İMAN EDEN  İTAAT EDER…

İMAN EDEN  İTAAT EDER…Rabbimiz, Nur suresi ayet. 52. de mealen şöyle buyurmaktadır:***Her kim Allaha ve Resûlüne itaat eder, Allaha saygı duyar ve O’ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir…*** Kim neye ve kime inanırsa aynı zamanda itaat edeceği ğayet aşikârdır. Biz müslümanlar da, İslam dininin kural, kaide, yasa ve kanunlarını benimsemiş kabul etmiş, misak vermiş insanlarız. O sebepe inanırız ki; Allahu tealaya ve Resulüne itaat eden, Allah’tan korkan ve ona sığı­nıp korunalar, ebedi kurtuluşa, saadete ereceklerdir. Alimlerimizin bu ayeti tefsirine kulak verdiğimizde anlarız ki; Allahu Teala, bu âyeti ile mümin olanların ne gibi sıfatlar taşımaları gerektiğini beyan etmektedir. Müminler, aralarındaki anlaşmazlıklarda Allahın kitabı­na ve Peygamber efendimizin (sav) sünneti seniyyesine dolayısıyla hakemliğine çağrıldıkları zaman, verilecek hükmün lehleri­ne veya aleyhlerine olabileceğini hesaba katmadan: *Davetini kabul ettik ve tes­lim olduk.*derler. İşte kurtuluşa erecek olanlar bunlardır. İman eden, itaat eder kaidesi bu yüzden bir hakikatin beyanıdır diyoruz…

İman edenler indinde Allaha ve onun şanlı Resulüne itaat etmek bir müslüman için zaten ğayelerin en büyüğüdür. Müslüman her işinde, amelinde, Allahu tealanın emirlerine karşı gelmekten korkar ve Allahın gazabından çekinir, rahmetine sığınır. Çünki, Mü’minin özünde Cehennem ateşi endişesi ve Cennet niğmetlerine erişme ümidi yatar. Kurtuluşun ve iki dünya saadetinin ancak amentüye inanma ve gereklerini yerine getirme gerçeğini bilen müslüman bu ilkelere sımsıkı yapışır. İtaatı baş tacı eden mü’min, Allahu tealaya ve onun şanlı rasulüne teslimiyet ve itaatten kopması kesinlikle düşünülemez. Kur’anı kerimde, sünneti seniyyede beyan edilen emirlere,  hükümlere  seve  seve  riayette  bulunan ve Allahu tealayı, rasulünü seven Allahtan korkan ve kendisinden insanlık hali meydana gelen veya gelecek olan günahları düşünerek kalbi titreyen, mümkün olduğunca hata, kusur ve günahlardan sakınmakla kalbini aydınlatan, Cenabı Hakka bağlanarak, iltica eden mü’min kurtuluşun, selametin ebedi saadet ve mutluluğun sahibi olmaya hak kazanacaktır…

Allahu tealanın engin niğmetlerine nail olmak, gözlerin görmediği kulakların işitmediği, kalplerin düşünemediği güzelliklere kavuşmak; Allahu teala sevgi ve korkusuyla vasıflanmış olan müminlerin mükafatı olacaktır. İman ehli aynı zamanda ihlas ehlidir. İhlas ile Allahu tealaya ve Allahın şanlı rasulüne teslim olan mutlaka itaatkâr olmak durumundadır. Bunun aksi düşünülemez. İslâm toplumunun içine giren ve kendisini bu toplumun bir üyesiymiş gibi göstererek hak etmediği avantajlardan yararlanan bir kişi hiç şüphesiz bir münafıktır, sahtekârdır, riyâkardır, yalancıdır. Yalnızca kendisine zulmetmek, sürekli sahtekarlıkta bulunmak ve en bayağı karakter özellikleri üretmekle kalmamakta, diliyle mümin olduğunu söylediğinden dolayı onu kendilerinden biri sayan ve böyle olduğu için de onu kendileriyle olan tüm sosyal, kültürel, siyasal ve ahlâkî ilişkilerden de yararlandıran müslümanlara da zulüm ve haksızlık etmektedir. İşte ihlastan yoksun bu kişiler mutlaka ilahi adaletin tecellisi ile; belki yaratılanları aldatmış görünecek ama yaratanın azabından kurtulamayacaklardır… 

Kardeşlerim, Zamanımızda bazı kibir, gurur sahipleri müslümanların itaatını dillerine dolayarak;*itaat kültürlü* söylemlerle güya alay edip dalgalarını geçmektedirler. İsteyen istediği inanca itaat eder, sever, bağlanır kendi tercihi der geçeriz. Allaha iman edenle etmeyen zaten müslüman ve kafir diye tefrik edilmiştir. Bir de bunun yanında münafık diye nitelenen iki yüzlü riyâkârlar vardır ki;Rabbim cümlesinin şerrinden mü’minleri uzak eylesin. Konumuzla alâkalı, Allahu Tealanın bu ayeti ğayet açık, net ve anlaşılır vaziyettedir. Allaha ve Rasûlüne icabet eden mü’minlerin sıfatlarını haber vermektedir. Mü’minlerin sözü, imanıyla, inancıyla, itikadıyla eş değerde olmalıdır. Eğer mü’min:*İşittim ve itaat ettim* diyorsa bu söz, hareket, tavır ve amelin en güzelidir diye inanıyoruz. Müslüman yani teslim olan bir kişi; Allah’ın kitabına, Peygamber efendimizin (sav) sünneti seniyyesine ters düşen bir durumla karşılaştığında itaatı, teslimiyeti, bağlanışı imanı dogrultusunda olacaktır. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun… Allaha ve Rasulüne itaatla bağlanarak riayet eden mü’minlere selam olsun…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.