AİLE’Vİ  DEĞERLERİMİZ…

AİLE’Vİ  DEĞERLERİMİZ… Allah’ın REZZAK olduğuna iman eden mü’min bir AİLE; fertlerinin, çocuklarının *MEMUR* olması için gösterdikleri titizlik, kız ve erkek çocuklarının memur olmasını, onların * MİRÂCI * gibi gören anlayışa sahiplik yapıyorda İTİKADİ, İMANİ ve MUKADDES bilinen mevzuuları İKİNCİ PLANA atıyorsa bunda bir yanlışlık aramamız doğaldır. Bütün bunlar ailemize, bizden olmayan değerlerin sızdığını ve sızan her yabancı değerin bizde bulunması gereken değerlerden birini DIŞLADIĞINI göstermektedir. Kardeşlerim…Baba, Baba’lığını, ANNE de Anne’liğini hazmetmeden çocuklarını İTHAL beklentilere FEDA etmemelidirler. Aile ortamında insanlar Anne’liğini, Baba’lığını ve sorumlulugunu MUTLAK surette sorgulamalıdır. Hele hele ANNE’LERİN üzerindeki sorumluluk daha fazladır inancındayız. Müslüman aile, sadece kitap sayfalarına gömülmüş ilkeler, kurallar üzerine kurulu bir aile değildir. Uygulama olmadan bu bilgiler yetersiz kalacağı aşikârdır. Rabbimiz Âli imran  suresi ayet.10.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar cehennnemin yakıtıdır…*** Rabbim bizleri ANA – BABA terbiyesinin değerini bilenlerden eylesin…Sallu…

 

2.  AİLEVİ DEĞERLERİMİZ…Kardeşlerim, Yaşadığımız hayatta bize etki eden ve etkisi en ince ayrıntılarına kadar hissedilen kurallar ne yazık ki kanunla konmuş kural’lardan ziyade, göz göre göre üzerimize konmuş KANUN DIŞI kural’lardan oluşmaktadır. Kanunlar biz müslümanlara rağmen kurallar koyuyor olsa da, ÇEVRE’NİN, MEDYA ve kültürün ailemize SOKUŞTURDUĞU kurallara karşı dilimiz’de, elimiz’de KİLİTLENMİŞ kalmaktadır. Sanki haşa Allah’tan inmiş ÂYET gibi algılanan ÖRF, ANANE, GÖRENEK, ADET ve GELENEK vari yaşantıyı içeren çevre ve kültürel KURAL’LAR ne yazık ki, bizi bizden uzaklaştırabilmektedir. Çocuklarımızın üzerindeki emel’lerimizi yönlendiren bu kuralların YATAK ODA’LARIMIZA KADAR TESİR ettiğini inkâr edemeyiz. Rabbimiz Tevbe Suresi ayet. 24. te mealen şöyle buyurmaktadır:*** De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha SEVGİLİ İSE, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah FÂSIKLAR topluluğunu HİDAYETE erdirmez…*** Rabbim bizleri İNANDIĞI GİBİ yaşayan muttaki kullarıyla bir ve beraber eylesin…Sallu…

 

3.  AİLEVİ DEĞERLERİMİZ…Kardeşlerim, Mukaddesatımızın İHMÂLİ bizim için BİRİNCİ derecede endişe konusudur. Mukaddesatımızın ihmaline SEYİRCİ kalmak  hem ANNE – BABA olarak bizleri hemde çocuklarımızı ATEŞ’LERE atmaktan farksızdır. Çevre kültürü neredeyse bütün hayatımızı KUŞATMIŞ bulunmakltadır. Sadece kadınların erkekler hakkındaki peşin kanaatleri, erkeklerin de *KADIN* dendiğinde akıllarına ilk gelen peşin fikirleri bu hakikati izah etmek için yeterlidir. Çevrenin ve komşuluğun, örf’ten oluşan kültürün ailemizi OLUMSUZ yönde etkilemesi, bir yandan bizi başkalarına göre yaşamaya MAHKÛM ederken bir yandan da üzerimizde izlenmesi gereken Şeriat’ımıza dair kuralları İKİNCİ PLANA itmeye neden olmaktadır Allah korusun. Dünya ve AHİRETİMİZİ ilgilendiren mevzuularda eğer çevre şartlarına ve inancımızdan olmayan  kültürlere göre hareket ediyorsak yanlışlarla başbaşayız  demektir. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde  mealen şöyle buyuruyor: **Mü’minden başkası ile arkadaşlık etme.Yemeğini TAKVA SAHİBİ olandan başkası yemesin… Tirmizî.** Rabbim bizleri mukaddesatımıza sahip çıkanlardan eylesin…Sallu…

 

4.  AİLEVİ DEĞERLERİMİZ… İnanıyorum ki Müslüman BİREY firasetli olmak zorundadır. Bilerek veya bilmeyerek içine düştüğümüz, BİZE AİT OLMAYAN  KURAL VE KAİDE’LERLE Müslüman birey’in oyalanacak ZAMANI yoktur. İslama zıt olduğu AŞİKÂR olan KURAL, KAİDE, ÖRF, ADET, GELENEK, GÖRENEK, ANANE ve batıl dayatmalarla geçirecek vaktimiz yoktur. Hele hele DİN adına beyinlerimize kazınmak isternen HURAFE’LERLE hiç işimizin olmadığı bilinmelidir. Bize ait olan değerleri yeniden canlandırarak  DOĞAL  halimize dönmemiz zaruridir. İnsanların *ORGANİK DOMATES* temennilerinden önce AİLE’NİN organikleşmesi üzerinde YOĞUN ÇABA sarf etmesi gerekmektedir. Şükürler olsunki en büyük nimet olan İMAN  niğmeti ile yaşıyoruz. Evimize giren misafirimizin, bizimle bir bardak çay içenin kimliği çok önemlidir. Bir kız çocuğuna en büyük âlimlerden birinin ders vermesi kadar etkili bir görüntü, o kızımızın  Anne’sinin çay içmek için oturduğu bir arkadaşı ile verdiği görüntüdür. Kızımıza TESETTÜR telkin ederken, Anne’sinin çay içtiği arkadaşının TESETTÜR DIŞILIĞI bir eğitim tarzı olarak etkindir. Bu etkinlik de alimin etkin oluşundan daha üstündür. İşte bu gerçeği  ifade  tarzında;  **DOĞRU OLUN, AŞIRI GİTMEYİN. Gündüzü değerlendirin, geceyi değerlendirin. DENGELİ OLUN Kİ, gayenize eresiniz…** diyen Allah Rasül’üne  ve mukaddes dinimize  sımsıkı  ve  candan  baglanmak zorundayız. Başka yol bilmiyoruz… Rabbim  Müslüman’ların  yar  ve  yardımcısı  olsun…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.