Sabah kurtuluş çagrısı KULAĞINA ulaşmaz.
Namaz, Oruca YABANCI bayramları kaçırmaz.
Kitap, sünnet, icmaa dersin KIYAS anlamaz.
Fıkıh, İLMİHÂL anlatsan zamanı yok dinlemez.
Murdar ölür bu gidişle yol’da AYIK yürümez…
Meyve’leri bırakıpta dalı kıran HÖDÜĞÜ.
Borazan verdiler ELİNE çalamazken düdügü.
Emir makamına geldi BEYNAMAZIN güdügü.
Taş duvarın yanında ağlamaktan çekinmezler.
Saygıyla anacakmışım haram derim bilmezler…
Şahin kesilirler sanki bir mazlumu görünce.
Sanki hesap vermeyecek günü gelip ölünce.
Eli hayra alışmamış kara çalmış ömrünce.
Cuma, BAYRAM günleri hiç içine sinmez.
Beş vakit Namaz için çağdaş taviz veremez…
Kaynak AŞİKÂR iken kuyu kazar inadına.
Güneş çıkmış, şamdan arar ISSIZ alan’da.
Sağa koştu, sola gitti NAÇAR kaldı saha’da.
Akıl baliğ olmamış sanki ÇOCUK anlamıyor.
Daha ne kadar kaçacak heva,heves arıyor…
Nolur viran olmasa AHİRET şen kalsaydı.
Gaflet duvarını yıkıp HİDAYETİ bulsaydı.
Şeriat İslam’ın özü bari onu ANLASAYDI.
Rabbim HİDAYET versin içimi daraltıyor.
Kulak sağır, gözü kör;Sermed, ibret almıyor…