HAY KİBİRİN YERE BATSIN…

HAY KİBİRİN YERE BATSIN… Müslüman bireyde bulunması istenmeyen kibir illeti: Ögünmek, kendini beğenmek ve büyüklenme hastalığıdır. Kibir haktan, yaradan dan yüz çevirmektir, hakka inanan Müslümanlara hakaret ederek, onlara tepeden bakanlar bir bilseler büyük bir günah bataklığına battıklarını derhal bu fiillerinden vaz geçerler diye düşünüyoruz.  Şurası bilinip iyice tefekkür edilmelidir ki; Kibir Cenabı hakka karşı ilk defe işlenen bir günahtır. Kibir İblisin âmeli olduğundan dolayı lanetle anılmış, kibir batağına batanlar bu illetten bir türlü kurtulamamışlardır. Kibir sahibi olanlar yalnız olmayı ve her yere yalnız gitmeyi yolda yalnız yürümeyi severler. Arkasında başkalarının bulunmasını  arzulayarak, her zaman kendisini hürmet ve saygı ile takip edilmeyi beklerler. Kibirli olanlar yanlarında başkalarının oturmasına izin vermezler, hep biraz uzağında olsun ister, etrafında ve mesafeli oturmalarını isterler. Kibir hastalıgına tutulanlar, fakirlerin kimsesizlerin davetini kabul etmezler… Lokman suresi ayet.18.de rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır:*** İnsanları küçümseyip yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, Allah kendini begenip övünen hiç kimseyi sevmez…***

HAY KİBİRİN YERE BATSIN… İblisin mirasına konan kibirli kimseler, kendi görüşüne, düşüncesine, anlayışına zıt bilgi ve belgelerden büyük rahatsızlık duyarlar. Kibir, büyüklenme, gururunun esiri olan şahıslar sadece seviye tutkunudurlar. Zengin olmayı haysiyetli, onurlu olma ile karıştırır sadece zengin konumunda olanlarla irtibat kurarlar. Sen benim kim olduğumu biliyormusun ayaklarına yatan kibir düşkünleri yaptıgı münazara türü tartışmalarda bile; Hakkı ve hak olanı kabul etmez, hatasını anlasa dahi arkadaşına  teşekkür etmeyi, hakkı teslim etmeyi aklına dahi getirmez. Kibirli kimseler arkadaşlarının yürürken dahi olsa öne geçmelerini istemezler. İbni mace de rivayet edilen hadis mealen şöyle: ** Ebu Ümame anlatıyor: Rasulullah (sav) evinden çıktı, Baki kabristanına – mezarlıgına gidiyordu. Ashabından bir kısmı, onu takip etmeye başladı. Peygamber onlara öne geçmelerini emretti  ve kendisi arkadan yürümeye başladı. Bunun sebebi soruldugunda: Ben sizin ayakkabılarınızın sesini duydum da içime kibir düşer diye  endişe ettim buyurdu…**

HAY KİBİRİN YERE BATSIN… Kibir hastalıgına yakalanan kimseler İslamın hayata hakim kılınmasını  arzu etmezler her türlü müstekbir tavırlarını zulümleri ile devam ettiririler. Kibir öyle bir hastalıktır ki, her zaman tepeden bakmayı, insanlara karşı büyüklük taslamayı kesinlikle bırakamaz. Belki de bu yüzden bu olumsuz İblis ameli sahibini mahşer yerinde rezil eder. Mütevazi insanların ayakları altında ezilir, kibirliyi herkes o büyük günde çigner geçer. Kibir hastalıgı kimin kalbinde zerre kadar yer etmişse sahibini cennetten uzaklaştırmaya sebep olan habis bir fiildir. Kibir, günahların ilki ve başı olmakla beraber, cehennemlik olanların işledigi suçların da aynı zamanda başında gelir. Örnek verecek olursak zalim idareci, zekatını vermeyen zengin, kibirli ve aynı zamanda fakir bunlar cehenneme ilk olarak girecek olanlardandır. Kibir hastalıgına tutulanlar, insanların kendisine saygı gösterip, ayaga kalkmalarını ve her zaman kendisine tazimle hürmet göstermelerini bekler. Her zaman ilgi, saygı, hürmet ve alaka göstermelerini arzu ederler…Rabbimiz Mümin suresi ayet. 60. ta mealen şöyle buyurmaktadır:***Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremiyenler, alçalmış olarak Cehenneme gireceklerdir…*** 

HAY KİBİRİN YERE BATSIN…Kardeşlerim, Kibirli insan her zaman diliminde aynı karakterin özelliklerini taşıyan bahtsızlığın sahibidir. Örneğin, Peygamber Efendimiz zamanındaki; malı, evlatları, altın ve gümüşüyle öğünen,Velid bin Mugire neyse, zamanımızdaki takipçilerinin tıyneti de aynı çıkmaz sokağa varır. Kibir hastalaıgının onulmaz hastaları iç huzuru diye bir olguyu tanımazlar, sukunet içerisinde huzurlu bir hayattan mahrum yaşarlar. Tek düşündükleri şey müstekbirliklerinin, dokunulmaz lıgının devam etmesi ayrıcalıklı hayatlarının farklı şekilde sürmesidir. Bu isteklerinin gerçekleşmesi ugrunda ellerinden ne geliyorsa yaparlar. Bizler kibir yobazlarını bataklıklarında bırakıp, insanlara faydalı olmaya çalışalım. Güzel ahlaklı edepli, alçak gönüllü ve mütevazi olalım. Bilelimki Tevazu: Müslümanı yedi kat göklere kadar yücelten ve yükselten bir güzel haslettir. Kibir illeti ne kadar sahibini alçaltırsa bilelimki Tevazu, alçak gönüllülük hali de sahibini yücelerin yücesine yükselten güzel bir haslettir bizler güzellige sarılmaya gayret edelim…Peygamber efendimiz (sav) Beyhakinin rivayet ettigi bir hadiste mealen şöyle buyurmaktadır: ** Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunanı, Hazreti Allah yüz üstü Cehenneme atar…** Sallu alâ Rasulina Muhammed…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.