CUMA  SURESİ  VE  NAMAZ…

CUMA  SURESİ  VE  NAMAZ… Medine’de inen ve dokuzuncu ayetinde adı geçen Cuma;bu sureye isim olmuştur. Yahudilerin son kalesi olan Hayber’in düşüp Yahudilerin kolu kanadı kırılışından sonra Rabbimizin bu derbeder ve isyankâr topluma son defa seslenişini ihtiva eden bu âyetlerin indiği rivâyet edilir. Cuma suresinde sadece cuma namazının hükümleri anlatılmaz, sadece cuma hutbesiyle alakâlı hükümlerden bahsedilmez. Ama namaz ibadetine öyle bir vurgu yapılır ki; İslamda namaz olmadan bir düzen, namaz olmadan bir nizam, namaz ibadeti olmadan bir kurtuluş ümidinin olmadığı beyân edilir. Bir müslüman için namaz ibadeti hayatta olmazsa olmazı olan bir hayat tarzıdır. Namaz ibadetimizle hayatımız doğru orantılı ifadesini bulur. Cuma hutbesinde bizlere intikal ettirilen Allah zikrine, Allahın  emirlerine riâyet ederek bir hayat yaşamamız istenir. Kurtuluşa ermenin en önemli kriteri namaz ibadetidir. Dileğimiz, ömrümüzün hiç bir günü beş vakit namaz olmadan geçmesin yoksa namazsızlıkla necat beklemek hayâl olacaktır…Cuma Suresi ayet. 1. mealen şöyledir:*** Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allahı tesbih eder…*** Bütün canlıların içerisine kendimizi katmazsak nankörlerden olacağımız açıktır…

CUMA  SURESİ  VE  NAMAZ… Yahudi toplumu ısrarla din ve vahiy konusunda kendilerinin yetkili olduklarını, Allah’ın yeryüzünde hiç kimseye vahiy göndermediğini, Peygamber Efendimizin (sav) bir yalancı olduğunu, ona inanmamaları gerektiğini saçmalıyorlardı.Yedi yıl kadar süren tüm bu çabaları Allahu tealanın hak dini karşısında başarısız kalmıştır. İslâm’ın adını bile duymaya tahammülü olmayan bu insanlar, zilletin zirvesinde bir hayata razı oldukları sırada, Rabbimiz, belki son kez Yahudilere seslenerek onları imanâ, İslâm’a, kurtuluşa çağırıyor. Belki de bu, Rabbimizin onlara tanıdığı son fırsat, son ikazdı. Halbuki Yahudiler, Peygamber efendimizi (sav) öz evlâdını tanıdığı gibi tanıyordu. Zebur, Tevrat ve incil bu topluma inmiştir.Musa Aleyhiselamı tanıyor, tevratı okuyorlardı, dolayısıyla Son Peygamberi de; Avuçlarının içi gibi biliyorlardı…Ama bu toplum peygamber bilgisine, vahiy, kitap bilgisine sahip oldukları halde kendilerine gönderilmiş kitapları hep arkalarına atmış, Allahı unutmuş ve Allah’ın gönderdiği peygamberleri yalanlamış veya şehit etmişlerdi… Zekeriya ve Yahya aleyhiselamlarda olduğu gibi…Cuma Suresi ayet. 5. mealen şöyledir:*** Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir…***

CUMA  SURESİ  VE  NAMAZ… Rabbimiz bütün insanlığa hitap ediyor; Öyleyse gelin ey insanlar, ölümden kaçmakla asla ondan kurtulamazsınız. Mutlak bir gün bütün canlılara ölüm gelecek ve gaybın da, şehadetin de bilicisinin huzuruna varacak ve yaptıklarınızla karşı karşıya gelecegiz. Bu hepimiz için mukadder olacaktır. Allah için yaşayan kullarına başarı, başkaları içinse ölüm ötesi hayat korkunç bir kayıp olacağı beyân ediliyor. Cuma günü namaz için ezan okunduğunda, Allah’ın zikrine koşup,her türlü ticari faaliyetleri terk etmemiz isteniyor. Cuma namazına çağrıldıklarında Müslümanların bu dâvete karşı gevşek davranmaları, alış – verişlerine devam etmeleri konu ediliyor ve bu konuda uyarılıyorlar. Müslümanların bu konuda Yahudiler gibi davranmamaları, ciddi olmaları, her türlü meşguliyetlerini terk ederek Allah’ın zikrine koşmaları emrediliyor. Buradan anlıyoruz ki Peygamber Efendimizin (sav) emirleri, Kur’anda olmasa da, aynen Kur’an’da varmış gibi bizim için bağlayıcıdır. Cuma Suresi ayet. 9.mealen şöyle:*** Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı ezan okunduğu zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır…***

CUMA  SURESİ  VE  NAMAZ… Kardeşlerim, Kitap yüklü merkeplere benzetilen Yahudiler gibi isyan, tuğyan bayrağı çekmeyelim; Mü’minlerden olalım, Allahu Tealanın emirlerine muti olalım. Peygamber Efendimizin (sav) sünneti seniyyesine sımsıkı bağlı kalalım. Fıkıh imamlarımızın ezan okunduğu andan itibaren Müslümanı mescide gitmekten alıkoyan her tür meşguliyetin haramlığı üzerinde ittifak ettiğini unutmayalım. Alış – veriş helâldir ama, Cuma günü Cuma ezanı okununca haramdır. Örneğin yemek helâldir ama ramazanda yemek, yahut içkiyle yemek haramdır. Veya kişiye Kur’an ve sünneti öğrenmekten, dini öğrenmekten, Allah’ın istediği kulluğu yerine getirmekten alıkoyan her şey, yemek içmek de dahil haramdır. Allahu Tealayı zikretmemiz yani namaz kılmamız, kulluk bilinciyle yaşamamız, Allahu tealanın ayetlerini, kitabını, teslimiyet noktalarını canlı tutmamız, Siyasette, Ekonomide Rabbimizin hakimiyeti esas alınsın. kılık, kıyafetimiz, eğitimimiz, hukukumuz, evlenme, boşanma, ölüm, dirim, gece, gündüz ve tüm hayatımıza Rabbimiz hakim olsun…İşte namaz ibadetimizin açılımı…Umulur ki, ancak bu hayat şeklimizle kurtuluşa ereriz düşüncesindeyiz… Cuma suresi ayet. 10. mealen şöyle:*** Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allahı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz…***Cumanız mübarek osun…Sallu alâ Rasulina muhammed…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.