Muhterem müslümanlar
bugünkü hutbemizde toplantı usulü üzerinde duracagız inşaallah. Peygamber efendimiz bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor:** „Biriniz bir oturma yerine girince selâm versin. Oturmak isterse otursun. Kalkarken yine selâm versin. Çünkü, birinci selâm ikincisinden daha üstün değildir. „Ebû Hureyre. Ebû Dâvud.** Peygamber efendimiz her sünneti bizim için uyulması gereken kurallar bütünlügüdür inancındayız.Biz toplantı ve meclislerde uyulması gereken kurallar üzerinde kısa hadisi şeriflerle durmak istiyoruz.
İnanıyoruzki;Toplantıların bereketi toplananların selâmeti açısından her mü’min bu ilkelere uymakla mükelleftir. Aksi hâlde o toplantı ve meclislerden beklenen netice alınmaz kanaatındayız. Şöyleki; Peygamberimiz Efendimiz (sav)Her zaman ve her yerde sadece Allah (c.c.) için insanlarla bir araya gelirdi.Toplantı ve meclislerde mutlaka Allah’ı zikrederdi.Bir toplantıdan Allah’ı anmadan kalkanların, eşek leşi bulunan bir meclisten kalkmış gibi olacaklarını dinleyenlerine daima hatırlatırdı. (Ebu Dâvûd)Bir toplantıda Allah (c.c.) için bir araya gelenlerden Allah (c.c) meleklere övgü ile bahsettiğini beyan ederlerdi. (Müslim) Allah (c.c.) için toplananların toplantılarına melekler ordusunun katıldığını haber verirdi. (Tirmizi.)
Toplantılarında Allah (c.c.) için biraraya gelenlerin bulundukları mekanı Cennet bahçesi olarak isimlendirirdi.Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)’in bulunduğu toplantılarda rastgele sesler yükselmez, edeb ve hayâ pırıltıları etrafı aydınlatır; asla kimseye sataşılmazdı. (Taberânî) Resûlüllah (s.a.v.) toplantıya katılanlara ve bilhassa sonradan dahil olanlara „Merhaba“ derlerdi. (Tirmizi) Toplantıya katılanlara hâl-hatırlarını sorardı. (İbni Mâce) Meclisinde bulunanlara sağlık ve sihhatte olmaları için dua ederdi.Toplantılarına yeni katılanlar olur, onlarla tanışır adlarını, nereden geldiklerini sorar ve taltifte bulunurlardı. onlarla ilgilenir yakınlık gösterirlerdi. (Buhari-Müslim)Aykırı davranışlarda bulunanları sabırla karşılar, mahcup olacakları tavrı asla göstermezlerdi.Toplumda itibarı olan birisi toplantısına katılırsa ona daha hissedilir derecede değer verirlerdi. (Taberâni)
Toplantıya katılanlara genellikle ismen hitab ederlerdi. Sıfatını da hitabına eklediği olurdu.Peygamberimiz bir toplantıya sonradan katıldığında orada bulunanların ayağa kalkmalarından hoşnutluk duymazlardı. Bundan dolayı da Ashabıda genellikle ayaga kalkmazlardı. (Ebu Dâvûd)Toplantıya sonradan gelenlerin önce gelip oturdukları yerden kaldırılıp oturmalarını hoş karşılamazlardı.Toplantıya katılan kişi kendisine uygun bir yere oturmalıdır.İki kişinin arasına izinsiz oturmayı hoş karşılamazlardı. (Tirmizi)Toplantıya katıldıklarında selam verirlerdi. Kalkıp giderken de selâm vermeden ayrılmazlardı. (Ebu Dâvûd)Toplantı kurallarını bilmeyenleri eğitir kurallara uymaları için toplantı ilkelerini öğretirdi. (Ebu Dâvûd)Üç kişi iken iki kişinin kendi aralarında konuşmalarını yasaklamışlar ve ikaz etmişlerdir. (Buhari-Müslim)
Bir toplantıda ikramda bulunulacağında daima sağdan başlatırlardı.İkrama orada bulunan en yaşlı, âlim, yöneticiden başlatır ve onun sağından devam ettirirdi.Toplantıyı daima dua ile bitirirdi.
Muhterem kardeşlerim hani, bir yerlere vardıgımızda kurallar ve yasalar karşımıza çıktıgında pek hoşumuza gitmez ve adam bize oturuş duruş ögretiyor diye içten içe kızarız. Beşer kanunları eksik ve yarım oldugundan mutlaka bir yamuklugu vardır ve içimize sinmez.Lakin bizlere rabbimiz Peygamberi kanalıyla ve bizim fayada ve yararımız için böyle güzel ögütleri ögretiyor,talim ettiriyor.
Toplantılarımız sünnet üzere olursa hem daha bereketli olur hem ahlak,edeb,terbiye tam yerine gelmiş olur hemde hiç kimse bizleri görgüsüzlükle itham etmez.Rabbimiz müddesir suresi ayet.54-55.te mealen şöyle buyurmaktadır:***Hayır, hayır! Bu Kur’an bir öğüt, bir hatırlatmadır. İsteyen ondan ders alır.Cenabı hak bizleri kuran ve sünnete uyarak,dersini en iyi şekilde alanlardan eylesin.aminala inne…
Sermedkadir