ALLAH ERİNİN AHLÂK VE KÜLTÜRÜ…

İslam kimliği taşıyan her kim olursa olsun ahlâk ve ve kültürü Kur’anı kerime muarız, aksi, ters olmamalıdır. İnancımız o’dur ki; nefsimizin, şeytanın, şeytanlaşmış insanların zehirlemeye çalıştığı günah bataklığından Allanın ipi olan Kur’ana sarılarak kurtulma ümidimiz bâkidir. Biz müslümanlar, Allahın ipi olan Kur’anın bütün ayetlerine sarılmakla mükellefiz. Ayetler arasında ayırım yapmak biz müslümanların işi ve zaten hakkı da değildir. Biz müslümanlar, Kur’anı kerimi okuduğumuzda; şu ayet çağımıza uygun bu ayet bu zamana uymuyor boş boğazlığını yapma cesaretini kendimizde bulamayız. Cenabı hak bizleri kendi ipine sımsıkı sarılanlarla bir ve beraber eylesin. Zeyd bin. Erkâm’dan gelen bir rivâyeti Sahihi Muslimden okuyoruz. Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır:**Dikkat edin, ben sizin aranızda iki ağır yük bırakıyorum. Bunların biri Allahın kitâbdır. O, Allahın ipidir. Her kim ona tâbi olursa doğru yolda ve kim de onu terkederse dalâlette, sapıklıkta olur…**Rabbim bizleri her türlü  fitne  ve tefrika belâlarından muhafaza eyleyip, haram, helal sınırlarına dikkat eden, teslimiyet ahdine zarar getirmiyen yalnızca  müslümanlara kardeş gözüyle  bakanlarla bir ve beraber eylesin…

 

İslam kültür ve ahlâkını yaşama ğayreti içinde olan müslümanlar olarak en büyük arzumuz Allahın rızasını kazanmaktır. Allahın rızasını kazanmak ta inanıyoruz ki, Allahın ipi olan Kur’anı kerime sımsıkı tutunmakla gerçekleşir. Allahın ipi, zimmeti, *Hablullah* tâbiri Kur’an ayetidir. Aynı zamanda bu kelime Allahu teâlaya verilen söz, zimmet, güvenme, ağırlık, ulaşma, ulaştırma ve sebep anlamlarıyla izah edilir. İslam sancağı altında toplanmayı arzu eden mü’minler mutlaka Allahu teâlanın zimmetine girmeyi arzu ederler. Yaradana vermiş olduğu sözü yerine getirmek için canla başla çalışırlar. Güzellikleri en özel olana ulaştırmaya çalışırlar. Çünkü kurtuluş rabbimizin rızasıyla hareket etmektedir. Cenabı hak Âli İmran suresi ayet. 103. te mealen şöyle:***Hep birlikte Allah’ın ipine İslâma sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allahın size olan nimetini hatırlayın…***buyurmaktadır. Biz Müslümanlar imanımızın gereği olarak farklı konumumuzu muhafaza etmek zorundayız. Bizim için esas olan Allahın emir ve yasaklarına uymak, Peygamber efendimizin (sav) ögüt ve tavsiyelerini yerine getirmektir…

.

Günümüzde yaşanılan hayata da bakacak olursak; İblis her yerde kol gezmekte, şeytan kendine yandaş aramakta, tuzak, hile aldatıcı zevk, safa, heves ve eğlence kervanlarını yolun her iki tarafına dizip, kurmuş tuzağına düşecek insanları beklemektedir.  Bu korkunç yolun kenarına çekilmiş olan bir ip veya kuyuya düşmüş olanları çıkarmak için uzatılmış urğan ve ona iyice tutunmuş bir toplum düşününüz. İşte bu hayırlı oluşumdan meydana gelen sosyal birlik, vahdet, tevhidi bağlılık ve cemaatlaşma yönüyle kuvvet kazanacağız, böylece şeytanın hilelerini boşa çıkaracağız, iblisin sevincini kursağında koyacağız. *Allanın ipi olan Kur’ana hepiniz sarılınız* emrini doğru anlamaya ğayret edecegiz. Birimiz sarılıp da diğerlerimiz seyretmeyecek. İslam dininin evrenselliğini hep birlikte  yaşayacağız, bireysel hareket yerine toplumsal bütünlüğü savunacağız. Çağımızda bazı sapık cereyanla herkesten çok bildiğinin zannına kapılan ukelâ, cesur cahillerden olmayacağız. Allahın yeryüzündeki ipi mesabesindeki, Kur’an düsturundan, sünneti seniyyeden kopmamaya çalışacağız…

 

Kardeşlerim, Allah teâlaya binlerce kez şükürler olsun ki; bizleri İslam dini ile şereflendirdi. Cenabı hak, bizleri kendi yardımı ve mü’minlerle kuvvetlendirdi. İnanan insanların kâlbini birbirine ısındırdı. İslâm nimetiyle yüzlerimizi nurlandırdı. Kur’an ve sünneti seniyye bu duyğularımızı, hissiyâtımızı ne kadar güzel ifade ediyor. Günümüzde biz birbirimizi sevdik diyoruz. Bizleri birbirimize sevdiren imanımızdır. Birbirimizi ümmet olarak bilmemiz, aynı dine inanıp aynı Peygamberi (sav) örnek ve önder bilmemizdir. Yeryüzünde yaşayan milyarlarca müslüman aynı kıbleye yönelip aynı duyğuları ifade ediyor. Hamdolsun Rabbimize, ne muhteşem bir sevgi sıcaklığı. İmam Ahmedin zamanımıza ulaştırdığı hadis mealen şöyle:**Yeryüzünün bütün nimetleri senin olsaydı ve onu o insanlara dağıtsaydın onları kendine ısındıramaz, birbirierine de dost yapamazdın…Yeryüzünün hazinelerini bun­lara dağıtsanız aralarını bulmanız mümkün değildi…Allah’ın kitâbı, Kur’ân gökten yere uzatılmış bir iptir, yani hablullahtır…**buyuruluyor…Allahu teâla bizleri ahlâk ve kültürümüzle kitabına ve şanlı Peygamberinin sünnetine itaatla sımsıkı  tutunanlarla bir ve beraber eylesin…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert