzünden ikisini de gerektigi şekilde yapamıyorum…*

Belirtildigine göre kulun ALLAHA en yakın oldugu hal, SECDE halidir. Zaten *** Secde et ki, yaklaşasın…Alkak suresi.19.*** mealindeki Ayetin de manası budur. Cenabı Hak Feth Suresi. Ayet.29.da mealen şöyle buyuruyor: *** Alınlarındaki NİŞAN , secde izindendir…*** Bir yoruma göre buradaki NİŞAN dan maksat, Namaz kılanların alınlarına, secde ederken yerden yapışan toz, toprak gibi şeylerdir. Bildirildigine göre Ömer ibni Abdulaziz (ra) mutlaka Toprak üzerine Secdeye varırdı…

Diger bir yoruma göre Ayetteki NİŞAN dan maksat, içten dışa vuran huşu nurudur. Bu yorum daha dogrudur. Bir başka yoruma göre de söz konusu NİŞAN Kıyamet günü Abdestin izi olarak NAMAZ kılanların yüzlerinde belirecek olan parıltıdır. Ebu Hureyre (ra) der ki: * Kulun Allaha en yakın oldugu an, SECDE halidir, o anda çok DUA ediniz. Ukbe ibni Muslim (ra) diyor ki; * Allahın kulda en sevdigi MEZİYYET , O’na yakın olma özlemidir. Kulun, Allaha en çok yakın oldugu an , Secdeye kapanma halidir… Mukaşefetul kulub. İmam Gazalis.324-327…*

Taberani ve diger Hadis Kaynaklarının Rivayet ettiklerine göre Ubade ibni Samit (ra) der ki: * Dostum Muhammed (sav) bana yedi şey tavsiye etti. 1.) Kesilseniz, yakılsanız, asılsanız bile Allaha sakın ortak koşmayın. 2.) mazeretsiz olarak sakın NAMAZI terketmeyin. Kasden ve mazeretsiz olarak NAMAZ kılmayanlar İslam Dininden çıkmış olur. 3.) Allaha karşı gelmeye kalkışmayınız, çünkü bu tutum Allahın gazabını kazanmaya yol açar…

4.) İçki içmeyiniz, çünkü o bütün kötülüklerin başıdır… 5.) Eşinizden, malınızdanayrı düşmenizi isteseler bile Ana-Babanız karşı gelmeyiniz… 6.) Bütün ORDU kırılıp da tek başınıza bile kalsanız, CEPHEDEN kaçmayınız… 7.) Ev halkınıza ve yakınlarınıza iyilik ediniz. Yediginizden onlara da pay ayırınız. Onlara el kaldırmayınız, onlara Allah korkusunu telkin ediniz…

Hakim Tirmizi derki, Peygamberimizin (sav) sahabeleri Namazdan başka hiç bir İbadeti terk etmenin küfre yol açacagını ileri sürmezlerdi. Kulla Küfür ve İmanın arasında NAMAZ vardır. Kul Namazı terk ettimi Müşrik oldu oldu demektir…

Taberaniye göre Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyorki: ** Emanete hıyanet edenin İMANI yoktur. Temiz olmayanın NAMAZI kabul edilmez. NAMAZ kılmayanın DİNİ yoktur. Başın vücud da yeri ne ise NAMAZIN DİNDEKİ yeri de odur…

Tirmizi, Nesei ve İbni Maceye göre Peygamber Efendimiz buyuruyorki: ** Kıyamet günü kul, ilk önce Namazdan hesaba çekilir. Eger bu hesabı iyi geçerse kurtulmuş ve başarıya ulaşmış olur. Bu konuda iyi hesap vermeyenler aldanmış ve zararlıdır. Eger kulun FARZ Namazlarından eksik çıkarsa Yüce Allah; ‚’ Bakın bakalım, kulumun eksik Farzlarını tamamlayacak NAFİLE İbadeti var mı ‚’ diye buyurur. Arkasından aynı şekilde, kulun diger amellerle ilgili hesabı yapılır…**

Beyhakiye göre Hz. Ömer (ra) der ki: * bir gün adamın biri Peygamberimize gelerek ‚’ Ya Rasulullah, İslam da Allah katında en sevimli amel nedir ‚’ diye sordu. Peygamberimiz adama şu cevabı verdi: ** Vaktinde kılınan NAMAZDIR. Namaz kılmayanın DİNİ yoktur, NAMAZ DİNİN DİREGİDİR…** bu yüzdendir ki, Hz. Ömer’in sırtına hançer saplandıgı zaman EZAN okununca ona NAMAZ diye haber verirler. O da * NAMAZ ne güzel şeydir. Namazı terk edenin İslam ile hiç bir ilgisi yoktur.* diye cevap verir. Ve yarasından kann aka aka NAMAZI kılar…

