İnancımızda; semboller bilinmelidir ki; dış görünüşten çok daha büyük anlam ve değer taşırlar. İslâm’ın şiar’larına karşı mücâdele edenler aslında şuursuz nesiller yetiştirmenin gayreti ve çabası içerisindedirler diyebiliriz. Çünkü şuursuz nesilleri kullanmak ve gütmek daha kolay olur. İslâm bilindiği gibi tevhid dinidir. Onda kul’la Allah arasında aracı yoktur. İslam dini gözlerin erişemediği Allahı, hayâl etmesi için, insan düşüncesinin belirliyeceği, insan hikmetinin yöneleceği gözle görülür, elle tutulur put ve benzerlerini de kabul etmez. O yüzden ne aracı, ne put, ne de heykel veya imtiyazlı dinî bir zümre bahis konusu olamaz. İslâm dini, düşünce de yüceliği, irâde ve niyette temizliği, amel ve tatbikatta ihlâsı, isteyen bir dindir ki, düşünce ve inançta bundan daha üstünü tasavvur olunamaz. Kurban, hacc, selâm, başörtüsü, sakal, sarık, cübbe aynı zamanda dinimizin en önemli sembol, alâmet ve şiar’ıdır. Bazıları kin’ini, din edinse de bu hakikat değişmez…
Alâmet, şiar, sembol, parola, veya slogan aynı manâyı taşıyan ifadelerdir. Sembol ve şeâir; bazan ibâdetin kendisine, bazan da yerine denir. Örnek verecek olursak: Ezan, cemaat ile namaz, bu cümleden olarak cuma ve bayram namazları ve hacc ibadeti dinin şeâiri olan alâmet’lerindendirler. Aynı şekilde câmiler, minareler, hacc’daki ibâdet ve haccın özel yerleri de alâmet ve işaretlerdendir ki, *safa ile merve de* İslamın sembol ve şiar’ındandır. Bunların yanında, besmele, tehlil, tekbir, tesbih, tahmîd, salavât, istiğfâr, İslam bayrağı, âlem, sancak İslamın en önemli belirtilerinden olan şiarlarıdır. Mutlak surette bilinmelidir ki; sembol, alâmet ve şiar şuuru, bilinci uyandırmak içindir. Rabbimiz Bakara suresi ayet.158.de mealen şöyle buyurmaktadır:***Gerçekten Safâ ile Merve Allah’ın alâmetlerindendir. ***Rabbim bizleri Şeratın emirleri doğrultusunda yaşayanlardan eylesin…
Başörtüsü, İslamın sembolü ve şiarı’dır, Allahu teâlanın tesettürdeki emridir.Kadınlar için Allah’ın emirlerine uygun olarak örtünme, iman alâmetidir, İslâm şiarıdır. Ruhumuz gibi, vücudumuz üzerinde de Allah’ın hâkimiyetini kabul edişin, belgesi olan bir ibâdettir tesettür. Örtünme; çağımızın zulüm hakimiyetine karşı cihadı, başörtüsü de hürriyet bayrağıdır. Başörtüsü ve onunla beraber İslâmî tesettür, hicap, iffet, ar, hayâ, müslüman hanımların şiarıdır. Başörtüsü, Allahın emri olması yanında, nice hikmetleri de olan, müslümanın vazgeçemeyeceği bir semboldür. Bunu bilen İslâm düşmanları başörtüsüne, kızıl görmüş boğa gibi saldırmaktan vazgeçmiyor, onu toplumun belirli yerlerinden dışlamanın plan ve proğramlarını yapan islam düşmanları, 28. Şubat’ta başörtülü mü’mineleri kamusal alana sokmama andı içmişlerdi…Ellerinden gelse aynı uyğulamayı devam ettirecek milyonlar var…
Kardeşlerim, alâmet, sembol ve şiar’ımızdan birisi de, sakal’dır. Bizler dış görüntüyü asla basite alamayız. Örneğin, bir hanımın müslüman olup olmadığı, ya da İslâma teslimiyeti, dışarıdaki davranış ve kıyafetinden aşağı yukarı belli olur ve de olmalıdır. Bu konu şemail adı altında kitaplarımızda ifadesini bulmaktadır. Örneğin kılık kıyafette bâtıl din ve ideoloji bağlılarına benzememek, İslâm’ın üzerinde hassâsiyetle durduğu bir mevzûdur. Zira zâhirî benzemeler, kaynaşma ve rûhen yakınlaşma sebebidir. Kezâ, saç, sakal, bıyık şekilleri bir olan ve bu birlikleri hususuyla bir kaynaktan kaynaklanan ve bir gâye ye yönelik olan kişilerde de aynı rûhî yakınlaşmaları görebiliyoruz. İslâm, mü’minlerin bâtıl din ve ideoloji mensuplarıyla kaynaşmasını câiz görmediği içindir ki, kılık kıyafet mevzuunda müslümanları bağlayıcı emirler ve yasaklar koymuştur…Araf suresi ayet. 26. mealen şöyledir:***Ey Âdemoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, takva elbisesidir….***Rabbim bizleri İslamın razı olduğu şemaili benimsiyenlerden eylesin…
Sermedkadir…