İSTİŞARE,  ŞURA, MÜŞAVERE, MEŞVERET…

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ

إِنْ يَنْصُرْكُمْ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلْ الْمُؤْمِنُونَ

CUMA  HUTBESİ… İSTİŞARE,  ŞURA, MÜŞAVERE, MEŞVERET… Muhterem  Müslümanlar… İSTİŞARE, Müşâvere, meşveret  danışıp işaret almak, rey almak ve bir mesele hakkındaki görüşünü sormak“ anlamlarını  ihtiva  etmektedir. Toplanıp MEŞVERET eden cemaate de *ŞURA* denilir. İSTİŞARE İslami harekette veyahut Ümmeti ilgilendiren her hangi bir konuda, Allahu tealaya itaat ve ibadet etmek üzere  hakkı ya da  hakka en yakın olanı belli bir usülde ve  belli esas ve kurallara riayet ederek araştırıp bulmak maksadıyla  karşılıklı görüş ve alış veriş yolunda yardımlaşmak ve dayanışmaktır. İnanıyorum ki; İstişarede en önemli hususlardan birisi izlenecek yol ve yöntemlerdir. Bu hususta bütün esas ve kurallar, hedef ve ğayeler, tümüyle RABBANİ olmak zorundadır. Bu esas ve alınacak, uyulacak usül ve deliller Allahın ŞERİATI ile belirnmiş olmalıdır. Rabbimiz  Ali imran suresi ayet .159.da mealen şöyle buyurmaktadır:*** O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. ***

 

Muhterem Mü’minler… Henüz İslam devleti daha kurulmamışken, Müslüman Cemaatın ŞURA prensibiyle emredilmesi büyük bir emniyet  ve önem taşımaktadır. Şura prensibi, Müslümanların hayatında devletin bir siyasi nizami, düzeni olmaktan çok daha öte bütün İSLAM Cemaatının  ana vasfıdır diyebiliriz. Mübarek bir topluluk olan İSLAM Cemaatı ŞURA esasına göre hareket etmesi gerektiginin bilincindedir… ŞURA: İşaret almak, belli bir iş veya mevzuu hakkında görüş sormak, danışmak, fikir ve düşünceleri öğrenerek en doğru ve isabetli olan hükmü elde etmeyi  beraberinde  getiren  bir  kavramdır…İnsanların güvendikleri kimselerle toplanıp fikir alışverişi yapmaları, birbirlerine danışmaları, birbirlerinin bilgi ve tecrübelerinden faydalanmaları, en doğru ve isabetli olanı bulmakta yardımlaşmaları ŞURA prensibinin  ANA ğayesidir  diyebiliriz… İstişâre ile işlerin güzel neticelere varması, siyâsi, içtimâî, askeri, kültürel ve  benzeri bütün alanlarda problemlerin çözülmesi mümkündür. Kişi ne kadar akıllı, zeki ve tecrübeli bulunursa bulunsun, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’an-ı Kerîm’inde işaret ettiği ve fâillerini övdüğü İSTİŞARE esasına uygun hareket etmedikçe, faydalı sonuçlara ulaşması ve problemlerini güzel bir şekilde çözümlemesi pek mümkün değildir. Zira Peygamber efendimiz (sav) akıl ve zekâ yönüyle insanların en mükemmeli iken, Allah ona bile istişareyi emretmiştir…

 

Muhterem Kardeşlerim…Peygamber efendimiz(sav) vahyin indirilmediği durumlarda daima arkadaşları ile istişâre yoluna gitmiştir. Ashab-ı kirâm, Resulullahın (sav) kendi fikriyle hareket ettiğini bildikleri konularda, kendi fikirlerini O’na açıklar, o da uygun fikir doğrultusunda hareket ederdi. Örneğin, Bedir savaşında, kendilerine en yakın kuyunun başında durdu ve orayı karargah yapmak istedi. Bu sırada Ashab’tan Hubâb el-Cümuh, Peygamberimize „Yâ Resulullah! Burayı, Allah’ın seni yerleştirmiş olduğu ve bizim ileri geri gitmeğe yetkimiz olmayan bir yer olarak mı seçtin? Yoksa bu. bir görüş, bir harp taktiği midir?“ diye sordu. Resulullah (a. s.) „Hayır; bu bir görüş ve bir harp taktiğidir“ dedi. O zaman sahâbi „O halde Yâ Resulullah! Burası uygun bir yer değil, orduyu kaldır. Düşmana en yakın kuyuya gidelim. Orada bir havuz yapıp içine su dolduralım, geride kalan kuyuları tahrip edelim, düşman istifade edemesin.“ dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sav) **Sen güzel bir fikre işaret ettin…** buyurdu ve sahabinin dediği şekilde hareket etti…

 

Kardeşlerim… İslamın temel prensiplerinden biri olan ŞURA, son derece önemli bir prensiptir. İslam cemaatının üyeleri Şura prensibine ne kadar titizlikle uyarlarsa inşaallah o kadar az hata içerisinde olacaklardır. Şura prensibini ne kişisel hayatımızdan ne de cemaat ve devlet hayatından çıkarıp atmamız mümkün degildir. Çünkü ŞURA gerek fert, gerek cemaat, gerekse devlet hayatının  siyasi, sosyal ve ekonomik bütün kesimlerini kapsayan bir prensiptir… Cenabı Hak Kuranı keriminde istişareyi müminlerin vasfı olarak saymış, Peygamber efendimizi ashabıyla istişare ile emretmiştir. Peygamber efendimiz’de (sav) hadislerinde istişarenin önemi üzerinde hassasiyetle durarak  Ümmetini istişare hususunda teşvik etmişlerdir. Örnek aldıgımızbir Hadis mealen şöyledir: ** Her hangi bir işi murad eden ve o hususta bir müslüman kardeşi ile istişâre eden kimseyi Allah (cc) işlerinin en doğrusuna hidâyet eder. (Kenz’ül Ummâl)** İlim, bilgi dağarcığımız ne  kadar  geniş  olursa  olsun  yine de İstişare  etmeyi  unutmayalım  İnşaallah…Rabbim  yâr  ve  yardımcımız  olsun…

 

Sermedkadir…LU…22.02.2019…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.