İmam Zehebinin rivayetine göre Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki: ** Kul Namazını vakti girer girmez kılınca, NUR saçar halde göge dogru yücelerek ARŞ’a varır ve ırada Kıyamet gününe kadar sahibi, için istigfar ederek: * Beni nasıl titizlikle gözettinse Allah ta seni gözetsin der. Buna karşılık kul Namazının vaktini kaçırarak kılarsa bu NAMAZ karanlıga bürünerek göge dogru yükselir, varacagı yere ulaşınca eski bir paçavra gibi dürülerek sahibinin yüzüne fırlatılır…*

Ebu Davuda göre Peygamber Efendimiz (sav) ** Allah, üç kimsenin Namazını kabul etmez diye buyurduktan sonra onlardan biri olarak Vakti geçtikten sonra Namaz kılanları saymıştır…* Peygamber Efendimiz bu hususta buyuruyor ki: ** Namaza karşı titiz davrananlara Allah şu beş ikramda bulunur: 1.) Geçim darlıgını üzerinden kaldırır. 2.) Kabir azabından kurtulur. 3.) Amel defteri sag tarafından verilir. 4.) Sıratı şimşek gibi geçer. 5.) Hesaba çeki,lmeden CENNETE girer…

Namazı savsaklayanlara da Allah beşi dünyada, üçü ölürken, üçü Kabirde ve üçü Kabirden- mezardan yeniden çıkarken olmak üzere on beş çeşit ceza verir…

Dünyadakiler şunlardır: 1.) Ömrünün bereketi kaldırılır. 2.) Yüzünden * İyiler * siması silinir. 3.) Allah hiç bir Amelinin mükafatını vermez. 4. ) Duası göge yücelmez. 5.) İyilerin DUALARINDA payı bulunmaz… Ölürken çekilen cezalar şunlardır: 1.) Boynu bükük ölür. 2.) Aç olarak can verir. 3.) Bütün dünya denizleri gırtlagına akıtılsa kanmayacak şekilde susuzluk çeke çeke ölür…

Kabirde – Mezarda başına gelen azabları uzun uzun rivayet edilen Hadisi buraya kadar alıyoruz. Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz ki, bizlere Namazlarımıza karşı titiz davranmak, onu vaktinde ve eksiksiz kılmak üzere yardımcımız olsun. Rabbimiz cömert, kerim, esirgeyen ve merhamet edendir. Namazları vaktinde kılmayanların cezası bu derece agır olunca, Namazlarını hiç kılmayanlara ne demek gerekiyor bilmiyorum…

Allah bizlerin Firasetini artırsın ve bir tek Namaz vaktimizi dahi geçirmemeyi bizlere nasip etsin. Yoksa anladıgımız kadarıyla Namazsız insanların ne DÜNYADA, Ne KABİRDE- Mezarda ne de Kıyamet gününde yeri ve yurdu yoktur. Allahım bizleri Namaz İbadetinden ömrümüz boyunca ayırma, bizleri Namaza hor bakanlardan eyleme ya Rabbi…

Öncelikle GÜNEŞ doğmadan önce uyanmalıyım, abdest alıp sabah namazı kılmalıyım. Tembellik yapıpta uyanamazsam işte bütün günüm harap olur diye düşünürüm. Anlatılır: Abdulkadir Geylani hazretleri bir gün Sabah namazınına kalkamaz. O gün o kadar üzülür o kadar aglar, dua ve niyaz ederki; Bir sonraki sabah daha vakit gelmeden lanetli şeytan : Haydi kalk kalk sabah namazı vakti geldi diye Abdulkadir Geylaniyi kaldırır…

İmam derki sen bir lanetli şeytansın ve Namazın secdenin düşmanısın Namaz kılınmasını asla arzu etmezsin beni niye kaldırdın ? Şeytan derki dün sabah namazına kalkamayınca öyle pişmanlık gözyaşları döktünki bu nedametinden dolayı Rabbın kat be kat mükafatını artırdı daha fazla mükafat alamayasın diye kaldırıyorum der…

Yani şeytan hiç bir zaman NAMAZ kılmamızdan hoşnut olmaz. Onun için aman öncelikle şeytanın belini kıralım. Şeytana muhalefet edelim ve Rabbimize teslimiyet ahdini yenileyelim. Namazla güne başlayalım. Sabah namazıyla birlikte beş vakit namazı kılmaya itina edelim, Mazereti olmayanların Camiye cemaate katılmalarından daha güzel bir davranış olamaz. Düşüncesini de hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayalım inşaallah…

İnanıyorum ki; bulundugumuz çevremiz içinde ya fiilen, ya söz veya yazıyla yahut kalben emr-i maruf ve nehy-i münker yapmamız gerekir yani iyilikleri anlatma, insanları iyiliklere, güzelliklere çagırma, teşvik etme ve kötülükleri, olumsuzlukları, yapılmaması icab eden hususları anlatıp, kötülüklerden vaz geçirme görevini hakkıyla yürütmemiz icabeder…

Müslüman tepkili insandır, iyilikleri teşvik, tebrik ve tahsin eder yani iyilige yönlendirir, iyi işler yapılınca yapan kişiyi üstün tutar, ve yapılan iyiligi de mutlaka güzel görür; kötülükleri tenkit ve takbih eder. İyilik her yerde her zaman güzel, kötülük her yerde her zaman çirkindir. İyiligi gıpta ile karşılarız, kötülügün de cezasını bulacagına inanırız. Bu saglam bozulmamış muhkem DİNİMİZ İslam DİNİ içinde bizler Müslümanım diyenler sözümüzü tutmalı Teslimiyetimizin geregini yapmalıyız diye düşünüyorum. Elimizden geliyorsa elimizle, dilimiz dönüyorsa dilimizle, ikisine de gücümüz yetmiyorsa kalbimizle Din yolunda gayret sarfedelim inşaallah …

Bir kaç Fıkhi Kaide ile konumuzu noktalayalım inşaallah. İlmi ile amil olan Alimlere hürmet duymak M’üminler için bir vecibedir. Ahmed bin hanbel (Rh.a) diyorki: * Ey Allahım, kalpleri canavarlaşmış, dilleri Arapça olan , incelik ve utanç duygusundan yoksun, Alimleri izlemeyenlerin yaşadıgını ve yaşayacagı zamanı bana gösterme…*

Gaibden haber verdigini iddia eden hainlere inanan bir kimse KIRK gün NAMAZININ sevabını alamaz. Amelde küfre girmiş olur. Fala bakma, Fincan telesine bakarak manâ çıkarmak ve saire gibi hususlarda bu hükme dahildir…

Şeriat demek, genel manada , İslamın İtikad, İbadet, Muamelat – yani Dünya ve devlet işleri ve Ukubat yani ceza işleri demektir. Müslüman inandıgı Dinin Şeri hükümlerine inanmak mecburiyetindedir. İnanmazsa Allah korusun sonu büyük bir hüsranla noktalanır…

Peygamber Efendimiz (sav) SARIK sarmış, arkadan da ucunu çıkarmışlardır. Namaz kılan Müslümanların Takkelerinin üzerine SARIK sarmaları Sünnete ittiba ettiklerinin – baglı kaldıklarının bir alametidir, göstergesidir…

Sabah NAMAZI Sünneti ile Farzı arasında malayani yani boş ve lüzumsuz söz konuşulursa SÜNNETİN sevabı gider denilmiştir. Fakat ciddi şeyler konuşulabilir…

Allahım Sana şükürler olsun ki, kâinâtın kıvanç ve övünç kaynağı olan muazzez elçini âlemlere rahmet, bize müşfik bir hâmi ve koruyucu kıldın. Peygamber efendimizi bize düşkün kıldığın gibi, bizi de Peygamber efendimize ve O’nun getirdiklerine düşkün ve itaatli kıl. Bizleri onun saglam SÜNNETİNDEN ayırma, Bizleri Sünneti seniyyeye sımsıkı sarılanlardan eyle. Zikrimizde, fikrimizde, düşüncemizde, Dua, Namaz ve Niyazlarımızda seni anan sana yalvaran kul olma yolunda İhlaslı ve halis Niyyetli olmamızda bizlere yardım eyle Allahım…

Bizi ve yaşantımızı Peygamber efendimizden uzak eyleme. Bizi O’nun getirdiği nûra karşı kör, sağır ve duyarsız kılma. Aklımızı, kalbimizi, duygularımızı, gözümüzü, kulağımızı Peygamber efendimize gönderdiğin nûr ile aydınlat. Canımızı, nefsimizi, hidâyet güneşi ile terbiye et. Bizi Örnek ve önderimiz ola Peygamber efendimizin yolundan,Sıratı müstakimden ayırma. Bizi O’na indirdiğin Kur’ân ile katında makbul olgunluğa ulaştır.Ehli sünnet vel cemaat yolunda daim eyla Allahım. Sen her şeye kadirsin… Amin…
Sermed Kadir… 26.7.2006

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert