Arsızlık, sahtekârlık, hırsızlık, düzenbazlık, rüşvet alıp verme, ihaleye fesat karıştırma, haram yeme ve içme, faiz çamuruna bulanma, kul hakkıyla ahirete intikâl ilahi şamar endişesini artıran, hesap günü gerçeğini uzak ihtimâl sayan, sırat ve mizân hakikâtinden habersiz yaşayan, manevi değerleri kulak ardı edip maddi menfaatıne geleceğini satanlar vicdan muhasebesinde sınıfta kalan dünya görgüsüzleridir. Dünyadaki sınav, imtihan müddetini ömür boyu askıya alan insanlar her yaptıkları rezilliğin yanlarına kâr kalacağını sanıyorlarsa büyük bir yanılğı içindedirler. Bulvar, cadde, sokak ve pazar yerlerimiz vücudunu sergileyen, tanıyıp tanımadığı insanlara teşhir edenler, edeb duyğusunu şah damarından uzakta tutma ğayreti güdenler aldandığını çok acı bir şekilde anlayacaklar ama inşaallah çok geç olmadan vaz geçme erdem’ine sarılsınlar isterim.Yoksa üç günlük ya da 100. yıllık ömürleri mutlaka son bulacak, keşke’si olmayacak pişmanlığın er geç içine yuvarlanacaklardır. Keşke’lerimizi nedametin fayda vermediği an’lara bırakmayalım…
Büyüklerimiz, *yenilen pehlivan güreşe doymazmış* derler. Dini duyğuları ön planda olan insanlara hayat hakkı tanımayan soyadı ince ama kendisi yobaz tam bir din cahili olan kişinin de dediği gibi yenilmiş de yenilmiş, yenilmiş de yenilmiş olanlar sandık sevdasına tutulup yeni bir arayışın hesaplarını yapsalar da, bilinen yollarla göreve gelemeyeceklerini kendileri de anladılar. Toplum kendi yararına olan hususlarda örneğin; beni seçerseniz 100. bin konut yapacağım sözünü verenlerin 5. senede çivi çakmadığını görünce hayâle, serapa, bilinmezliğe adım atmayacaklardır her hâlde. Gün geçmiyor ki, yeni bir yolsuzluk, usülsüzlük, rüşvet ağı, sahtekârlık, ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet kumpasları ortaya çıkmasın. Yalan, daha büyük yalan, en büyük yalan denemeleri de artık prim yapmıyor. İftira eden söylediği gerçek dışı sözleri kanıtlamakla mükellef olunca onlarda kara’ya oturduklarının bilincine vardılar. Toplum artık somut deliller görmek istiyor. İlahi şamar endişesi taşımayan, hangi inancın, kültürün sahibi olursa olsun meçhul kişilerin de mum’u söndü. Toplumu sokağa davet ediyorlar…
İlahi şamar endişesi duymayan insanlar makam, mevkii ve menfaat için yollara düştü. Daha dün neredeyse yemin billah ederek vefâkârlığını yaralamayacağına dair söz verip and içen, En yüksek görevleri ifa etmiş olan devlet adamları günümüzde 180. derece farklı ifadelerle karşımıza dikilmişler se, hangi yolsuzluğu yaparsa yapsın gözlerini suç’a kapamışlarsa, dün söylediği sözlerin bugün tam zıddı beyanata imza atıyorlarsa millet de şaştı kaldı neye, kime, neden, nasıl ve niçin inanacağına. Bu tür beyanat sahiplerinin karşısına dün söylediği sözler çıkarılsa da, dillerinde kemik olmadığı için mutlaka söyleyecek sözleri oluyor ne yazık ki…Bu tür aymazlık milletin aklıyla alay etme cüretidir. Toplumu aptal, enayi yerine koymaktır. Vermiş oldukları vaad, söz, ikrâra aykırı hareket etmek öncelikle kişinin kendine olan sayğısını sıfırlar. Dün birilerinin sözcülüğünü yapanlar bu gün oyuncakları elinden alındı bahanesiyle başkalarının borazanını öttürüyorsa psikolojik sorun büyük olmalı…
Kardeşlerim, Rabbimiz yarattıklarını hakkıyla görmekte, hakkıyla onlardan haberdar olmaktadır. Bize düşen ise hayatımızın her anında bu bilinçle hareket etmektir. Çünkü yaşantımızı sürdürdüğümüz bu dünya hayatı mutlaka nihayete erecek ve her verilen nimetin hesabı mutlaka sorulacaktır. Yaratan tarafından emredilen emir ve yasakların yerine getirilmesi ve yasak kapsamına alınan her şeyden uzak durulması bizim menfaatimizedir. hiç bir zaman aklımızdan çıkarmıyacagımız bir husus vardır ki, oda yaratılış ğayemizdir. Bizler sorumluluk sahibi olan mükellef insanlarız. Örnegin, Namaz, oruç, zekât gibi ibadetler, zina, alkol, kumar gibi kötü davranışlar, doğru söz, iyilik, adalet, çalışkanlık gibi güzel ahlaki ilkeler. Yalan, dedikodu, iftira, küfürlü söz gibi çirkin ahlâki problemler. Hepsi bizim için. İyi olan ve yapılması emredilenler yapıldığında faydası bize, yapılması yasaklananın yapıldığında zararı yine bizlere olacaktır. İlahi şamar endişesini taşımamız zaruridir. Mü’min bu hayatın fâni olduğunu idrak edecek, bâki âlemin ahiret olduğuna gönülden iman edecek, tek kazancın Allah rızası için çalışmak olduğu bilinciyle hesap gününe hazırlanacak, İlahi şamardan korunma yollarını arayacaktır…
Sermedkadir…