ĞAYE’LERİN EN MÂKBULÜ…

Amaç, hedef ve ğayelerin en mâkbulü insanların itikadı, inancı, imanı doğrultusunda hayatını sürdürmesi, idâme ettirmesidir.Mü’min olma vasfı öncelikle kabul etme güzelliği ile başlayan, güzellikleri hayatına aktarmayla devam eden, son nefesi Rabbine teslim edene kadar da; öğrendiği, bildiği, ilmini yaptığı dini hakikatleri hayatına tatbik etme âmeliyesi ile süsler. İnsan her gördüğünden, her hâl ve durumdan memnun olmaz, memnun olduğu özelliği de baş tacı eder. Hayatta mutlak surette hoş gördüğümüz, severek benimsediğimiz, bağrımıza bastığımız, muhabbetimizi celbeden durumlar olmuştur işte biz insan ruhunda oluşan benimseme hâline rıza diyoruz. Büyüklerimiz şer’i hükümlerin uygulandığı dönemleri kast ederek; *Şeriatın kestiğ parmak acımaz* tabirini kullanmışlardır.  Mü’minler olarak, Allahu teâladan gelen her ne varsa razı olmanın vacibliğine inanıyoruz. Allah rızasına muhalif hareket etmek, emir ve nehiylerinin dışında yaşantıyı devam ettirmek Allah rızasından mahrum olmaya sebep olur inancındayız…Elhamdulillah…

Günümüzde insanımızın dilinden düşmeyen ifadelerin en önünde geleni inanıyorum ki;*Allah rızası* sözcüğüdür. Samimi dilek, istek, arzu, temenni, beklentilerimizin en başta geleni Allahın rızasına nâil olmaktır. Allahu teâlanın razı olduğu bahtiyar insanlardan olma özelliği bütün güzelliklerin de kaynağına sahip olmayı beraberinde getirir. Bu özel konuma erebilmek için, sürekli âyetlerle iç içe bir hayat yaşamalıyız. Hayatımız âyet kaynaklı olmalıdır. Allahu teâlanın bizden razı olacağı âmeller peşinde koşmalı ve bu dünya hayatında Rabbimizin bizim için taksiminden razı olmalıyız. Bu dünya hayatında Allah rızasına ermek için; başta Rabbimizin emir ve yasakları olmak üzere din adına gönderilen her ne varsa baş tacı etmemiz esastır…Rad Suresi ayet. 22. Mealen şöyle:*** Rablerinin RIZASINI kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır…*** Allahuekber…

Allah rızasına nâil olma çabamız bizlere bazı sorumluluklar yükletmektedir. Hayat programımız kâti surette Rabbimizin bizlere sunduğu mutlak hakikate uymak durumundadır. Kılık kıyafetimiz, almış olduğumuz eğitim, muhakeme olduğumuz adalet sistemi, ekmeğimizi kazanma yöntemlerimiz, kazanmış olduğumuz mal varlığını harcama durumundaki tutumumuz, mal, eşya kazanımlarımıza bakış tarzımız amaç’mı, araç’mı çok çok önemlidir. Yediğimiz, içtiğimiz gıdalara dikkat edip etmediğimiz kendi bakış açımızı ele vermektedir. Hayat proğramı adına; Aklımıza gelen gelmeyen her ne varsa, Allahu teâlayı razı etmek uğrunda olmalıdır. Rabbimiz tarafından bizlere bahşedilen ömrümüzü Allahu tealanın razı olduğu şekilde geçirmemiz esastır. İşte o zaman biz Allahu tealanın rızasını ümid edebiliriz…Rabbimiz Fecr Suresi ayet. 27-28.de mealen şöyle buyurmaktadır:***Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis. Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön…***Allahu tealanın kulundan, kulun Rabbinden hoşnut olması mübarek bir duyğu…Sübhanallah…

Kardeşlerim, Dünya imtihanı bir şekilde nihayete erecektir, neticede Rabbimizin ilahi hitabıyla karşı karşıya kaldığımız anda artık her şey bitmiş, tüm tereddütler, tüm şüpheler gitmiş, insan kesin kabule kavuşmuş, kendisinden emin olmuştur. Öyleyse bizden istenen yarın emaneti kazananlardan olmaktır. Bizden istenen Kur’an ve sünneti seniyye ye itaatla teslim olmaktır. Hayatta en büyük isteğimiz, en büyük duamız budur. Dünyada Rabbimizi razı etmek ve Allahu teâlanın bizi razı edeceği bir cennet hayatına ulaşmak. Rabbimiz bizden razı, biz Rabbimizden razı olarak ilahi huzura varıp bu müjdenin muhatabı olabilmek. En büyük derdimiz bu dünya da budur. Bundan daha büyük bir derdimiz yoktur. Allah celle şanuhu bu duyğuyu hepimize nasip buyursun. Rızasından, razı olduğu hayattan ayırmasın, O zaman ilahi hitaba mazhar oluruz inşaallah…Rabbimiz Fecr Suresi ayet. 29-30. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Kullarımın arasına gir. Cennetime gir…***İnşaallah…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert