Rabbimiz Ahkaf suresi ayet.13-14.te mealen şöyle buyurmaktadır: ***Rabbimiz Allah’tır” deyip de istikamet üzere dosdoğru yolda yürüyenler için ne bir korku vardır ne de onlar üzüntü çekeceklerdir. İşte onlar, cennet ehlidir. Amellerinin karşılığı olarak orada ebedî kalacaklardır…***Kardeşlerim,İstikamet doğru ve mutedil olmak demektir. Eğri olmanın zıddıdır. İslami ıstılahta istikâmet; hakka tabi olmak, adâleti yerine getirmek, doğru yola girmek, itaat olan şeyleri yapıp isyân olan şeylerden sakınmak, verdiği sözü tutmak, haktan adaletten ayrılmamak demektir. Bu kimseye ve hiçbir yerinde meyil ve eğrilik bulunmayan, dümdüz ve dosdoğru şeye mustakîm denir. İslam fıtratı üzerinde sapmadan ilerleme yoludur istikamet.Bu yolda şeytanlar vesvese verebilir, nefsin kendine hoş gelen şeyleri isteyebilir ve menfaatlerinle dinin çatışabilir. İşte istikamet yoldan saptıranlara uymama hadisesidir. İstikamet iman ettiklerimizi hayat tarzı haline getirmemizdir. Söz verdiğimizi yerine getirmemizdir. Rabbimiz bizleri istikameti düzgün olanlardan eylesin…S..
2.) Rabbimiz Bakara suresi ayet.177.de mealen şöyle buyurmaktadır: ***İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir…*** Kardeşlerim, Gün nefsimizi muhasebeye çekme günüdür. Gün hesap günü şuurunu takınma zamanıdır. Gün Ümmeti muhammedin dertleriyle dertlenme vaktidir. Gün menfaatlarımızla dinimiz çatıştıgında dinimizi tercih etme zamanıdır. Gün sevdiklerimizi Allah için sevme zamanıdır. Gün vahdete, birlige, cemaata sarılma zamanıdır. Gün yaşadıgımız anın kıymetini bilme zamanıdır. Cenabı hak bizleri inandıgımız dogruların ışıgı altında istikamet üzere yaşayanlardan eylesin…S…
3.) Rabbimiz Ali imran suresi ayet.8.de Mealen şöyle buyuruyor: *** (Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin…*** Kardeşlerim, her zaman ve her anımızda tabir caizse teyakkuz halinde bulunacagız, uyanık olacagız, dinimizde saglam duranlardan olacagız inşaallah. Sonra dua kulpuna yapışacagız. Rabbimiz, bize hidâyetini nasib ettikten sonra, bizi hidâyete ulaştırdıktan, bize hidâyet yolunu gösterdikten, bizim hidâyetimizi onayladıktan sonra kalplerimizi eğriltme. Ya Rabbi, kitabınla, kitabının pratiği olan peygamberinin sünneti seniyyesiyle bizi sırat-ı müstakime ilettikten sonra, biz iman nuruyla aydınlandıktan sonra bizim ayaklarımızı kaydırıp kalplerimizi eğriltip yamultma, ayaklarımızı senin muhkem dinin üzere sabit kıl, bizleri bidatlerden, sapkınlardan, gazaba ugramış olanlardan muhafaza eyle diyecegiz inşaallah. Sahihi Muslimde ifadesini bulan hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **Allah’a iman ettim de! Sonra da dosdoğru ol…Cenabı hak bizleri Kuran ve sünneti seniyyenin nurunda, sıratı müstakimde yürüyenlerden eylesin…S…
4.) Rabbimiz Tevbe suresi ayet.119.da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun…***Kardeşlerim, Kur’anı kerime sımsıkı sarılan ve onunla beraber olan, hareket, yaşantı, ahlaki degerleri hayat rehberimize uygun olan kişi inşaallah dogru yol üzerinde sıratı müstakimdedir diye inanıyoruz. Ayrıca Peygamber efendimiz (sav) Alemlere rahmet olarak gönderilmiş Rahmetenlil alemiyndir. Öyleyse örnek ve önderimizi rahmet kaynağı bilip zamanımıza kadar ulaşan sünneti seniyyesinden istifade etme yollarını edinmeli ve bu sayede Allahın Rahmetine ve merhametine mazhar olan bahtiyar kullarının zümresine dahil oluruz inşaallah. Peygamber efendimiz bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: **Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup durandır (bunu yeterli görendir)” (Riyazü’s-Salihin,** Cenabı hak bizleri İman ve istikameti kemale eren, şuurlu müslümanlardan eylesin…S…