İMDAAAT  DNA’DA  SORUN  VAR…

Dünyanın en çok tecavüz olayları; Danimarka, İsveç, Norveç, Amerika ve Japonya’da işleniyormuş. Hırsızlık vakaları Polonya, İtalya, Bulgaristan gibi ülkelerde had safhaya çıkmış. Uyuşturyurucu illeti Orta Amerika ülkelerini kasıp kavurduktan sonra Güney Amerika ülkelerine daha sonra da Hollanda’dan başlayarak Avrupa ülkelerine bilâhare Dünyanın diğer uçlarına ulaşıyormuş. Alkol tüketiminde Rusya açık ara önde giderken Avrupanın kokuşmuşluğunda en büyük etken olarak karşımıza çıkmakta. On binlerce tanrının at oynattığı Hindistan günümüzde zenginliğin ve yoksulluğun en uç noktalara vardığı anlaşılması zor bir kültürel yapı sergilemekte. Çingene diye aşağılanan bir toplum Romanya ve İspanya’da devlet olma özelliğini kurunca onlarca etnik halk toplulukları birbirlerini fırsat bulduğunda bir kaşık suda boğacaklarının sinyallerini vermekte. Kendi ülkesinden başka sosyal yapıya uzak kalmış Amerika birleşik devletlerinin refah seviyesi yüksek halkı aynı zamanda sefaletin en derininde kaybolmakta. Daha yaşı 30. olmadan ihtiyar görüntüsü sergileyen Güney Amerika, kamboçya, Vietnam, Laos, Güney Asya kadınları ise küçük yaşta para babalarının rezil eğlencelerine meze olmuş görünüyor…İMDAAAAAT… diyoruz DNA.DA sorun var…

İletişim araçlarının da yardımıyla, Dünya küçük bir köy konumunda gözlerimizin önüne geliyor. Kokuşmuş Avrupa ülkelerinde kadın kadınla, erkek ise erkekle sorunsuz evlenebiliyor. Sapık ilişkiler ağı inanılmaz derecede arttı demiyorum fırlamış vaziyette. Zamanımızda AİLE bağının, evlilik kurumunun en fazla yara aldığı ülke insanları karşı cinste karar kılıyor, hem kendi halkını sapkınlığın son aşamasına taşıyor, hem insan unsurunun DNA’SINI bozuyorlar. Ahlâk artık ekonomiyle ölçülür oldu. İlim, teknik, kültür, sosyal yapı, siyasal bünye çöküntünün eşiğinde…Refah seviyesi en üst düzeyde olan bölgelerde insanlar o kadar bencil hâle geldiler ki; örneğin İsrail gibi Amerika güdümünde bir besleme devlet 42. bin filistinliyi öldürüp, 100. bin insanı yaraladıktan sonra bazı halklar lütfen haberdar olabiliyor. Birleşmiş milletler teşkilatı sözünü geçirecek devlet arıyor. Teknoloji o kadar gelişti ki; artık hepimizin cebinde faal bir bomba ile dolaşıyoruz. Hayatlarımız en gelişmiş ülke insanlarının vicdan muhasebesine kalmış. Gelişmiş devletler, sorunlu toplumları anında yardım ederiz pohpohlamasıyla savaşa sokuyor deposundaki eskimiş çöplük silahlar tükenene kadar da sözde desteğini yerine getiriyor sonrası Ukrayna gibi hüznün ve unutulmuşluğun dibini boyluyor…Çünkü Rusya Nükleer kullanırım haa tehdidini  masaya koyunca ortada Kuzey Kore liderinden başka efe kalmıyor…

Toplum yapısını kadın’dan başlayarak ıslah etme hareketlerini başlatan Türkiye aynı zamanda, hapishanelerin de boşaltılması düşüncesiyle hukuk sisteminde farklı bir yol denemeye başlayınca suç ve suçlu yüzde 70. oranında artış göstermiş. Masum çare arayışları güya başta kadınlarımızı koruma ğayreti üzerine başlamıştı. Adam televizyonda 29. yıllık hanımınından olan çocuğunun DNA testini taleb ediyor. Sonuç çocuk kendinden değil, birisi 27 diğeri 25. yaşını dolduran ve o zamandan beri baba dedikleri kişi de babaları değil. Adam boşandığında ömür boyu nafaka cezasısıyla karşı karşıya. Kadın kendini koruma çabasıyla uzaklaştırma tâlep etse de ancak bir kaç ay daha yaşayabiliyor… netice cinayetle sonuçlansa da eğer olaylar medya ya yansımamış sa; ya çok az bir ceza ile kurtulma ya da adli kontrol şart ile salıverilme suratımıza tokat gibi çarpılıyor. İşin garip tarafı insanlar adam yaralamaktan, öldürmekten kesinlikle korkmuyorlar. Nasıl olsa idam cezası yok…Hırsızlık adi vaka, rüşvet, ihtikâr, vergi kaçırma, kara para aklama akla gelen gelmeyen her türlü suçlar yakamıza rozet gibi yapışıyor, Nasıl olsa idam yok. Daha 19. Yaşındaki gencin yüz yirmi suç dosyası oluşmuş… Tamam da bu kişinin toplum içinde ne işi var. Birileri göğsünü gere gere kabadayılık forsu sergilemekte bilmem kaç kişiyi öldürmüş…Peki bu mafia bozuntularının dışarda yani hapishane dışında ne işleri var anlayan varsa beri gelsin…

Kardeşlerim, iç karartıcı dünya tasvirini gündeme taşıdığımın farkındayım. İnsanlar egoizmin pençesinde erimiş vaziyette. Hâmd’etme makamı unutulmuş, şükretme istekleri Allah korusun insanları inkâr sınırına taşımış. Evlatlar var ana baba tokatlamakta. Eş’ler o hâle gelmiş ki baba diyen çocuk benden mi, değil mi derdinde. Doktor siyasi ikbâl peşine düşmüş çıkmış kendi devletini kimyasal silah kullanıyor diye  dış dünya ya müzevirleme ğayretinde. Mühendis daha az demirle daha çok bina yapıp müteahidi nasıl memnun edebilirim aymazlığında. Öğretim görevlisi yediği dışkısının tadını ifşa makamında. Kendisine mikrofon uzatılıp şehadet nedir sorusuna genç kız ve erkekler gerine gerine müslüman olmadığını haykırmakta. İlim öğretmekle görevli eğitici talebeline şarkı, türkü, oyun eğlence tâlimi peşinde. Nankörlüğün dibini boylayan üretici soğan, patates ve diğer ürününü çöpe atma yarışında. Anayasayı en iyi yorumlayanın kendisi olduğunu söyleyen avukat hanım, ulema pozuna bürünmüş Kur’an meâliyle hüküm verme makamında…Liyâkat, emanet, ehliyet, adalet, manevi değer, mukaddesat kayıp eşya hükmünde…Aciz bir Sermed olarak dilimden geldiği kadar bağırmak geliyor içimden: İMDAAAAAT  DNA’DA SORUN VAR…

Sermedkadir…  

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.