Davetçilere Nasihatler

Cenabı Hak Fetih suresi, ayet..29.da mealen şöyle buyuruyor: *** Muhammed allahın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler. Onların rükuya varırken ve secde ederken allahtan bolluk ve hoşnutluk dilediklerini görürsün. Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. İşte bu, onların Tevratta anlatılan nitelikleridir. İncil de de şöyle nitelendirilmişlerdi: Onlar filizni çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Böylece Allah onlarla inkarcıları öfkelendirir. Allah, onlardan inanan ve yararlı işler işleyenlere, bagışlama ve büyük ecir söz vermiştir…***

Yüzyılımızın sayılı İslam davetçilerinden Abdulkerim Zeydan * İslam Davetinin esasları* isimli eserinde ‘’ Davet, metod ve vasıtalarının kaynakları ‘’ başlıgında bizlere şu degerli bilgileri ulaştırıyor: Davet, metod-usul ve vasıtalarının kaynaklarını şöyle sıralayabiliriz: 1.) Kuranı Kerim. 2.) Peygamber Efendimizin yüce Sünneti. 3.) Selefi salihinin yaşayışı. 4. İslam Fıkıh ulemasının ictihatları. 5.) Tecrübeler.

‘’ İşte, sonuncu madde olan Tecrübeler hususunu kenara atamayız. Her ne kadar, İslamda deneme-yanılma yolu olmasa bile, hayattan çıkarılan dersler, tecrübeler gün gelir, bir meseleyi halle sebep olur. Bu sebebple, 40 Prensip olarak tesbit edilen hususlar, yaşanan İslami bir Cemaatin bünyesindeki temel hususiyetleri ifade etmektedir…

Bu Prensiplere kısa kısa bakacak olursak: 1.) Öncelikle İslama davet edecegimiz kimseyi her yönü ile çok iyi tanımalıyız. Düşüncesini, meselesini tesbit etmeliyiz. Arıza tesbit edilmeden, tedaviye başlanılamaz… 2.) Davet edecegimiz kimseye Kainat, İnsan ve hayat hakkında saglam bir AKİDE vermeliyiz. Bu üç husus çok önemlidir… 3.) Dinleyenin kalbinin etkilenmesi, aklın kabul ettigi mantıki söz degil, davetçinin kalbindeki Rabbani tecellilerdir. Buna dikkat etmeliyiz…

4.) Akidesi bozulmuş olanlara Abdesten ve Namazdan bahsetmek uygun degildir. Önce Akide tashih edilmelidir, düzeltilmelidir. 5.) İslama davet edecegimiz insanlara üç temel husus gereklidir: İlim, Terbiye-Egitim, ve Cihat ruhu vermek… 6.) dogru yoldan sapanları teşhir etmek degil onlar için hidayet yolunun aranmasına sebep ve vesile olmalıyız… 7.) Baglı bulundugu Cemaatının prensiplerine uygun hareket edenleri, diger Müslüman kardeşlerinin varlıgını da kabul etmelidirler…

8.) Şüpheli ve ihtilaflı mevzuları halkın önüne sermemeliyiz. İttifak haline gelmiş meseleleri halka götürmeliyiz… 9.) Feri hükümlerde delil gösterecek kadar saglam bilgi sahibi olmayan her Müslümanın mezhep İmamlarından birinin görüşüne uyması vaciptir… 10.) Veliler ve Salih kullar şiarımızdır. Şeriata aykırı söz ve tavırları olursa onu reddederiz… 11.) Bir Cemaatın İslama uygun Cemaat olup olmadıgını üç şeyden anlarız. Cemaatın itikadı- Cemaatın ameli – Cemaatın takip ettigi usül…

12.) Müslümanın vatanı İslamın yaşandıgı yerdir. Onun için fertlerin de cografi bölgecilik ve Milliyetçiligi olamaz… 13.) İnsanları İslama davet ederken, usulümüz önce tebşir yani müjdelemek, sonra da inzardır yani korkutmak… 14.) Hiç bir Müslüman fert ve Cemaat İslamın reddettigi usül ile İslami mücadele veremez. Siyasetimiz Şer’i siyasettir…

15.) Bizler sonuçlarla mükellef degiliz, bizler sonuçlara uygun yolda yürümekle mükellefiz. Sonuç ise Hazreti Allaha aittir… 16.) Hayatın manası ubudiyettir yani Allaha kulluktur. Bu kullugun ölçüsü ise İslamiyettir… 17.) Muhatabımıza başta anlatacagımız mevzuu şirk ve Tevhiddir. Ayet ve Hadisin ele aldıgı bu iki mevzuyu meselelerimizin başı yapmalıyız… 18.) ibadet demek İslamiyetin tamamının oldugu gibi hayata uygulanmasıdır. Cihad edilmeden İbadetin tamamını yaşamak zordur…

19.) Bilmedigimiz mevzuları biliyormuş süsünü vererek anlatmak İslama en büyük iftiradır. Onun için inancımız yaşayışımızdır… 20.) Baglı bulundugumuz Cemaatın tavsiyesi geregi kitaplar okuyabiliriz. Kendi kafamıza göre evimize kütüphane kuramayız… 21.) Her akşam ailemize, çocuklarımıza kısa da olsa sohbet etmek şiarımızdır. Tahripleri tamir etmek vazifemizdir… 22.) Meşrep- Mezhep ve Meslekte birleşmek olacak bir şey degildir. Ancak İslamda birleşebiliriz. Diger farklılıklar bizleri ayrılıga itemez…

23.) Devletin temeli ferttir. Fertleri İtikat ve Amelleriyle saglamlaştıramadıgımız müddetçe DEVLET bize çok uzaktır. Asıl mesele varken, feri meselelerle ugraşmak zaman israfıdır… 24.) İslamda ferd, bir Cemaatın içerisindeyse kıymetlidir. Ve İslam önünde bir degeri vardır. Ferdin tek başına yapacagı hizmet, Cemaatın üzerindeki hakkını kaldıramaz… 25.) Müslüman ferd, baglı bulundugu Cemaatın bir parçası, bir cüzü olduguna inanacaktır. Vücut uzuvlarının birbirine baglı oldugu gibi…

26.) İslamın bilinmesinin yolu okumak, tanınmasının yolu ise yaşamaktır. Teorilerde, tahayyüllerde, lügatlerde olan İslam, İnancımızı ve hayatımızı kuşatmalıdır. Pratige geçmeyen bir teorinin bir kıymeti yoktur. Hem ögrenmek ve hemde amel etmek bizim şiarımızdır… 27.) Yaşadıgımız Devlet yasalarında bizim adımız Müslüman degil, Vatandaştır. Vatandaşlıgın gerekli kıldıgı yaşayış ile biz hiç bir zaman İslamı yaşayamayız. Onun için kullugun gerektirdigi hizmeti yapacagız. Bu hususta Vatandaşlık yasalarına ters düşse bile biz, kullugu tercih edecegiz… 28.) İslam dinine bu günkü hayatı monte etmek bizim vazifemiz degildir. İslam İslamdır. Bir bütün olarak İslamdır. Başka bir sıfatla, kılıfla İslamı tanımamalıyız. İslam demokrasisi, İslam sosyalizmi…gibi Yutturmaca sloganlar bizi temsil edemez…

29.) Bu gün Dünyanın halkı Müslüman olan bütün Ülkelerinde, İslam bazı bölümleri ile ve fert olarak yaşanmaktadır. İslam Dini Cemaat olarak yaşanmalıdır. Onun için Cemaat olarak yaşamak ta FARZDIR… 30.) Kuranın getirdigi hayat ölçüleri, Müslümanlar tarafından anlaşılmadıkça, icabı yapılmadıkça, gereken şekil uygulanmadıkça, Kulluk vazifesi yerine getirilmedikçe, İnsanın DUA olarak Allaha yönelmesi sonuçsuz kalır. Bunun için hayatımızın her yönünü alakadar eden hususlarda temel ölçümüz İslamdır…

31.) hiç bir mekanızma kendi unsurlarını yıkarak çalışamaz. Bu sebeple hatalı buldugumuz insanları saf dışı yaparak, onları hesaba katmayarak ilerlemek bizim şiarımız olamaz. Çünkü biz insanların kendilerine degil, ancak fiillerine buguz veya sevgi besleriz… 32.) Davetin ilk ve önemli vasfı, davet edilen hususun açıklanmasıdır. Meselelerimizi makaslayarak, gizliyerek degil oldugu gibi anlatmalıyız. Ancak bunların anlatılmasında muhatabımızın seviyesini göz önünde tutmalıyız. Her konuştugumuz dogru olmalı, fakat her dogruyu her yerde konuşmamalıyız… 33.) Tedbirli hareket etmeliyiz. Tedbir: Bir işin bir surette vaki olması için ardını ve akıbetini yani önünü ve sonunu gözeterek takdir ve idaresi demektir. Tedbir hiç bir zaman korkaklık degildir…

34.) Sözlerimizi amelimiz ile yaşatmalıyız. Sözlerini amelleri ile yaşatmayanların günahı çok olur… 35.) Kafirler ve Fasıklar ile İdareyi maslahat yapmak caizdir. Bir Hadisi Şerifte: ** Bir kavme karşı (yahudi ve Müşrik) yüzümüz gülse kalbimiz lanet eder…** buyurulmuştur. Müslümanların yararına olabilecek hususlarda Cemaatın Emiri, lideri, Reisi ehli müşrik ve gayrı müslimler ile idareyi maslahat yapabilir… 36.) Cemaatın fertleri başlarındaki emirlerini şu hususlarda tanımalıdırlar: A.) Lider, bütün hayat safhalarıyla birlikte tanınmalıdır. B.) Onun İhlaslı ve Samimi olup olmadıgı tesbit edilmelidir. C.) Liderlige kabiliyetli oldugu kesin olarak bilinmelidir. D.) Dava ugruna hayatını ortaya koymuş olmalıdır. E.) Şeri meselelerde keyfine göre, kanaatına göre davranmamalıdır…

37.) Cemaatın fertleri bilmedigi mevzularda hiç kimse ile tartışmaya giremez. Tartışmanın malzemesi Şeri ilimlerdir. İlimsiz tartışmanın neticesi cedelleşme, münakaşa ve kalp kırarak ayrılmayı beraberinde getirir… 38.) İnsanları İslama davet ederken iki tane temel düsturumuz vardır. A.) Kavli Leyyin yani. Yumuşak bir dil tatlı bir ifade tarzı. B.) Zemmi Fail degil, zemmi fiil Yani suçluyu tenkit degil, suçu teşkil eden ameli tenkit etme hali halimiz olmalıdır…

39.) Şu anda yaşadıgımız İslam İcraatta bazı bölümleri kısıtlanmış, yani bir bakıma yasaklanmış İslamdır.Bunun için de biz Müslümanlıgımızı mevcut şartlarda yaşayan insanlara ve sistemlere göre kıyaslıyoruz. Bu yanlış bir harekettir. Bizim tek nümunemiz, örnegimiz, misalimiz ancak Peygamber Efendimizdir… 40.) Her an için nefsimizin egitimi ile meşgul olmalıyız. Bekar olan kardeşlerimiz Saliha bir kız ile evlenmelidir. İslamı yaşayan Aileler kurulduktan sonra, böyle Aileler arasında irtibatlar kurulmalıdır. Bizim hizmet binamızın temeli İnşaallah böyle olmalıdır…

Allah’ım. Bizleri saglam İslam Cemaatının İhlaslı ve Samimi bir üyesi, ferdi olmamızı nasib eyle. Hatalarımızı, günahlarımızı, kusurlarımızı affeyle. Tevbelerimiz nasuh bir tevbe olarak kabul eyle. İçimizi dışımızı görünen ve görünmeyen kirlerden arındır, tertemiz eyle. Sözlerimizi yerine getirmemizde bize güç ve kuvvet ver. Kalplerimizi yüksek hakikatlere aç. Gönüllerimizi İslama ve İmana aç…

Kalplerimizden ihaneti, kötü vehimleri, korkuları, kuşkuları, vesveseleri, manevi kirlilikleri, karanlıkları gider. Bize hak ve Hakikat kapılarını aç. Bize doğru bilgi, İlim ve hikmet kapısını aç. Bizi faydasız bilgilerden muhafaza eyle. Bizim ayaklarımızı Ehli Sünnet ve Cemaat yolunda saglam tutunanlardan eyle. Bizleri senin dosdogru yolun olan Sıratı Müstakimden ayırma. Sen her şeylere kadirsin Allahım… Amin.
Sermed Kadir…03.03.2006

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.