ARAF’TA  KALMAK…

ARAF’TA  KALMAK… Günümüzün en büyük problemlerinden birisi kanaatımızca AİDİYET arayışıdır. İnsanlar daha nereye, hangi topluma AİT olduğunun şuuruna varamamışlarsa derdimiz çok büyüktür. Örneğin halkının yüzde 99. Müslüman olduğu bilinen Ülkemizde son yapılan anketlerden birisinde; 5. Vakit NAMAZ kılanların oranı yüzde 24. olarak belirlenmiş, bu sonuç DİN kavramına ne kadar önem verdiğimizin açık bir göstergesidir diyebiliriz. DİN’İN DİREĞİ yıkılmış olan bir toplum hangi müsbet verilerle UMUDUMUZU yeşertir düşünmek dahi istemiyoruz. YALAN, SAHTE, RİYÂ ve yapmacık şahsiyet kırılmaları bizi birbirimize güven ve itimat hisleriyle bağlamak yerine koparacağı ğayet açıktır. Akıllı, fikir ve düşünce sahibi insanlar, Tam bu noktada *ARAF’TA BEKLETİLME* tabirini gözler önüne getirmelidirler. Büyüklerimizin bir sözü var: *İKİ ARA’DA BİR DERE’DE KALDIK* diye, bu ifadeler konumuzu açıklama babında bizler için anahtar cümledir inancındayız… Verdiğimiz sözü unutmayalım, Kelimeyi ŞEHADETİN hakkını teslim edelim, iki yüzlülükten, ARAF’TA kalmaktan kurtulalım inşaallah…

 

2.  ARAF’TA  KALMAK… Adına SUR, TEPE, KALE, BURÇ ya da engel teşkil edecek her ne dersek diyelimARAF konumundadır… Dünya yaşantımızda, İmtihan alanında, İMAN, İTİKAD, TESLİMİYET bağlamında tereddüt etmeden KELİMEYİ TEVHİD’İN içerdiği muhtevayı yaşamaya gayret edelim. Şayet acabalar arasında debelenirsek, İslami hükümlere ŞÜPHE ile bakacak olursak, Allahu Tealanın EMİR VE YASAKLARINA itibar etmezsek, Peygamber Efendimizin (sav) Öğüt, nasihat ve yaşantısını ÖRNEK almaz isek, KIT Hadis bilgimiz olmasına rağmen Hadisi şeriflere taan eden modern BELÂM’LARIN peşine düşüp reddetme çılğınlığına saplanırsak,  Sahabe, Tabiin ve Etbai tabiini tanımazsak, Mezhep imamlarından tamamen KOPUK bir hayat sürersek, Tasavvuf ve Tarikat ehlini zamanımızdaki sahtekârlara bakıp bütün zamanlarda yaşayabilecek *KÂMİL İNSAN* kavramından TOPTAN uzaklaşırsak… Evet bu ve bunun gibi hâl ve tavırlarımızla; CENNET ve Cehennem arasındaki belde olan *ARAF’TA* kalacağımıza  en çok sevinen lânetli *İBLİS* olacaktır, TEFEKKÜR edelim…

          

3.  ARAF’TA  KALMAK…  *İKİ  ARADA  KALMAK* tabirini bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bir yanda Allahu Tealanın RAHMETİNE ermiş Cennetlikler var, öbür tarafta da dünyadayken Allahu Tealanın emir ve yasaklarının AKSİNE bir hayat tarzı benimsemiş, Yaradanın istediği şekilde yaşamayarak Allahu Tealanın RAHMETİNİ kaybetmiş ve bunun sonucu olarak da Cehennemi haketmiş insanlar var. Aralarında BİR SUR, KALE, TEPE var ve bu insanlar  ARAF’TA kalmış bekleşiyorlar. Bu insanların İYİLİKLERİ kötülüklerinden fazla olduğu için Cehenneme yuvarlanmamışlar ama CENNET ile de aralarında çok büyük engeller var. Anlayabildiğimiz kadarıyla cennetlikler iki kere sevinsinler cehennemlikler de iki kere kahrolsunlar diye yapılıyor bu engeller. Mutlak doğru olan Ayetler, Mü’minler için iki sevinç, kâfirler için de iki kahroluş olduğunu beyan ediyor. Mü’minler âmellerinin karşılığı olarak Rablerinin kendileri için hazırladığı gözlerin görmediği kulakların duymadığı CENNET niğmetlerini tadarken, Kâfirler içinde bulundukları CEHENNEM azabını tadacaklar…Ya ARAF’TAKİLER..?

 

4.  ARAF’TA KALMAK… Kuranı Kerimde, Cennetliklerle cehennemliklerin bir diyalogları bir konuşmaları anlatılıyor. *ARAF’TA* bir konuşma. A’râf sûresi burada geçen A’râf kelimesinden alınmıştır. Cennetlikler bir tarafta, Cehennemlikler öbür tarafta… bir de bunların arasında yari ARAF’TA bir kısım insanlar var ve aralarında bir kısım konuşmalar geçmektedir. İletişim araçlarının AKIL ALIR bir şekilde geliştiği günümüzde bu konuşmaların İMKÂN dahilinde olabileceğini anlıyoruz. Cennet ashabı Cehennemliklerle, Cehennem ashabı da Cennet ashabına gösteriliyor. Konuşmalarında Cennetliklerin NİMETLERİ, makamları gösteriliyor. Cehennemlikler de dünyada yaşadıkları PİS bir hayatın sonucu olarak boyladıkları CEHENNEMİ ve oradaki dayanılmaz azabı görünce bir daha kahroluyorlar. Bu hadiseler bizlere İBRET LEVHASI olarak anlatılmakta, Kur’an ve Sünneti seniyyeye SIMSIKI sarılmamız bizlerin ARAF’TA kalmayacağımızın tek çaresi olarak beyân edilmektedir… Rabbimiz A’raf suresi ayet. 52. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Gerçekten onlara, inanan bir toplum için YOL GÖSTERİCİ VE RAHMET olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik…*** Rabbim bizleri sıratı müstâkimden ayırmasın… Cennetinde dinlendşirsin inşaallah… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.