ABİ’ME SÖYLERİM HAA…

Çocukluk dönemlerimizde az ya da çok mutlaka buna benzer anı’larımız olmuştur. Bizlerden biraz iri, gücümüzün yetmediği tip’ler musallat olduğunda en son çare olarak eğer varsa; *Seni abi’me söylerim haa* diye muhatabı vazgeçirme taktiklerimiz son çaremizdi. Lâkin zaman ilerleyince böyle korkutmaya yönelik yardım tâlebi hiç kimseyi iknâ edemediği gibi, Şimdiki Özgür takılan, Özel insan gibi, Camii avlusuna konulmuş yardıma muhtaç kimsesizlerin düştüğü durum benzeri imdat çığlıkları akil baliğ olmayan çocukların korku sendromu içler acısı. Muhafaza edilmeyi, koloni hâlinde yaşamayı, hep birilerinin hâmiliği altında yaşamayı, emperyâlist devletlerin gölgesine sığınmayı baştan kabul eden bir zihniyetin mâmulü seçim sonucunda millet iradesini nasıl temsil görevini üslenecek büyük bir soru işareti. Kendisi yaşlı dede, nerde kaldı ğayrı’ya himmet ede demezler mi ? Hem, her sıkıştığın açmazlarda ben sana nerede bir abi buluvereyim ? Birazcık özgüven sahibi değilsen git Yozgata bir traktör sahibinin kapısına yaman, hayat öyle de geçer…

İkinci Mahmut, Abdulmecid ve Abdulaziz dönemi, Osmanlı idarecilerinin yüzünün batıya dönük olduğu zamanlardı. İlk defa kendi ordusunu batılı ordulara benzetme, ilk defa giyim kuşamda Fransız ya da İngilizlere uyum sağlama çabası, ilk defa turistik ziyaret deneyimi, ilk ecnebi okullarında tahsil görme arzusu, İlk defa, Mustafa Reşit Paşa, Fuat Paşa, Ali Paşa, Ahmet Vefik Paşa öncülüğünde tiyatro, batı müziği, hayranlıkla benimsenen ecnebi tarzı yaklaşım sergileme teknikleri, karakteristik özellik, şahsiyet bunalımı, kişilik olgunlaşamama zaaflarını ortaya çıkarmış daha ileriki yıllarda sanat, ticaret, idari yapı, sosyal ve siyasal açılardan benzerlikleri artırmıştır. İlginçtir; 1855. yılındaki Islahat fermanı ile bütün devletler nezdinde Eşitlik, kardeşlik ve hürriyet fermanı yayınlanmış, millet sistemini kaldırarak bütün kültür ve din topluluklarının eşit vatandaşlık hakları sağlayarak Müslüman ve gayrimüslim Osmanlı tebaası arasında tam bir eşitlik sağlandığı ilan edilmiş olsa da, bitmez tükenmez asıl düşmanlıklar bu yıllarda körüklenmiş ve büyük yıkıma kadar da bu hınç bitmemiştir…

Dikkat edilirse, Mustafa Reşit Paşa ile başlayan batıya ve batılılara yamanma çabaları Başbakan olarak önce kendi statüsünü yükseltmiş daha sonra Başbakanlığı devralan talebeleri Ali ve Fuat Paşalarla içten çürüme hızlanmış, Ahmet Vefik Paşanın Rus’larla, Hristiyanlarla olan aşırı birlikteliği İkinci Abdulhamidi ziyadesiyle üzmüş nihayet öldüğünde; Kiliseni hemen yanına gömün hayattayken onlarla iç içeydi mezarda da çan seslerinden mahrum kalmasın fermanını buyurmuştur. Mithat Paşa sadrazam yani Başbakanlık koltuğuna kurulupta Osmanlı devletinden çok kendi istikbâli için hizmetler yaptığı zehabına kapılınca ben neymişim düşüncesi zihnini kemirmiş en sonunda; Şimdiye kadar devletin adı *Alî Osmani* idi bundan sonra da *Alî Mithat* olsun diyecek kadar kendinden emin idi. Bunun yanında Fransız ya da İngiliz takılmayı onlarla anılmayı cana minnet bilen,*Jön Türkler* için din, dil, kültürel yapı, mukaddesat gibi kavramlar kapıkulu oldukları Fransız ve İngilize yamanmayla sınırlıydı…

Kardeşlerim, son 200. yıllık tarihimizi her an göz önünde bulundurmamız büyük bir ibret vesikası olması açısından gereklidir. Necip Fazıl üstadımız; Yahudi bir tek yumurtasını pişirmek için dünyayı yakarken en ufak bir vicdan muhasebesi yapmaz der. Siz bakmayın Fetullah Gülen adlı şarlatanın; bizim için hristiyanlar namusumuzu emanet edebileceğimiz topluluktur saflığına…Ellerinden gelse bir kaşık suda boğmaları an meselesi…Yakın zaman içinde Afganistanı çöplüğe çevirdiler sonunda bir kaç yüz işbirlikçisiyle kaçmak zorunda kaldılar, işbirlikçilerini de ıssız bir ada’da ikamet etmek zorunda kaldılar. Aynı Âkibet Irak’lılar için de vuku buldu, bir milyondan fazla Iraklı’yı öldürdükten sonra adamlarını alıp cehennem olup gittiler. Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Birleşik Arap emirliklerinin koltukları verecekleri dolar haracına bağlı.1950. Yılından bu tarafa en büyük düşmanlarımız müttefikiz diye bizleri aldatanlar olduğunu İsrailliler bile biliyor. Birisi İngiliz, kokuşmuş batı ve Amerikadan Türk milletine fayda olmayacağını Özgür takılan Özel şahsiyyete acilen bildirmesi gerekiyor…

Sermedkadir…                  

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert