Muhterem kardeşlerim.
İhsan, dilimizde güzel olmak manasına gelen her birimize her an ve zamanda gerekli olan bir ifade tarzıdır. İhsan genel olarak başkasına iyilik etmek ve yaptıgı işi güzel yapmak şeklinde kullanmaktayız. Diğer bir ifadeyle ihsan, başkalarına iyilik etmek, yardım etmek, işini güzel yapmak ve güzel düşünüp güzel davranmak, Allah ile her an beraber olma şuuru içerisinde yaşamaktır. Bu bakımdan her güzel davranış ihsân kapsamındadır. Din ancak ihsân ile vasıflandığı takdirde güzel, iyi, makbul olur. İhsansız eylem, hareket tarzı ve dindarlığın kişiye fazla bir hayrı yoktur. Amellerin ihsan ile yapılması, İslâm dininin asıl hedeflerindendir. Kur’ân-ı Kerim’de çok geçen ihsân kavramı, farz olan emirlerin de üstünde iyilik yapmak, güzel davranmak için elden gelen bütün çabayı göstermek anlamına gelir.
Ahlaki kavram içerisinde düşündügümüzde ihsan genellikle İyiliklerde farz olan asgari ölçünün ötesine geçip, isteyerek ve severek daha fazlasını yapmak manasını anlamış oluruz. İhsan, Cemiyet, Cemaat ve toplumsal hayatımızda adâlet kavramından daha fazla önem arz etmektedir. Çünkü adâlet sağlıklı ve dengeli bir toplumun temeli, ihsan ise onun mükemmele erişmesi hareketidir yani bir adım daha öne geçme, bir adım daha ilerleme hareketidir…
Şüphesiz İhsan kavramının anlamı çok geniştir. Her iyi iş ihsana girer. Bu bakımdan Kulun Rabbi ile olan ilişkilerinde, kulun kendisiyle, ailesiyle, eş dost, akraba ve komşularıyla, kulun toplumun bütün bireyleriyle, diğer canlı mahlûkat ve tabiatla olan ilişkilerinde ihsanın çok özel bir yeri vardır. Ayrıca İhsan Allahı görür gibi ibadet etmektir.
Bu nedenle Müslüman insan İbadetinde, işinde, kazancında, harcamasında, yemesinde, içmesinde, yürüyüşünde, kalkışında, konuşmasında, susmasında, tüm çevresiyle olan ilişkilerinde, kısaca söylediği her sözde, yaptığı her iş ve icraatında “Allah beni görüyor, yaptıklarımı biliyor” inanç ve düşüncesiyle hareket eder, her şeyin en iyisini ve en güzelini ortaya koymaya çalışır.
Muhsin ise, ihsan eden, iyilik eden, güzel düşünüp güzel davranan demektir. Muhsin olan Cenâbı Allah, güzeli ve güzellik sergileyenleri sever. Yukarıda okumuş oldugumuz Ankebut suresi ayet. 8.de Rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır: *** Biz insana, Ana – Babasına karşı iyi davranmasını tavsiye ettik. Eger Ana – Baba birşeyi körü körüne bana ortak koşman için seni zorlarlarsa o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır. Yaptıklarınızı size bildiririm…***
Yine Rabbimiz İsra Sûresinin 53. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:*** Ey Muhammed Kullarıma söyle, en güzel olanı söylesinler. Şeytan onların aralarını bozar. Şüphesiz, şeytan insanın apaçık düşmanıdır…*** Böylece Cenabı Hak İhsanı getirmiş, kesin ve şaşmaz adâlet ölçülerinin yanına, inceliği ve letâfeti koymuş, müsamaha etmek isteyen herkesin önüne kapıları açık tutmuş, böylece gönül almayı ve nefislerdeki kinleri yok etmeyi hedeflemiş, hak ihlallerine yol açmamak kaydıyla iyilik ve ihsanın sergilenmesini çogu ayetlerde teşvik etmiştir.
Kısaca günlük işlerden ibadetlere kadar her iş ve davranışta dinimizin aradığı ve istediği, ihsan güzelligidir. Çünkü yüce Allah kullarını en güzel şekilde yaratmış, rızıkta, hükümde ve her alanda her şeyin en güzelini ortaya koymuş, kullarından da her alanda güzellik ve ihsan sergilemelerini istemiştir. Uzun bir Hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) bu konuda mealen şöyle buyurmaktadır: ** İhsan, Allaha onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor*** Yine Buharide rivayet edilen bir hadisi şerif mealen şöyledir: ** Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun…**
SERMEDKADİR