HİKMETLİ  BAKIŞ…

HİKMETLİ  BAKIŞ… Şer yolları tıkayan, kötülükleri ortadan kaldıran, Sadece Allah Rızası için güzel âmeller peşinde koşan, kınayanların kınamasına aldırmadan inandığını yaşama gayretiyle taçlandıran, İNSAN olma şerefinin kendisine bahşedilişini boşa çıkarmayan, günah, kusur ve hatalarından muzdarip olup daha iyiye güzele ve doğruya  yönlenen, karakter, seciye ve kişiliğini üstün vasıflarla donatan insan HİKMET sözcüğünün künhüne ulaşmış demektir. Çünkü HİKMET; kötülükleri ortadan kaldırmak, iyilikleri elde etmek, gerçeği yakalama noktasında ilim ve akılla hareket etme eylemidir. Değişmez hayat kitabımız Kur’anı Kerimde HİKMET VE HÜKÜM kelimeleri aynı manâda kullanılmıştır. Cenabı Hak, Bakara Suresi ayet. 129.da mealen şöyle buyurmaktadır:***  Ey Rabbimiz. Onlara, içlerinden Senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, hüküm ve Hikmet sahibi olan, her şeyi yerli yerince yapan yalnız Sensin..*** İnandığı dini hayata HAKİM kılma çabasınıda olanlara Allahın Selamı, RAHMET ve bereketi üzerlerine olsun…

 

2.  HİKMETLİ  BAKIŞ… Zengin literatürümüzde öyle MUHTEŞEM kavramlar vardır ki; üzerinde saatlarca konuşsak yeridir. HİKMET bu tür geniş manâları içerisinde barındıran bir ifadedir. HİKMET, Allahu Teala açısından, eşyanın bilinmesi, tutarlı ve anlamlı bir şekilde icad edilmesi; kul açısından ise, varlıkların bilinmesi ve HAYIRLI iş yapılmasıdır. HİKMET, hüküm, hükûmet ve ihkâm manâlarıyla ilgili olduğundan; bir işi sağlam yapmak, iyiliği, düzen ve sistemi getirmek anlamı vardır. Bozukluğun kaldırılıp iyiliğin sağlandığı, düzenin korunduğu her şeyde bir HİKMET vardır. Bundan dolayı hikmet denilinnce mutlaka bir sebep ve sonuç hatıra gelir. Yani HİKMET, sonucun sebebe bağlanması, iki şey arasında bir ilginin kurulması, sebep ile sonuç arasındaki ilişkinin bilinmesi demektir. Demek ki bilgiye dayanan âmel, yararlı bir sonuç veren bilgi hikmettir. Rabbimiz Bakara suresi ayet. 151. de mealen şöyle buyurmaktadır: ***Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab’ı ve HİKMETİ talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik…***

 

3.  HİKMETLİ  BAKIŞ… Bir işi başka bir işe bağlamağa, yani bir yargıya varmaya hüküm dendiği gibi; doğru olan herhangi bir yargıya da HİKMET denilir. *HİKMET*, teorik bilgileri öğrendikten sonra, onların gereğine uygun davranıp teori ile pratiği birleştirmek ve böylece üstün gayeye ulaşmaktır. HİKMET, yapılan işin, ilmin gereğine uymasıdır. HİKMET, derin ve yararlı bilgidir. Bu bilgi, ancak düşüncenin ürünü olmalıdır. Hikmet, mantıklı düşünmek ve gerçekleri araştırmak ve hakka tâbi olmaktır. Kâinatın birtakım yasalarını keşfetmek ve bunları insanlığın yararına kullanmak hikmettendir. HİKMET, bir şeyi lâyık olduğu yerine koymaktır. HİKMET, Allah’ın kitabından anlaşılan güzelliklerdir. HİKMET, kendisinde eşyanın hakikatinden bahsedilen bir ilim; aklın aşırılıklardan uzak, itidal yani denge halindeki bilme gücü; ilim, icad ve fiiller; helâl ve haramın bilinmesi; hakka uygun söz; akla uygun ve gereksiz doldurmalardan arınmış sözdür; Yani kısaca hikmet âmelle beraber ilimdir… Rabbimiz Âli imran Suresi ayet. 62. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir. Allah’tan başka İlah yoktur. Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir…***

 

4.  HİKMETLİ  BAKIŞ… Kardeşlerim, Peygamber efendimizin (sav) söz, fiil ve takriri yani onayı bütünüyle HİKMET olarak günümüze kadar ulaştırılmıştır. Alimlerimiz, Sünneti seniyye ve günümüzdeki yazılı şekliyle Hadisi şerifleri tümüyle HİKMET olarak değerlendirilmiştir. Söz, fiil ve doğru olanı hareketleriyle isabetli bir şekilde ifade buyuran Allahın Şanlı Rasulü (sav) HİKMET kavramını en güzel şekilde bizlere anlatmıştır. İLİM ve O ilmin amacına, gayesine ulaşması yönünde anlaşılması ve kavranması ancak âmel noktasına getirilmesiyle olacağını öğreten efendimizdir. Varlık düzeninde her şeyi yerli yerine koymayı, Doğru ve güzel işlere yönelmeyi, fiilleri güzel şeylere yöneltmeyi, Hâkim olunan kimselere iyi muâmeleyi, icraatı zulümden, ikramı cimrilikten, ilmi bilgisizlikten, hoşgörüyü bunaklıktan ayırmayı, İlâhî ahlâkla ahlâklanmayı, Allahu Tealanın emirlerini düşünüp onlara uymayı öğreten, talim ettiren, belleten örnek ve önderimiz Peygamber efendimizdir (sav)…Rabbimiz Cuma Suresi ayet. 2. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab’ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O’dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler…*** Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.