KADER’E İMAN…

KADER’E İMAN…Rabbimiz  Kamer suresi ayet 53.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Bununla beraber işledikleri bütün işler  defterlerde –kayıtlı-dır. Küçük ve büyük hepsi –levfi mahfuzda- yazılıdır…*** Amentü esaslarımızın altıncısı: Kadere inanmaktır.  Bizim itikadda imamımız İmam Maturidiye  göre Kader: Allah tealanın ezelden ebede yani sonsuzluga kadar olmuş ve olacak şeylerin zamanını, mekanını, sıfatlarını ve her türlü özelliklerini bilmesi, ezelde o mahiyet ve şekilde takdir ve tahdid etmesidir. Ubâde, ölürken oğluna dedi ki:Yavrum! Eğer sen, başına gelmesi takdir olunanın mutlaka geleceğini, gelmemesi takdir olunanın da mutlaka başına gelmeyeceğini bilmedikçe îmanın hakikatını tadamazsın.Ben, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu duydum:“Allahın ilk yarattığı şey, „kalem“dir. Ona, „Yaz!“ dedi. „Ya Rabbi ne yazayım?“ dedi. „Kıyamete kadar olacak her şeyin kaderlerini yaz!“
Yavrum, Ben yine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden şöyle duydum: „Kim bu inancın dışında ölürse, o benden değildir.“Ubâde(ra)Ebû Dâvud…** Rabbim  sonumuzu  hayreylesin…

 

KADER  ALLAHIN  BİR  SIRRI’DIR… Hz. Ali’den (ra) rivayet edilen bir hadis-i serifte, Resul-i Ekrem (sav) şöyle buyurmustur: **Kişi şu dört şeye inanmadıgı müddetçe mümin olamaz. Allahu Tealadan başka ilah olmadıgına, Benim O’nun kulu ve resulu olduguma, bütün insanlara hakla gonderilmiş bulunduguma şehadet etmek, ölume ve ölümden sonra tekrar diriltilecegine inanmak, kadere iman etmek…** Kardeşlerim, Allah Celle şanuhu her şeyi meydana gelmeden önce ezeli ilmi ile bilip, Onların vasıf ve özelliklerini , yerini ve zamanını  takdir ve tesbit ederek  *Levfi mahfuza* yazmıştır. Özel olarak bilinmesi ve inanılması gereken husus; Bu alemde var veya yok olan her şey, Allah tealanın kaza ve kaderi iledir. Her şey bu ilahi irade, ezeli ilim ve mutlak kudrete uygun olarak var veya yok olur. Yani kainattaki her şey bu İLAHİ kanuna tabiidir. Her şeyde ve her yerde kader, yani onu vücuda getiren vasıf ve ölçüler ile belirli sebepler mevcuttur. Bunlar ezeli olan Allahın ilmine ve iradesine baglıdır.  Allahu tealanın ilmi, dilemesi ve yaratması söz konusu olmadan kainatta hiç bir olay meydana gelmez…bunu  bilir, böyle  inanırız…

 

KADER’E  İMAN  TARTIŞILMAZ…Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır:  **Kaderi tartışma konusu yapanlarla ne oturun, ne de onlarla bu konuyu konuşun**
Ömer (ra). Ebû Dâvud…** Şurası bir gerçektir ki; Kainatta görülen her şeydeki nizam, Allahın bilgisine delalet eder. Çünkü her şeyi o ezeli bilgisiyle yaratmıştır. Eger bilmedigi bir şey olsa, onu bilmeden yaratmış olurki, bu muhaldir. Bilmeden bu düzen ve intizam içerisindeki Kainat yaratılamaz. Şu hususu özellikle belirtmek gerekirki, Kaderin, mahiyetini ancak Allahın bilecegi bir sır olarak inanırız. İnsanların kıt ve aciz olan aklı böyle bir problemi çözmekten yoksundur… İmanımız ve inancımız odurki; Dünyada meydana gelmiş ve gelecek olan her şey Allah’ın ilmi, dilemesi, takdiri ve yaratması ile olur, her şeyin bir kaderi vardır. Bunun anlamı ise, insanların hür iradeleriyle seçecekleri şeylerin nerede ve ne şekilde seçileceğini Allah’ın ezelî, za­manla sınırlı olmayan mutlak ilmiyle bilme­si, bu bilgisine göre dilemesi ve bu dileme­sine göre takdir buyurup, zamanı gelince kulun seçimine göre yaratmasıdır. Allah  her  şeye  gücü  yetendir…

 

HAYIR  VE  ŞERR  ALLAHTANDIR…Kardeşlerim: Hayır ve şerri ile kaderin Allahtan olduguna, Kainatta olan her şeyin Allahın kaderi ile olduguna inancımız  tamdır. İnananların  Kaderin Allahtan olduguna kesin kes inanması gerekir.  Rabbimiz Tegabun suresi ayet.11.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Başa gelen hiç bir musibet Allahın izni olmaksızın olmaz…*** Kadere inanmak farz olmakla beraber, insanlar kaderi bahane ederek kendilerini sorumluluktan kurtaramazlar. Bir insan „Allah böyle yazmış, bu şekilde takdir etmiş“ deyip günah işleyemeyeceği gibi, günah işledikten sonra da „ben ne yapayım, Al­lahın takdiri böyleymiş, alınyazım buy­muş“ diyerek kendini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Ayrıca sır olan kaderin içyüzü Allah’tan başkası tarafından biline­mez. O halde kadere güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağ­lanması ya da olumsuz sonuçların önlen­mesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak İslâmî anlayış ile bağ­daşmaz. Kadere İLAHİ  bir  kanun  olarak  şeksiz  ve  şüphesiz  inanıyoruz…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.