AYRI GÖRÜŞ, FARKLI DÜŞÜNCE EKSENİ…

AYRI GÖRÜŞ, FARKLI DÜŞÜNCE EKSENİ… İnsanların almış olduğu eğitimin etkisi altında kaldıkları varsaymını gündemde tutacak olursak, ayrı görüş, farklı düşünce, birbirine zıt fikirler, birbiriyle uyuşmayan söz ve davranış sahibi olmaları gayet normal görünmektedir. Sosyal, siyasal, ekonomik, askeri, kültürel ve idari konularda her bireyin ayrı, birbiriyle örtüşmeyen fikir beyân etmeleri alışılagelen hadiselerdendir. Örneğin dün sosyalist olduğunu söyleyen birisi buğün tam zıddı bir kapitalist ideolojiyi savunabileceği gibi, Şeriat bağımlısı olduğunu ifade eden birinin tam aksi yolda olanlarla sarmaş dolaş olduğuna alışır hâle geldik. Şurası kesin olarak bilinmelidirki; gece ile gündüz, zifiri karanlık ile aydınlık, gül ile diken, eğri ile doğru, barış ile savaş, adalet ile zulüm, cömertlikle cimrilik nasıl eşit değilse iyilikle kötülük de öyle denk değildir. Rabbimiz Fussilet suresi ayet.34.te mealen şöyle buyurmaktadır:*** İyilikle kötülük denk değildir. Sen kötülüğü en güzel olanla defet. Bir de bakmışsın ki, seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş…*** Dostluğu artırıcı, düşmanlığı bitirici söz, fiil ve hareket bütünlüğüne gönül verenlere selam olsun…

AYRI GÖRÜŞ, FARKLI DÜŞÜNCE EKSENİ… Biz her gün beş vakit namazımızda *İyya kenbâbudü * yani biz ancak sana kulluk ederiz… diyen müslümanlar olarak baş döndürücü politik yelpaze uğrunda savrulan birilerine kulluk sevdasına tutulmuş müslümanları gördükçe içimiz acıyor. Bazan insanların ne yaptığını bilememesi, farklı kulvarlara savrulması, ciddiyetten uzak fikirler ileri sürmesi, sebatsız, ferasetsiz, öngörüsüz kalabalıklara uyması şaşırmamızda zirve yaptırabiliyor. Hani derler ya:*ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün* bu gün böyle, yarın değişik karakter sergilenmesi insanlara olan itimad, güven duygularımızı zedeler hâle gelmiştir. Kayseri ağzıyla; şemşamer gibi her yöne dönebilen insanlar ancak kendi şaksiyyetlerine zarar vermektedirler. Bizi biz yapan özelliklerimizden kopmak bizleri meçhul ortamlara sürükleyecektir. Velhasılı kelâm yanar döner insanlar emaneti zedelemektedir. Hud suresi ayet. 24. mealen şöyledir:***Bu iki grubun yani kâfirle mü’min hali kör ve sağırla, görenle işitenin haline benzer. Bunların halleri eşit midir. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?…***

AYRI GÖRÜŞ, FARKLI DÜŞÜNCE EKSENİ… Eğer itikadımıza ters gelmiyorsa, imanımıza zıtlık teşkil etmiyorsa, dini duygularımızı zedelemiyorsa, mutlak doğru diye bildiğimiz ayetlere karşı değilse; kendi indi görüşlerimizi hiç bir zaman vazgeçilmez hâle getirmeyelim, bilinen bir gerçektirki; Her insan fâni yani ölümlü olduğuna göre o insanın kalbi de, gözü de, gönlü de, görüşü de ölümlüdür. Ölümlü insanların görüşleri üzerine hayatını kuranlar, uçurum kenarına veya şimdilerde deprem tartışmalarında çokça kullandıgımız, fay hattına bina yapanlar gibidirler. Gelin hayatımızı Hayy olan yani hayatı ve diriligi devamlı olan, Allahu tealanın hattı üzerinde tutalım, Allahu tealanın tarafında olanların safında bulunalım ve haddimizi aşmaya kalkmayalım. Allah muhafaza eylesin bunun aksine hareket edenleri, dinimiz  İslam açıkça uyarmaktadır… Rabbimiz bu gerçeği, Tevbe suresi ayet. 19. da mealen bizlere şöyle duyurmaktadır:*** Binasını Allah korkusu ve Allah rızası üzerine kuran mı hayırlı, yoksa binasını, yıkılmak üzere olan bir uçurumun kenarına kurup, onunla cehenneme yıkılan mı daha hayırlı? Allah zalim kavme hidayet vermez…***

AYRI GÖRÜŞ, FARKLI DÜŞÜNCE EKSENİ… Kardeşlerim, İnanıyoruz ki; bir insanın en sadık dostu da, en şiddetli düşmanı da yine kendisidir. Pişman olacağımız hareketler bizim özelliğimizden çalmakta, karakter olarak şahsımıza düşüklük mertebesini sunmaktadır. Kula kulluk yapan, her hangi birisine her ne derse desin evet efendimci yaklaşım sergileyenler bir gün gelir ki; kendine ait hiç bir özeli kalmamış, hep başkalarının gölgesinde yaşamıştır, O saaten sonra keşke ile başlayan sözcüklerin kesinlikle faydasını göremeyecektir. Unutmayalım ki; Tarihin her döneminde Allahu Tealaya kul olamayanlar mutlaka kul olacak birilerini bulmuşlardır. Birilerinin gölgesinde yaşayan, birilerinin hem dirisinden hem ölüsünden medet umanlar aptallıklarıyla kala kalacaklardır.  Söz, fiil ve hareketlerinde başkalarına maşa olanlar ancak kullanılan ve zamanı gelince de atılan eşya hükmündedirler. Başkalarını da düşünelim ama önce kendi şahsımızla barışık yaşayalım. İnsanların imanını çalan, katil, hırsız, hortumcu, soyguncu, vurguncula meyletmeyen; güzel amelleriyle insanlığa hayat veren, cömertlik yapan, hırsızlık hortumlarını kesen, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, Allahın  dinine sımsıkı sarılan, hurafelerden arınan şahıslar olalım inşaallah…Sallu alâ Rasuline Muhammed…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.