Ebedi Hayat Mektebimiz Kuranı Kerimde; Enfal Suresi Ayet.74.te mealen şöyle buyuruluyor: *** İnanıp HİCRET eden ve Allah yolunda savaşanlar ve onları BARINDIRIP YARDIM edenler; İşte onlar gerçekten inanmışlardır. Onlar için bagışlanma ve cömerttçe rızık vardır.***
Rabbimiz yine Tevbe Suresi Ayet.104.te mealen şöyle buyuruyor: *** Hicret edenlerle onlara yardım edenlerden öncülük kazananlar ile güzel davranmada onlara uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlarda ondan hoşnut olmuşlardır. Allah onlara, içlerinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan CENNETLER hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur…***
Ahmed bin Hanbelin kayıtladıgı bir Hadisi Şerifte Peygamber efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Ashabım hakkında Allahtan korkun, ashabım hakkında Allahtan korkun. Benden sonra onları kendinize hedef hâline getirip düşmanlık etmeyin. Kim onları severse bana olan sevgisinden dolayı sever. Kim de onlara kin beslerse bana olan kini dolayısıyla böyle yapar. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse Allaha eziyet etmiş demektir. Her kim de Allaha eziyet ederse çok geçmeden Allah onun belasını verir…**
Ashab: sözlükte yani mana itibariyle Ashab: arkadaş manasına gelen – SAHİB – kelimesinin çoguludur. (Şamil.i.Anslop.)
ASHAB: İslami ıstılahta Peygamber efendimize İman ederek onu gören ve Müslüman olarak ölen kimselerdir. Sahabi sayılabilmek için az da olsa Peygamber efendimizle görüşmek şarttır. Bu sebeple Peygamber efendimiz (sav) zamanında yaşamış, ona İman etmiş, hatta onunla haberleşip yazışmış, ona destek saglamış kişiler ASHABDAN sayılmazlar. Mesela o dönemin meşhur Habeşistan kralı Necaşi böyledir…
ASHAB Tabiri; Peygamber Efendimizin arkadaşları için, daha geniş manada alınacak olursa Peygamber Efendimizi (sav) gören Mü’minler için kullanılmıştır. SAHABİ ve bu kelimenin çogulu olan SAHABE terimleri de aynı manayı ifade eder. İyiyi kötüden ayırt edebilecek temyiz yaşında Peygamber efendimizi (sav) gören çocuklar ise ASHABDANDIR. Mesela Peygamber efendimizin (sav) iki torunu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyinin durumu böyledir…
SAHABİ olabilmek için Peygamber efendimizi (sav) dünya gözüyle görmek şarttır. Hz. Peygamberi rüyasında görenler Sahabi sayılamazlar. Peygamber efendimizi (sav) henüz kendisine Peygamberlik gelmeden önce gören veya onunla sohbet eden fakat, Peygamber olduktan sonra göremeyen kişide Sahabi sayılamaz.
Peygamberlikten sonra Rasulullahı (sav) gören kimsenin MÜSLÜMAN olması ve daha sonra Dinden çıkmış olmaması gerekir. Ancak tekrar İslam Dinini kabul eder ve sonra Peygamber efendimizi görürse yine SAHABİ olur…
İslam Dininin en güzel ve dogru bir şekilde ögrenilebilmesi için Hz. Peygamberin (sav) ve bundan dolayı Ashabın, Sahabenin hayatını iyi bilmek gerekmektedir. Çünkü Peygamber efendimiz (sav) ve onunla iç içe yaşamış olan Ashabı Kiramın hayatında Müslümanlar için çok güzel örnekler vardır.Bu örneklerden kısa bir kaçını buraya almak istiyorum:
Hz. EBUBEKİR Efendimiz diyorki:
· Dünya Mü’minlerin pazarı, Gece ile gündüz sermayeleri,Güzel âmeller ticaret malları; Cennet kazançları, Cehennem zararlarıdır.*
· Üç şey vardır ki kimde bulunursa aleyhine döner; Zulüm, Ahdi bozma, hile…*
· Ne söyliyecegini ve ne zaman söyliyecegini iyi düşü…*
Hz. ÖMER efendimiz diyorki:
· Takva sahibini zenginleri seviyor görüyorsanız O Dünyanın dostudur. Zaruret olmadıgı halde Sultandan ayrılmadıgını görüyorsanızO bir hırsızdır…*
· İnsanlarla iyi dostluk kurmak aklın yarısıdır. Yerinde sual- soru sormak İLMİN yarısıdır, İyi tedbir almak yaşamanın yarısıdır…*
· İlmi araştırma ve derin meselelerin çözümü CİHAD gibidir…*
Hz. OSMAN Efendimiz Diyorki:
· KABİR Ahiretin Ahiretin ilk, dünyanın son menzilidir. Kime zorlaştırılırsa ötesi daha zor, Kime kolaylaaştırılırsa ötesi daha kolaydır…*
· Nasihat veren insanın darbesi, içinde düşmanlık gizleyen insanın SELAMINDAN hayırlıdır…*
· Huzuruna varacagınız MEVLADAN korkunuz. Fitneye koşmayınız. CEMAATTAN ayrılmayınız…*
Hz. ALİ Efendimiz diyorki:
· En Güzel EDEB; Güzel AHLÂK , en şiddetli fakirlik AHMAKLIKTIR. En vahşi vahşet kendini begenmek ve en üstün zenginlik AKIL’dır…*
· Diledigin kimseye iyilik et. Onun EMİRİ olursun. Diledigin kimseden iste onun ESİRİ olursun. Diledigin kimseden müstagni ol (Gözü gönlü tok ol) Onun dengi olursun…*
· Allah ile arasını düzelten kişinin, İnsanlarla olan münasebetini ALLAH düzeltir…*
· Babaların, evlatlarına bıraktıkları servetin en hayırlısı EDEB’tir…*
· Başkasında gördügün fena bir huy’u hemen nefsinde ara ve ondan kaçın…* (Sahabe hayatları. Mustafa Necati Bursalı)
Sahabenin sayısı kesin olarak tesbit edilebilmiş degildir. Ancak Peygamber Efendimizin (sav) vefat ettigi zaman: 114.bin Sahabinin bulundugu kabul edilir bir rivayettir. Hayatları kitaplara geçen Sahabiler tanınan, bilinen, çeşitli özellikleriyle meşhur olan kimselerdir. Sahabe Hayatlarıyla ilgili bilgiler sonraki asırlara intikal etmeyen veya Mekke – Medine gibi önemli merkezlerden uzakta yaşayan Sahabelerin isim ve hayatları kaynak eserlerde yer almamıştır.
Peygamber Efendimizin (sav) arkadaşları ve yakın dostları olan Ashabı kiram O şanlı Peygamberin şahsiyyet ve dostlugundan çok yararlanıp, istifade etmiş kendilerine ÖRNEK olarak Hz. Peygamberin istedigi gibi Müslüman olmaya çok gayret göstermişlerdir.
İslam Dininin güçlenip yayılması için canlarıyla, başlarıyla çalışmışlar, bu yolda ölüm de dahil olmak üzere hiç bir şeyden çekinmemişler, Allah ve Onun şanlı Rasulünü Ailelerinden, çoluk çocuklarlarından, mallarından hatta canlarından daha çok sevmişlerdir. Allah yolunda hiç çekinmeden yurtlarından HİCRET etmiş ve kanlarını akıtarak canlarını bu ugurda vermişlerdir.
Böylece Ashabı Kiramın, Hz. Peygamberle (sav) beraber olmaktan dolayı kazandıkları üstünlükleri gün gibi ortaya çıkmaktadır. Kuranı Kerimin çeşitli Sure ve Ayetlerinde bizzat Allahu teala tarafından, Hadisi Şeriflerle de Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Sahabe methedilmekte ve övülmektedirler…
Fetih Suresi ayet.28.de mealen şöyle buyuruluyor: *** O agacın altında Mü’minler sana beyat ederken, and olsun ki Allah onlardan razı olmuştur da kalplerindekini bilerek üzerlerine manevi bir kuvvet – moral – indirmiş ve onları yakın bir fetih ile mükafatlandırmıştır…***
Peygamber efendimizin (sav) pek çok Hadislerinde Sahabe toplu olarak ya da fert fert Ashabının faziletlerine yer verilmiştir. Misal olarak alacak olursak bu Hadislerinden birinde, Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Nesillerin en hayırlısı benim neslimdir…**
Peygamber Efendimizin (sav) Allahtan alarak teblig ve yaşayışında tatbik ettigi veya bizzat kendisinin koydugu Dini esasların daha sonraki Müslüman nesillere ancak Ashabı Kirama dayanan sıhhatli nakillerle ulaşabildigi düşünülecek olursa, İslam Dini açısından Ashabı kiramın gerçekten bu övgülere ve kendilerine saygı gösterilmesi konusundaki ne kadar saygıya, sevgiye, hürmete layık oldukları daha iyi anlaşılır.
Bu sebeplerden dolayı Ashabdan birisinden bahsedilecek olursa ismi zikredilirken hemen arkasından RADIYALLAHÜ ANH veya RADYALLAHÜ ANHA –Allah ondan razı olsun- demek bize düşen saygı görevinin bir geregidir. İslam Dininin sıhhatli bir şekilde kendilerinden sonrakilere aktarılmasında temel unsur ASHAB oldugu içindir ki, Ehli Sünnet Alimlerine göre Kuran ve Sünnetinde övgüsüne nail olan Ashabı Kiram tamamiyle Adalet ve itimat sahibidirler.
Sahabe bir pervane gibi Peygamber Efendimizin (sav) etrafında dolaşır ve ondan bir şeyler ögrenmeye gayret ederlerdi. Çeşitli dünya meşgalelerinden dolayı yanına gelemeyenler, ertesi günü başkalarına sorarak eksiklerini giderirlerdi. Bazıları İslam Dinini ögrenmek için bogaz tokluguna Peygamber Efendimizi (sav) takip eder (Ebu Hureyre gibi), bazıları da efendimizin sözlerini yazarak tesbit etmeye çalışırlardı…
Kesinlikle inanıyoruz ki; Cenabı Allahın Peygamber Efendimize yapmış oldugu ikramlardan birisi de, Onun Ümmetini tam orta yolu takip eden mutedil, seçkin, örnek ve kıyamet gününde diger insanlara karşı şahit olan bir ÜMMET kılmış olmasıdır. Peygamber Efendimizin ÜMMETİ en hayırlı bir Ümmet olarak insanlık için yaratılmıştır.
Peygamber Efendimizn ÜMMETİ nin faziletleri o kadar çoktur ki saymak gayet zordur. Bu ÜMMET öncelikle iyilikleri emreder, kötülüklerden sakındırır. Allaha gerçek bir İmanla inanır. Bu Ümmetin en seçkinleride Peygamber Efendimizin arkadaşları olan SAHABEYİ KİRAMDIR. Fazilet bakımında en üstün olanları ise; iyilik yarışında önceligi kazanan Muhacirlerle Ensardır.
Tevbe Suresi Ayet.100.de mealen şöyle buyurulmaktadır: *** İyilik yarışında önceligi kazanan Muhacirler ve Ensar ile, onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur. Onlarda Allahtan hoşnutturlar. Allah onlara, içinde temelli ve ebedi kalacakları , içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır; işte büyük kurtuluş budur…***
Hicazi, Furkan Tefsirinde diyorki: * Muhacirler arasında bu yarışta önceligi kazananlar, iki kıbleye( Hem Mescidi Aksa ya, hem de Kabe’ye) yönelerek NAMAZ kılmış olanlardır. Bir rivayete göre Hudeybiye barışı öncesine kadar Hicret etmiş olanlar da öncelik sırasına girmişlerdir.
Zira Hudeybiye anlaşmasından öncesine kadar müşrikler, Mü’minlere zulmediyor ve onları en agır işkencelere maruz bırakıyorlardı. Evlerinin içinde dahi onlarla savaşıyorlardı. Müşriklerin bu zulmünden kaçıp Medineye, Peygamber Efendimize katılmak, İmanın sadakati için en büyük delil ve bir insan için en büyük fedakarlıktır.
Bir başka rivayete göre iyilik yarışında önceligi kazananlar, BEDİR savaşına katılmış bulunan Muhacirlerdir. Öncelik kazanmak eger İMAN, CİHAD, HİCRET, YARDIM ve mali fedakarlıksa, Önceligi kazanan şahsiyetlerin en erdemlisi; Sırasıyla dört HALİFE ve onlardan sonra da Aşereyi mübeşşerenin – Cennetle müjdelenenler – geri kalanlarıdır. Her önceligi kazanan, geride bırakmış oldugu kimseden daha faziletli degildir.
ENSAR arasında iyilik yarışında önceligi kazananlara gelince bunlar, Müslümanların hatırı sayılır bir güce erişmelerinden önce Müslüman olmuş olanlardır. Bir rivayete göre bunlar Birinci Akabe beyatına katılanlar ki bunlar yedi kişi idiler. Veya İkinci Akabe beyatına katılanlar bunların yetmişi erkek, ikisi kadın olan Medinelilerdi.
Güzelce uyan Müslümanların bu şekilde nitelendirilişleri ; Noksanlıklardan münezzeh yüce Allahın, iyilik yarışında önceligi kazananların, tam bir iyilik üzere bulunduklarına ve üstün bir İMANA sahip olduklarına tanıklıgını içermektedir. Evet bu şekilde tavsif edilen Müslümanlar, iyilikler ve yüce idealler hususunda önderlik edecek kapasitededirler…(Hicazi. Furkan Tefsiri.cilt.2.sayfa529-531)*
İsmail Hakkı Bursevi (Rh.a) Ruhul Beyan adlı Tefsirinde diyorki: * Güzellikle bunlara tabii olanlar dan kasıt, her iki guruba uyan kimselerdir. Güzellik ise, her türlü güzel huylardır. Ensar osun muhacir olsun bütün SAHABEDİR. Çünkü bunlar, diger Müslümanlara göre daha önce İSLAMI kabul etmiş durumdadırlar.* Bursevi. Ruhul beyan.c.3.s.498.499.)*
Seyyid Kutub (Rh.a) Tefsirinde şu görüşleri beyan ediyor: * Öncülügü yapan Muhacir ve Ensar ile onlara güzel uyanlardan müteşekkil bu üç grup o günkü İslam Cemiyetinin ana temelini teşkil ediyordu. Mekkenin fethinden sonra Arap yarımadasındaki temel İslam Kalesini meydana getiriyordu. Zaten İslam cemiyetini gerek şiddet ve baskı anlarında, gerekse bolluk ve rehavet dönemlerinde ayakta tutan da bu kitle idi. Aslında rehavet ve bolluk ile deneme, şiddet ile tecrübeden çok daha zordur…*
Cenabı hak Kuranı Kerimde Fetih Suresi Ayet 29 da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Muhammed Allahın Rasulüdür.Onunla beraber olanlar –Ashab-da kafirlere karşı çetin ve metin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rüku edici, secde edici olarak görürsün. Onlar Allahtan daima Fazlı kerem ve Rıza isterler. SECDE izinden meydana gelen nişanları yüzlerindedir…***
İslamdan önceki Ümmetler, Peygamberlerinin hayatı, sözleri ve davranışları ile ilgili bilgileri daha sonraki nesillere sıhhatli bir şekilde ulaştıramamışlardır. Diger hususlarda oldugu gibi, Müslümanların bu hususta da üstünlügü vardır. Ve bu üstünlük ASHABI KİRAM sayesinde olmuştur.
O da Hz. Peygamberin (sav) hayatı ile ilgili en ince ayrıntısına kadar bilgileri, Peygamber Efendimizin (sav) sözlerini, davranışlarını, takrirlerini, fiil ve hareketlerini, Ahlâki ve cismani özelliklerini sonraki nesillere saglıklı bir şekilde aktarmak suretiyle olmuştur.
Peygamber Efendimizin (sav) Binlerce, On binlerce, Yüz binlerce Hadis ve Sünnetine senediyle ve metniyle ve taa O zamana kadar uzanan yazılı belgeler halinde sahip durumdadırlar. Müslümanlar bunu ASHABI KİRAMA borçludurlar.
Peygamber Efendimizin vefatından ve Fetihlerden sonra İslam Devletinin muhtelif bölgelerine dagılan bazı SAHABELER, gittikleri her yerde BEREKETLİ ve hareketli birer İLİM MERKEZİ oluşturmuşlar ve yeni Müslüman olanlara İslam Dinini ve Peygamber Efendimizin (sav) Sünnetini ögretmişlerdir. Böylece İslam Dininin saglam bir şekilde Arap yarım adası dışına yayılması da Ashabı Kiramın yaptıgı hayırlı hizmetlerdendir.
Ashabı Kiramın arasında büyük degeri, faziletleri yüksek olanlar Muhacirlerdir. Bunlar Mekkenin Fethine kadar Hicret edenlerdir. Ondan sonra gelenler ise Ensar’dır. Ensar: Peygamber Efendimize (sav) ve Müslümanlara kucak açıp destek olan Medineli Müslümanlardır. Bu iki temel zümre Müslümanların en Faziletli zümresini teşkil eder.
İslam aleminde ASHABIN faziletlerine dair çok degerli, mükemmel eserler yazılmıştır ama onlar hakkında ne kadar degerli methedici sözler söylense yine azdır. Onlar Peygamber Efendimize ilk defa inanmışlar, Onun dizinin dibinden ayrılmadan İLİM ögrenmişler. Peygamber efendimizi her şeyden daha ileride korumuşlar.
Onunla savaşlara çıkmışlar. İtaat ta, amelde, fiilde, sevgide, hürmette, ahlâkta, edepte, davranış bütünlügünde daha akla gelebilecek her hususta örneklik sergilemişler, kendilerinden sonra gelenlere yaşayış numunesi olmuşlar hasılı; Allah (cc) Kuranı kerimde onları övmüş.
Peygamber Efendimiz (sav) Bir Hadisinde mealen :** Benim Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız dogru yolu bulursunuz.** buyurarak onların degerini ve sadakatlarını, dogruluklarını beyan etmiştir. ASRI SAADETİ yaşamış saadet asrı insanlarıdır onlar. Allah hepsinden razı olsun.
Allahım. Bizi Şanlı Peygamberiyin yolundan, izinden, Sünnetinden ayırma. Bizler Dünya’da Ashabı Kiramı seviyoruz. Onların yaşantısına imreniyoruz. Ahirette de bizleri onlara dost ve yakın eyle. Bizim yaşantımızı Kurana uygun hale getir. Bizi her türlü hallerimizle Kurana hizmetkar kıl. Kuranı Kerimi Dünyamızda rehber, kabrimizde ışık, mahşerde şefaatçi, Sıratta kılavuz ve Cennette bize yoldaş eyle.
Bizi Kuran Kerim ziyneti ile ziynetlendir. Bizi Kuranı Kerim şerefiyle şereflendir. Bizi Kuranı Keri ahlâkıyla ahlâklandır. Bizi Kuranı Kerim hürmetine dünyada ve Ahirette bütün afetlerden, musibetlerden, belalardan ve sıkıntılardan koru. Bizi Dünyada ve Ahirette sevdiklerimizle beraber eyle. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…
Sermed Kadir… 06.04.2005