BERZAH ÂLEMİ… Madde ve manâ âlemlerinden bahsederken ÜÇ âlemin varlığından SÖZ edildiğini kitaplarımızdan okuruz. Bunlardan birincisi yaşadığımız DÜNYA ÂLEMİ’DİR. İkincisi ile Ölüm olayı ile başlayıp KIYAMET kopuncaya kadar sürecek olan BERZAH ÂLEMİ’DİR. Üçüncüsü ise; Kıyametin koptuğu andan itibaren başlayıp sonsuzlığa kadar ilelebet devam edecek olan AHİRET ÂLEMİ’DİR. Manâ itibarıyla *BERZAH* Set, engel, iki şey arasındaki PERDE ifadeleriyle tanımlanan bir sözcüktür. Istılah’ta yani dini anlamı ise; RUHLAR ÂLEMİ yani ölüm olayından sonra RUHLARIN kıyamete kadar kalacakları âlemdir. Alimlerimizin ifadesine göre; Ölen bir kimse; ister MEZARA defnedilsin, ister ATEŞTE yakılıp külleri savrulsun, ister DENİZ’DE boğulsun, onun için KABİR hayatı yani *BERZAH ÂLEMİ* başlamış bulunmaktadır. Rabbimiz Mü’minun Suresi ayet. 100. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ta ki boşa geçirdiğim dünya’da iyi iş ve hareketler yapayım. Hayır. Onun söylediği bu söz BOŞ laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar SÜREN BİR BERZAH vardır…*** Nefes alıp verdiğimiz süre içerisinde, PİŞMAN olacağımız hâl ve hareketlerden UZAK duralım inşaallah…
2. BERZAH ÂLEMİ… Rabbimiz DÜNYA ÂLEMİ için doğduğumuz andan son nefeslerimizi vereceğimiz ana kadar nasıl yaşamamız gerektiğini, Kur’anı Kerimde ve göndermiş olduğu ŞANLI RASUL (sav) vasıtasıyla açık ve net bir şekilde bizlere ulaştırmaktadır. Yalnız *BERZAH ÂLEMİ* için bu hususular açık ve net değildir. Berzah âleminin CENNET bahçelerinden bir bahçe ya da CEHENNEM çukurlarından sıkıştırılmış, mahiyeti karanlık bir ÇUKUR, Dünya hayatındaki yaşantımızın sonucuyla alakalı güzellik ya da tükenmişlik olduğunu anlıyoruz, gerisi bizim için GAİP’TİR. Allahu Teala dünya hayatında TESLİMİYET AHDİ ile sımsıkı dini değerlerine bağlı olan kulunu BERZAH ÂLEMİNDE DE* utandırmayacaktır inşaallah. BERZAH ÂLEMİ Salih Mü’minler için inanıyoruz ki; mutluluk mekanı olacak, Ruhları o âlemde incinmeyecek, muzdarip olmayacaktır. Ama, Allahın dinini, Peygamberini, kitabını yalanlayanlar için ÇETİN AZAP beklemektedir. Örneğin, Rabbimiz Gâfir suresi ayet. 46.da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Onlar sabah akşam O ATEŞE sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın EN ÇETİNİNE SOKUN denilecek…***
3. BERZAH ÂLEMİ…Bizlerin BERZAH ÂLEMİ hakkında sözleri SINIRLI ve de eksktir. Tabiidir ki; *BERZAH ÂLEMİ* her şeyde oldugu gibi Allahu Tealanın emri doğrultusunda gerçekleşecek bir olaydır. İLAHİ EMİR nasıl verildiyse ASIL olan odur. BERZAH ÂLEMİNİN Asıl olan mahiyeti insanlar tarafından bilinemez, insan ölünce RUHU geçici olarak başka bir âleme gider; orada ameline göre ya RAHAT yaşar, veya AZAP görür. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi; *BERZAH ÂLEMİ* dünya ile ahiretten başka bir âlemdir. Yaşayışla ölüm arasındaki uyku âlemi nasılsa; dünya ile ahiret arasındaki BERZAH ÂLEMİ DE öyledir. Bunun mahiyetini ancak Allah bilir. Ehli Sünnet ûleması *KABİR AZABI HAKTIR* hükmünde ittifak etmiştir. Hevâlarına uyan kimselerin, kabir hayatını inkâr eden ve ehli sünnet’in yolundan çıkıp KABİR AZABINI reddedenler zamanımızda hiç te az değildir. Allah böylesi kişileri ISLAH eylesin demekten başka elimizden bir şey gelmiyor…Tirmizi’nin zamanımıza ulaştırdıgı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçedir veya cehennem çukurlarından bir çukurdur…**
4. BERZAH ÂLEMİ… Kardeşlerim, Ölüm olayının EBEDİ bir yokluk olmadığına Nass’lar delilimizdir. Hatta belki de; Ölüm, daha güzel bir âlemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor. Fakat gerçekte daha güzel bir hayata GEÇİŞ yapıyor. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor. Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama geçekte BERZAH ÂLEMİNDE daha mükemmel bir hayata kavuşacaktır inşaallah. Allahu Teala RUHUMUZA münasip daha güzel bir elbise giydirerek, *BERZAH ÂLEMİNDE* yaşantımızı bir şekilde devam ettirecektir. RUHUMUZ, mükafatı veya cezayı bu mahiyetini bilemeyeceğimiz yeni giydiğimiz ELBİSE ile görecektir Allahualem. Sahihi Buhari’nin zamanımıza taşıdığı HADİS mealen şöyledir: ** Peygamber Efendimiz(sav) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü. Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında koğuculuk yapıyor, diğeri ise İDRAR’DAN sakınmıyordu. Bunun üzerine Resulullah (sav) YAŞ bir dal almış, ortadan İKİYE bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: „Bu iki dal KURUMADIĞI sürece, O İKİSİNİN çekmekte olduğu AZABIN hafifletilmesi umulur.“ buyurmuştur…** Sallu alâ Rasulina Muhamm…