BİLGİ SAHİBİ OLMADAN…

RUHUL KUDÜS AŞKINAMI YA DA BİLGİ SAHİBİ OLMADAN…Maide suresi ayet. 51. mealen şöyle:***Ey iman edenler, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirlerinin dostudurlar, birbirinin tarafını tutarlar. Sizden kim onları dost ve idareci edinirse, o da onlardandır…***  Daha Gregoryan takvimi nedir kavrayamayan, Noel yortusu hangi dinin kutsalından habersiz, Miladi yeni yılın hangi dinin başlangıcı olduğundan bihaber,  Hristiyanlığın hangi mezhebinin hangi tarihi kabul ettiğinden malumatı olmayan, katolik, protestan, efangelik, anglikan, ortodoks, nusayri, keldani, nasturi, mormon, süryani ve onlarca farklı kilise geleneklerini belki de hiç incelemeden, İncil derken hangisini ifade ettiğinden gafil; Matta’mı, markos’mu, yuhanna’mı, luka’mı ya da sadece barnabas’mı tefrik edemeyen. Vaftiz, mesih inançları hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan cehaletin mensupları yeni yıl üzerinden islam dinine ve müslümanlara saldırırsa ayıplarım, bir fren yap arkadaş bu hız benim inancımda hayati tehlike taşıyor derim, sen dini değerlerine sahip olmadan çam süsleme peşine düşersen bu gidiş nereye derim… Çok şey derim çünkü ben 50. küsur yıl varki o kültürün içinde yaşamış şeriat bağımlısı müslüman bireyim. Bilmem anlatabildim mi ?…

Bu gidiş nereye sorusu mutlaka önce kendi nefsimize sonra çevre çevre genişleyerek müslüman olduğunu ikrar eden hepimize birden sorulmalıdır. Peygamber efendimiz (sav), Ebu Davud’un zamanımıza taşıdığı bir hadisi şerifte mealen şöyle buyurmaktadır:**Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır…** Aslında hadis gayet açık, akıl niğmetinden muzdarip olmayan birisi mutlaka neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini hesap edecektir. Sonuçta inanmakta inanmamakta tamamıyla kendi tercihi. Lakin islamın akaid, fıkıh, hadis, tefsir, kelâm gibi özde literatüründen habersiz, kulaktan duyma sözlerle gününü gün eden sözde müslümanlar islamda bu böyledir derken daha dikkatli olmalılar düşüncesindeyim. Kâlp ameliyatını göz doktoruna bırakmayalım. Herkes liyakat sahibi olduğu konuda söz söylemelidir kanaatini taşıyorum. Yarım dinli, yarım donlu insanlara tesettürü anlatmak gayet zor olduğu gibi göbeğini açık bırakan kızına söz geçiremeyen ana babaya da islam fıkhını bir çırpıda anlatmak elimizden gelsede fikir, zihniyet ve düşüncesine engel olamayız…

İman  ve  küfür  zamanımıza  kadar  nasıl  mücadelesini  sürdürdüyse kıyamete  kadar  bu  mücadele  devam  edecektir. İman  ne  kadar Allaha, Onun şanlı rasulune ve İslam dininin mukaddes  bildiği  ve  bildirdiği  degerlere teslimiyeti ifade  ederse  bunun  zıddı  konumunda  olan küfür ise bu gerçeği inkar ile yüce yaratıcıya baş kaldırma hareketidir. Bu ise batıl yollarda insanın mahvolması demektir. Çünkü dinin yararı insan içindir. Küfrün zararı da tabii ki insan içindir. İnsanların inanmasından veya inkar etmesinden Allahu Tealaya bir yarar veya zarar erişmez. Küfrün anlamı, Allah’ın yasalarına inanma ve bağlı kalma yerine nefsin ve şeytanın keyfine göre yaşamaktır. Biz buna *heva* diyoruz. Çağdaş dünya ise buna sekülerizm, laiklik, modernizm, aydınlanma, insanın özgürlüğü, düşünce hürriyeti… diyor. Batılılaşma adına Avrupa ve Amerika’yı örnek almaya davet edenler  bilinmelidir ki, aslında o şahıs ya da toplumlar, İslama olan inancını kaybettiği gibi, vatanını ve milletini dahi batının kölesi yapmaya hizmet ediyor demektir. Bu tür zavallıların bir asırdır zararlı faaliyetleri İslam  ümmetinin zamanımızdaki dağınıklıgında  önemli  bir  etkisi  olmuştur…

Kardeşlerim, Bırakalım Hristiyanlar hristiyan adetleriyle, müslüman da inandığı gibi yaşasın. Bana ne noelden, noel babadan, sınırsız şarap, rakı tüketiminden, eğlence maksadıyla yapılan edebsizliklerden, kumar illetinin milyonlarca ikramiye vermesinden, yılbaşı çılgınlıklarından…Saatların tam 24.00. yani gece yarısında kiliseler çanlarını çalmaya başlayıp,uzun müddet maytapların atılışı ve şamata eşliğinde bu gürültülü kutlamalardan bana ne…Türkiye’deki saat sistemi 26 Aralık 1925. yılında Miladi takvim kabul edilmiş, 1 Ocak 1926’dan itibaren de kullanılmaya başlanmıştır. 1931. Yılında, ayların adı değiştirilmiş, detaylarına girmeyelim, hafta tatili de yeniden düzenlenmiş ve daha önce cuma günü olan hafta tatili pazar gününe alınmıştır. Noel yortusunun, bazı hristiyanların inancında, ruhulkudüsün ruhaniyetine bağlı olanlar için esenlik vesilesi olması bir yana biz ne amaçla, neleri kutlar olduk anlamış değilim… Evrim geçirmeyip kendi şeriatından memnun olan mü’minlere selam olsun…

Sermedkadir…    

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.