Enes’in(r.a.) rivayetinde Peygamber efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah’ın öyle kullan vardır ki, insanları ferasetleriyle tanırlar…**Kardeşlerim: İnsanlar bazı konuları veya kişileri zaman zaman uzun bilgi ve tecrübeler sonucunda kavrar, onlar hakkında bilgi ve kanaat sahibi olur. Tabii bu kişiden kişiye göre değişir. Bazı insanlar ise bunu daha sür’atli yapar, hızla kavrarlar. İşte kişi ve olayları bir nevi önsezi veya manevî bir kuvvetle çabucak kavrama ve anlama bir firaset işidir. Firaset bir Allah vergisidir. îman kalbe yerleşince inanıyoruzki, firaset de gelişir ve mü’min meseleleri ve hadiseleri çabuk anlar, yorumlar. Kolay kolay yanılma imkânı olmaz. Bir gün Hz. Osman’ın huzuruna bir adam gelmişti. Ona, „Gözünden günah tütüyor“ deyince adam itiraf etti: „Gelirken bir kadına bakmıştım.“ Bu Örnek de göstermektedir ki, mü’min ferasetiyle meseleleri çabucak kavrar. Yine bir Bir hadisi şerifte, „Mü’minin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar“ buyurulmuştur. Rabbim Bizleri olaylara ve İnsanlara firasetle bakanlardan eylesin…Sallu…
2.)Rabbimiz Fatır suresi ayet.28.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kulları içinden ancak âlimler, Allah’tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır…*** Kardeşlerim: İnsan eğer Allah’ın kendisine sunduğu bu bilgileri alır, hayatına tatbik eder, hayatını bu bilgilerle düzenlerse, işte o zaman bildiğinin âlimi olacaktır. Öyleyse şunu kesinlikle ifade edelim ki, ilim vahiydir ve âlim de vahyi bilendir. Allah’ın kitabından haberdar olmayan insanların cehâletten kurtulmaları kesinlikle mümkün değildir. Dün de, bugün de, yarın da yeryüzünün en âlim insanları Müslümanlardır. Bu kitabı bilenler âlimdir, bu kitapla beraber olanlar bilgindir. Bu kitaptan haberdar olanlar hikmet sahibidirler. Rabbimiz bizleri İlim adamlarımıza, Alimlerimize gerektiği gibi hürmet edenlerden eylesin bizleri Kuranı kerim ve Sünneti seniyyenin nurundan ayırmasın…S…
3.) İbni Ömer (r.a.) rivayetinde Peygamber efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah’ın insanlara faydalı olmaları için Özellikle nimet verdiği topluluklar vardır. Onlar bu nimetlerden verdikleri sürece Allah o nimetini onlarda bırakır. Esirgedikleri zaman ise Allah onlardan alır, başkalarına verir…** Kardeşlerim: Allah’ın kitabından, Allah’ın yeryüzü için gönderdiği hayat programından habersiz bir hayat yaşayanlar tek kelime ile cahildir. Kâfirler ve müşrikler yeryüzünün en cahil, en akılsız insanlarıdırlar. İlim Müslümana aittir. Kur’an’ı ve sünneti tanıyan kişi, vahiyden haberdar olan kişi, dünyanın en âlim kişisidir. Vahiyden habersiz yaşayan insanlar cahildirler, bilgisizdirler ve hem dünyalarını hem de âhiretlerini berbat etmiş insanlardır. İnanıyoruzki, Hikmete ulaşma yolumuz her zaman açıktır. Âlim olma imkânımız her zaman vardır. Rabbimiz tüm kullarının önüne böyle bir rahmet kapısı açmıştır. Rabbimiz bizleri açtığı bu rahmet kapısından istifade etmesini bilenlerden eylesin…S…
4.) Hazreti Ali Efendimizden Rivayet edilen bir hadis mealen şöyle: ** Gerçek âlim, insanlara, Allahın rahmetinden ümit kestirmeyen, azabından emin kılmayan, Allahın haramlarına izin vermeyen kişidir. içinde ilim bulunmayan ibadette hayır yoktur. içinde kavrama bulunmayan ilimde de hayır yoktur. içinde düşünme olmayan okumada da hayır yoktur…Dârimî…** Kardeşlerim Kullar içinde âlim olanlar ancak Allah’a karşı saygılı davranırlar. Allah’tan gelen bilgiye evet diyen insanlar ancak Rablerine karşı haşyet duyarlar. Ebu Bekirler, Bilallar, Habbablar, Ömerler, Osmanlar, Aliler âlimdirler. Ebu Cehiller, Ebu Lehepler, Velid bin Muğireler cahildirler. Çünkü Müslümanlar Allah’tan gelen vahye iman edip, kitaptan haberdar olup âlim olurlarken, diğerleri vahiyden habersiz bir hayat yaşayarak cahil oluyorlardı. İçinde Allah saygısı, Allah korkusu bulunan kişi âlimdir. Rabbim bizleri Allah’a karşı saygı duyup, O’nun emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmada hassasiyet gösteren kulları zümresine dahil eylesin… Sallu…