İHYA FAALİYETLERİ…

İHYA FAALİYETLERİ… Hayatında, yaşantısı ile inandığı DİN bağlamında DENGE kuramayan insanlar MANEVİYAT, MUKADDESAT, İslami duyarlılık noktasında ZAAF içerisinde olabilirler. İHYA Faaliyetleri bu ZAAF noktalarını köreltme, kurutma, yok etme çabasıdır diyebiliriz…Özellikle kırk yıllık İslami ilimleri anlama ve kavrama çalışmalarımda eğitim ve öğrenim proğramlarımızda, TEBLİĞ çalışmalarımızda dikkat etmeye gayret gösterdiğimiz en önemli husus; eğer elimizden ve dilimizden geliyorsa bilgi paylaşımını sürekli olarak devam ettirmek olmuştur. İslami edepte hiç kimseyi bırakalımda NE HÂLİ VARSA GÖRSÜN, ya da kendi pisliğinde debelensin veya vurdumduymazlığını, aymazlığını, aldırmazlığını, düşene bir tekme vurma yüzsüzlüğünü hiç bir kaynak eserimizde görmedim. İslami yaşantı hiç bir zaman diliminde ASRI SAADET’TE anlaşıldığı ve uygulandığı gibi devam etmemiştir. İnişli çıkışlı diyebileceğimiz süreç hemen her toplum bünyesinde yaşanmıştır. Allah korkusunu iliklerine kadar hisseden mesuliyet sahibi Alimlerimiz; DİNİ İHYA gayretlerine İhlasla sarılmışlardır…Tirmizi’nin günümüze aktardığı hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **Kim bildiği bir ilmi, kendisine SORULUNCA GİZLERSE, Allah da onu ateşten bir gem ile gemler…** 

 

İHYA  FAALİYETLERİ… Tarihi süreç içerisinde İslami uygulamaların  ZİRVE yaptığı dönemler olduğu gibi; çok sıkıntılı, dinin unutturulmaya yönelik baskı, yıldırma ve zulümle insanları cehalet bataklığına gömdüğü zaman dilimleri de yaşanmıştır. Örneğin İmam Gazali kendi zamanında faaliyetleri ile, dini anlatım, yeniden diriliş, İHYA çabaları ve ömrü boyunca yazmış olduğu eserler, yapmış olduğu dersler, nasihat, öğütler kendisini birnci binin müceddidi, yenileyicisi İHYA edicisi olarak tanınmasını sağlamıştır. Bilindiği gibi İHYA ULUMUD DİN adlı eseri İslam literatürünün en seçkin türlerindendir. İslami hayatın bozulduğu, unutulmaya yüz tuttuğu, sapık fırkaların insanlar üzerinde etkisini artırdığı bir dönemde; İHYA faaliyetleriyle Peygamber Efendimiz (sav) döneminde DİN nasıl anlaşılmış, yaşanmış, uygulanmışsa aynı şekilde canlandırma esas alınmıştır…İlmi BAŞ TACI yapan bütün İslam alimleri aynı yolu tâkip etmişler; Kur’an ve Sünneti seniyyenin NUR’UNU diğer Müslümanlarla paylaşmışlardır…Taberani’nin zamanımıza taşıdığı hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** İLİM  istemek, her müslümanın üzerine farzdır…** 

   

İHYA FAALİYETLERİ… Şurası bir gerçektir ki; Peygamberler HARİÇ bütün insanlık hata, kusur ve günah cenderesine düşebilir. 1440. Yılı aşkındır İSLAM kisvesi içinde olduğunu ifade eden insanlar inandığı DİNİ YAPIYI mükemmel bir şekilde yerine getirdikleri gibi, O inanç bütünlüğünü yaralayan, bilerek ya da bilmeyerek DİNİ yapıya yenilikler İCAD eden, BOZUK yolların sapık müdavimleri her dönemde olmuştur. Ehli sünnet uleması ise; bozulan, sapkınlığa meyledilen, adeta DİN olmaktan çıkarılan İMANİ sapmaları tekrar ÖZÜNE, ASLINA, olması gerektiği şekline getirmeyi vazife bilmişlerdir. İHYA faaliyetlerinde İmam Rabbani İkinci bin’in yenileyicisi ünvanına sahip olan GÜZİDE alimlerimizdendir. Bilindiği gibi, Alimlerimiz, Peygamberlerin varisleridirler. Her türlü DİNİ HÜKÜMLERİN Allahın izniyle, her ASIRDA koruyucuları alimlerimizdir. Rabbimiz Âli İmran Suresi ayet. 7. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** …İlimde YÜKSEK PÂYEYE ERİŞENLER İSE: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. BU İNCELİĞİ ancak AKLISELİM SAHİPLERİ düşünüp anlar…*** Bizleri İlimsiz, Alimsiz bırakmayan Rabbimize hamdu senalar olsun diyoruz…

 

İHYA FAALİYETLERİ… Kardeşlerim, İslam dini bireysel yaşanan bir inanç şeklini değil, CEMAAT yaşantısını öğütler. Tek başına kıldığımız NAMAZ ile toplu, CEMAAT’LA kıldığımız Namazın mükafatınının farklı olduğunu düşünür, ibadetlerimizi O yön’lü yapmaya gayret sarfederiz. Bir, beş, on kişiye verdiğimiz VAAZ ile 500, 1000, 1500 kişiye verilen vaazlarımız mutlaka her açıdan insanlar üzerinde etkendir. İnanç ve İMAN konularında DİN bağlamında çürüme, zaaf, ilgisizlik, vurdumduymazlık sadece bireyleri değil, aile, toplum, cemiyet ve sonunda bütün bir İslam âlemini karanlığa sürüklemektedir. Allahın dinini Rasulünün sünneti seniyyesinden alan Alimlerimiz dini dirilişi, İmani canlanmayı, İtikadi uyanmayı, Cemaat olarak toptan güçlenmeyi, yeniden yeşeren canlılar gibi terütaze dallanıp budaklanmayı, Birimiz için değil hepimiz için sevinmeyi, yaralanan uzvumuzun şifa bulup sağlıklı hâle getirildiği gibi, ölü, kıraç arazinin ziraata elverişli hâle gelip bereket sembolü olduğu gibi; DİN’DE İHYA faaliyetleri cümlemiz için fayda sağlayacaktır inancındayım… Tirmizi’de zikredilen hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **İşin başı islâm, direği NAMAZ, zirvesi cihaddır…**Allahın Selamı, Din, İman, Kur’an gayreti güdenlerin üzerine olsun… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…           

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.