Bayram Sevinci

Kardeşlerim. İslâm kültüründe Ramazan, Oruç, sahur,iftar ancak inanan insanların yani müslümanların mukaddes degerleridir. Bayram ise O bayramı hak edenlerindir. Denilmiştirki; Allah yolunda Allah için sevene bir, sevilmeyi hak edene her gün bayramdır. Bayram, Allah’ın rızasını kazananların günüdür. Allah’ın rızasını kazanmak için, sevmek, sevindirmek ve sevilmek esastır. Bir yerde sevmek, sevilmek ve sevindirmek varsa, orada bayram var demektir. Sevmenin, sevindirmenin ve sevilmenin ortadan kalktıgı bir yerde hakkıyla bayram olmaz. Bayram, dostun katına varmaya çalışanların muhabbetten kanatlar kuşandıkları gündür. Bayram, Müslüman’ın, kendisini belli etmek için sentetik boyalara, iğreti rozetlere, devşirme kimliklere, nişan ve sembollere ihtiyaç hissetmediği sevinç günüdür.. Bayram, Allah boyası hesabına fıtratları üzerine sürülmüş sentetik boyaları onlardan kazımayı başarmışların günüdür. Rabbimiz bakara suresi ayet. 138.de mealen şöyle buyurmaktadır: ***Allah’ın boyası… Allah(ın boyasın)dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz…*** Allah’ın boyası, Allahû Teâla’nın istediği yaşantının adıdır. Allah’ın boyası, farklı renkleri ve dilleri eşitleyen bir boyadır. Cenabı hak bizleri kendi boyasıyla boyananlardan eyler inşaallah…

2. Kardeşlerim. Şu hususu inananrak ifade ediyoruzki; hayatın Allah’ın boyasıyla boyanması, ömrün bütünüyle ramazanlaşmasıdır. Yani orucun ömrü tutmasıdır. Belki de “oruç tutmak” tabiri dilimize yanlış veya eksik şekilde yerleşmiş bir ifadedir. Çünkü aslında insanlar orucu değil, oruç insanları tutmaktadır. Orucun Arapça ifadesi olan “savm” kelimesinin sözlük anlamı kendini tutmak ve engellemektir. Buna göre insan oruç vasıtasıyla kendini tutmakta ve olumsuz birtakım davranışlardan engellenmektedir. Yani biz orucu değil, oruç bizi tutmaktadır. Dilimize tabir yanlış yerleştiği için sanki bizler oruca hâkim ve onu kontrol altında tutmaktayız gibi bir mana anlaşılır. Halbuki aslında oruç bize hâkim olmalı ve bizi tutmalıdır. Peki, oruç bizi nasıl tutar ve neye karşı engeller? Öncelikle oruçlu olmadığımız zamanlardaki normal alışkanlıklarımız olan yeme ve içme gibi maddî ihtiyaçlarımıza karşı oruç bizi bir süre tutmaktadır. Fakat aslında orucun bizi tutması gereken şeyler bunlardan ibaret değildir. Orucun bizi tutması ve engellemesi gereken esas davranışlar nefsimizin yaptırmaktan haz duyduğu ve bize musallat olan şeytanın fesat ortamını hazırlayarak bizi yapmaya ikna ettiği günahlardır. Aslında oruç bizi bu günahlardan engellediği oranda istenen oranda bir oruç olur. İnancımız odurki: Hakiki oruç, haramlara bulaşmamızı engelleyen oruçtur. Cenabı hak bizleri Ramazanın bitimine yaklaştıgımız bu günlerde hakkıyla oruç ibadetinin sevabına kavuşan, ulaşan nail olanlardan eylesin…Sallu ala…

3. Kardeşlerim. Ramazan bayramı, şeytanın fesat çemberine girmeden ona karşı kendini koruyanların bayramıdır. Bayram, inanarak oruç tutanların, oruca tutunanların oruç tarafından tutulduklarını hissettikleri andır. Ramazan ayı boyunca tuttuğumuz oruç haramlar karşısında bizi tutuyorsa, biz inşaallah bayramı hak etmişizdir. Bayram, haramlara, günahlara bulaşmadığımız gündür. Bayram, yüreklerdeki sevginin hayata açılımıdır. Başka bir ifadeyle saf sevgilerin sergisidir. Bayram geldiğinde ümit serpilir gönüllere, sevgi dolar günlere. Bayram, ömürlerini ötelerin rüzgârına verenlerin sevgi ve sevinç günüdür. Bayram sadece evimizin, sadece mahallemizin, sadece şehrimizin değil, bir bütün olarak İslâm ümmetinin mutluluğunu iliklerine, yüreginde hissetmektir. Bayram, ruhların, duyguların yenilenme sevincidir. Ramazan, bir yandan ezanı, iftarı, teravihi ve sahuruyla hep gürül gürül bir zaman dilimi olmasıyla manevi çoşkumuzun adeta tavan yaptıgı bir mübarek gündür, zamandır, vakittir. Cenabı hak bizlere hakiki bayram sevincini yaşatır inşaallah. Sallu ala…

4. Kardeşlerim. Ramazan ayında tabir caizse, Ramazanlaşan insanları gören hemen herkes, “Allah” der, duygularını haykırır ve onlarla beraber bulunmayı Hakk’ın kendisine bir lütfu sayar, şükranla gerilir. Aslında, Ramazanlaşan bu mü’minlerin her hâlleri, en katı kalbleri dahi yumuşatıp rikkate, sevgiye, muhabbete getirecek kadar anlamlı, derin ve tesirlidir. Dolayısıyla mü’minler için esas olan bütün bir ömrün ramazanlaşmasıdır. Günü ramazanlaştırma bize bir ömrü ramazanlaştırma şuurunu vermiyorsa, bayram hala bizim uzağımızdadır ne yazıkki. Yaşantılarını, ömürlerini ramazanlaştıran insanların inşaallah âhiretleride bayramlaşır. Bayram geldi mi evlerin görüntüsü, saffeti huzuru çağırır. Uykuların tatlandırdığı bir sabah vakti, çalmayan kapılar çalınır, unutulan mezarlara dualar rahmet olup yağar usulca. Ruhumuz sanki hiç bir acıyı hissetmeden huzurla dolar, o günde sanki güneş bir başka ısıtır içimizi sevgiyle, şefkatle… Velhasıl; Saygı, hürmet ve bitmez gönül çoşkusuyla bir başka kucaklaşır müminler bu mübarek günde… Bayram, ramazanlaşan ruhlara dostluğun emanet edildiği gündür. Çünkü bayram, ruhlara işlenen sevginin hayata işlenmesidir. Cenabı hak bizleri daha nice ramazanlara, oruç ibadetine, iftarlara, tervihalara ve sahurlara ulaştırsın. Saglık, sıhhat, afiyet ve huzur içerisinde nice mübarek bayramlara eriştirsin inşaallah…S…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.