İSLAM  ÜMMETİ…

İSLAM  ÜMMETİ… Dil birliği, IRK farklılığı, Milliyet, nesep ayrı ayrı şeylerdir. Her ULUS mensubu kendi toplumunu sever bu durum gayet normal karşılanır. Lâkin IRK farklılığı ile ÜMMET olma bilincini birbirine karıştırınca SORUN burada başlıyor demektir. İSLAM Ümmeti, Allaha ve Rasulüne İMAN eden her kim olursa olsun KARDEŞ bilen yapı olarak nitelenmiştir. ARAP düşmanlığı ile kafayı bozan, batıcı ve laikçi ZÜMRE aslında zihinsel engelli yaklaşımlarından haberdardırlar.Yoksa EBU LEHEBİN, Peygamber Efendimizin(sav) AMCASI olduğunu bilmeyecek kadar APTAL olmamaları lâzım. Bana ne DİNSİZ, donsuz, izan’sız ve İmansız Arap’tan, bana ne EBU CEHİL kafirinden, bana ne İslam dini karşıtlığı ile meşhur Velid Bin Muğire’den…Bana ne şimdiki İRİ devletlerin gölgesine SIĞINMIŞ koltuk sevdalısı ne idüğü belirsiz Arap’tan…İslam Ümmeti; İMAN ve İTİKAD birliğini esas alan bir İNAN sisteminin mensubudur…Rabbimiz A’raf Suresi ayet. 181. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ÜMMET var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler…*** Halâ, hangi ÜMMET sorusunu ARSIZCA sorma becerisini kendinde bulanlar akıl yorsunlar…

 

2.  İSLAM  ÜMMETİ… Müslümanlar son ASIR’DA O kadar ezilmiş, sıkıntılı dönemin içinden geçmişler ki; Emperyalist güçlere, adeta başını kaldırıp BEN SİZİN GİBİ, düşünmüyorum, İNANMIYORUM, sizden değilim deme cesaretini gösterememişlerdir. Hindistan, Pakistan, Malezya, Endonezya, Filipinler, Kuzey Afrika ülkeleri ve Doğu Avrupa’da yaşayan İSLAM Ümmeti yenilgiyi kabullenmiş, İMAMESİ kopuk TESBİH taneleri gibi darmadağın olmuş, değil ÜMMET BİRLİĞİ çokları Müslüman olduklarının gerçeğini bile unutmuşlardır. Örneğin Türkistanlı bir yaşlı Müslüman bundan 30. sene önce VOTKA’LARINA dokunulmadığı için Sovyet liderlerine dua ediyordu. Ama YASAK kapsamı içindeki Kur’anı Kerim’den habersizdi. Bilenler İslam adına sadece içlerinden ALLAH zikrini çektiklerini ifade ediyorlardı… Bosna, Arnavutluk, Yunan, Bulgar, Makedonya, Tatar… Müslümanlarının durumu bunlardan farklı değildi… Hani derler ya; İp’in ucu puştun elinde, kimi kime şikayet edeceksin… Rabbimiz Bakara Suresi ayet. 134. te mealen şöyle buyurmaktadır: ***Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz…***Daha ne istiyorsun diyenlere sözüm: Bizler sadece DİNİMİZİ olduğu gibi yaşamanın derdindeyiz…

 

3.  İSLAM  ÜMMETİ… Zaman kavramını son ASIR’A sığdırmış, Tarihi derinlikten mahrum, yaşı itibarıyla değilde İslam dini ile kafayı bozmuş, Laikçi, adı batasıca, AKIL niğmetinden kopuk, Bunama trendine girmiş, Cumhuriyet yazarı Ramazan Bayramına, ŞEKER Bayramı diyenlerin çetelesini tutmuş. Sabah Gazetesinin aynı minvâldeki DİN kaçkını Bunama yolundaki kendisini MEDYA baronu zanneden EGO’SU tavan yapmış zihinsel özürlü mâlum yazarı da; ŞEKER Bayramı güzellemesi yapmış. Bir başka İslam düşmanı ki; Başörtülü Müslüman  kızlarımıza FAHİŞE yakıştırmasında bulunmuştu; her sözünün bitiminde saçmalama taktiğini ön planda tutan mâlum; Habertürk yazarı sanki belli değilmiş gibi; ÜMMET birliğinin içinde kendisinin olmadığını BEYÂN eylemiş… EBU LEHEP kafiri de aynı ifadeleri kullanıyordu. Bunlara halâ MEKKE döneminden bir milim öte gidememişsiniz desem anlamazlar; anladıkları dilden ifade edeyim; Cahil, İlim yobazı, bilmediğini de bilemeyen, İLAHİ Nizamla kimyası bozulmuşlar güruhu demek daha doğru olur sanırım… Rabbimiz Mucizi kelâm’da, Zariyat Suresi ayet. 11. de mealen şöyle buyuruyor: ***  Onlar koyu bir CEHALET içerisinde kalmış gafillerdir…*** Rabbim cümlemize GAFLET uykusundan uyanma fırsatı nasib eylesin…

 

4.  İSLAM  ÜMMETİ… Kardeşlerim, Müslüman Türk kimliğimizle; Son ON yılda çok güzel hadiselerin cereyan ettiğine şahit olduk. 100. Yıl belli başlı devletlerin KAPIKULU olan bu MİLLET yavaş yavaş uyanmaya başladı. Yıllık bütçesinin üçte birini İRİ devletlerin ÇÖPLÜK silahlarına yatıran zihniyetten, kendi savunma sanayiini kuran, Ülkenin silüetini değiştiren, Ekonomik yapısıyla DÜNYA milletlerine *BEN DE VARIM* sözünü söyleyebilen, sadece İRİ devletlere HİZMET etmeyi DIŞ politika zanneden kibar MÖSYÖ aşıklığından sıyrılıp Akdenize açılmayı ve hayâl dahi edemediğimiz bir zamanda *MAVİ VATANIN* sahibi olduk. 85. Yıllık esaret zincirini kırıp, Fethin sembolü Ayasofya Camii ibadete açıldı. Mevcut KÂBE şubesi konumundaki Camiilerimizin AHIR, depo, ardiye  statüsünden kurtarılıp ASLİ şekline döndüğünü gördük. Çankaya’ya, Taksim’e, Çamlıca tepelerine Camiiler inşa edilip oralarda ALLAHUEKBER nidalarının yankılandığına şahit olduk. Tabii ki; Din düşmanları, İslam karşıtları, Uşak olmayı içine sindirmiş, Emperyalist seviciler İSLAM ÜMMETİ’NİN adından bile rahatsız olacaklardır. Hasılı, daha güzele, daha iyiye ve daha mükemmel olana ancak İslama SIMSIKI sarıldığımızda İSLAM Ümmetinin birliğine kavuşacağız ümidindeyim… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

        

Sermedkadir…Kayseri…19.05.2021…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.