HİDAYET KAYNAĞIMIZKUR’ANI KERİM…

المص كِتَابٌ أُنزِلَ إِلَيْكَ فَلَا يَكُنْ فِي صَدْرِكَ حَرَجٌ مِنْهُ لِتُنذِرَ بِهِ وَذِكْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ

اتَّبِعُوا مَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ قَلِيلًا مَا تَذَكَّرُونَ

Rabbimiz  Araf  suresi  ayet.1-3-te  mealen şöyle  buyuruyor: *** Elif. Lâm. Mîm. Sâd.(Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın. Rabbinizden size indirilene (Kur’an’a) uyun. O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz…*** Muhterem Müslümanlar…İnanıyoruzki  Kuranı  kerim  biz  Müslümanların  değişmez  hayat  mektebidir. Bizler  hayatımızda  her  konudaki hakikatleri  mutlak  dogru  olduguna  inandığımız  ayeti  kerimelerden  öğrendik. Rabbimiz  emir  ve yasakları,  uyarı  ve  ikazları  en güzel öğüt  ve  nasihatleri  bizlere  bu  kitaptan  öğretti. Rabbimiz  bu kitabı  yaşantımızdaki her  türlü batıl inanç ve gelenekleri ortadan kaldırmak, toplumun alışılmış ve kalıplaşmış kötü kaidelerine; karşı durmak için gönderdi. Bu kitap, her halû kârda hakk  olanı,  doğru,  olanı,  gerçek  olanı, iyi  ve  güzel  olanı kesin olarak ortaya çıkarmak için gönderdi. Bu kitap, Kelime-i tevhidin hayatımıza  hakim  kılınması  için gönderildi. Bu kitap, toplumsal huzur, toplumsal barış, düzen ve adalet  ilkelerinin  en  güzel  bir  şekilde  yerine  getirilmesi  için  gönderildi.  Bu kitap, daha sayamayacağımız nice özellikleri ile insanlığa, insanlık için gönderildi. Dolayısıyla bu kitabın hükmü ve hakimiyeti  haşa  ve  kella  geçici olarak düşünülemez. İnsanlığın yoldan çıktığı her dönemde, insanları insanlıktan çıkaracak her şeyle mücadele eder…

 

Peygamber  efendimiz  (sav) bir  hadisinde  mealen  şöyle  buyurmaktadır: ** Allahın evlerinden birinde toplanıp, Allahın kitabını okuyan, onu aralarında öğrenip, öğreten hiçbir topluluk yoktur ki, Allah onların üzerine huzur indirmesin, rahmet onları kaplamasın, melekler onları kuşatmasın. Allah onları, kendi katındakilerin içinde anmasın…** Ebû Hureyre (ra)Ebû Dâvud. Muhterem  Müminler… Beşeriyet, zaman zaman gericilik ve cehalete saplandıkça, Kur’an, gerçek medeniyeti icra için devreye girer. Tüm insanları uyarır ve kendisine uyanlara öğüt verir. Kur’anı  kerim  dünyamızı  nurlandıran  Rabbimizin,  şanlı  Rasulünün diliyle  HİDAYET  kaynağımızdır. Bu hakikat dün  de  böyle  idi,  bugün  de  böyle. Yarın  da  böyle  olacaktır  inşaallah  çünkü Rabbimiz  bu  kitabı  ebediyyen  koruyacagını  vaad  etmiştir… Zamanımıza baktığımızda; bazı toplumların eski cahiliye döneminden izler taşıdığını görüyoruz. Günümüzde işlenen günahlar, cahiliye döneminde işlenen günahlarla  yarışıyor  neredeyse. Dolayısıyla asrımızda yeniden Kur’an’ın hakimiyetine şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak ne var ki; Kur’an’ın hakimiyetini sadece inananlar kabul eder. Çağdaş Ebu Cehil’ler, Ebu  Lehepler, As  bin  Vailler,  Velid  bin  Mugireler…O gün olduğu gibi bu gün de, Kur’an’ın hakimiyetine karşı gelmeye  devam  ediyorlar. Ve böylelikle insanlığın tarihiyle başlayan, iman ve küfür mücadelesi sürekli olarak devam ediyor.  Ve  kıyamete  kadarda  devam  edecektir.

 

Muhterem  Kardeşlerim…İnanıyoruzki; İnsanlık Allahın  dinini  hayata  HAKİM  kıldığı  sürece  en  muteber , en  değerli, en  mümtaz  konumda  olacaktır  inşaallah…Bu  durum  Ta ki; kâinatı yaratan yüce sultanın saltanatı, tüm beşeriyetin hayatında geçerli oluncaya kadar. Nitekim Allah Celle  şanuhu  kâinata hakim olduğu kadar, kâinatın bir parçası olan insanın hayatına da hakimdir. Kaza ve kader ile, insanın hayatına Rabbimiz hükmeder. Tayin ettiği nizam ve şeriatı ile; insanların yazını, kışını, yağmurunu, suyunu hasılı tüm tabiat dengelerini Rabbimiz düzenler. Bunları bilen ve o güce boyun eğen  insan, aklını kullanarak Allah’tan başkasına kulluk duygusuyla yanaşmaz. Ve; kanunlarını, nizamlarını, değerlerini, inanç ve düşüncelerini doğrudan  dogruya Allah’tan alır. İşte insanoğlu bunlardan herhangi birisinde hakimiyet hakkını Allah’tan alıp başkasına verirse; İslâm bu kimsenin yaptığını kabul etmez ve bu hareketin sahibini mutlaka  cezalandırır. İslâm, ancak kendisine kayıtsız şartsız uyanlara, teslim  olanlara Müslüman adını verir. İşine gelmediği zamanlar da, İslâmdan başka yol arayanlara ise; Müşrik, münafık, ateist, sapık ve kâfirlik mührünü vurur. Bu  yüzden  Rabbimiz,*SİZE  İNDİRİLEN  KUR’ANA* uyun  buyuruyor…Net  ve  açık, seçik  ifadelerle. Uyun bu kitaba. Onu anlayın ve sizden ne istiyorsa öylece yapın. O  zaman  kurtuluşumuz  gerçekleşecektir  inşaallah… Ne  zamanki  Rabbimizin  bu  emrine  kulak  verirsek emrettiği  şekilde  hayatımızı  düzene  koyarsak, Vahyi  en  muteber  ifadelerle  anlayacak,  kavrayacak  ve  bu  bilgimiz  sonucunda  istikametimizi  belirlersek Rabbimiz  bizleri, Yeryüzünün en şereflisi ve en üstünü konumuna  getirecek, bizleri  Zilletten  kurtarıp, İzzet  içerisinde  yaşatacaktır  inşaallah. Rabbim  bu İMAN, İTİKAD, İTATLA bizlerin  şuurunu  artırıp, Kuranı  kerim  ve  Sünneti  seniyye Nuruyla  hareket  edenlerle  bir  ve  beraber  eyler  inşaallah…

 

SERMEDKADİR…LU…DAR’UL  ERKÂM…24.03.2017…

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert