KENDİNE ÖZGÜ İBADETİMİZ:ORUÇ…Allaha şükürler olsunki, Riyasız bir ibadetimiz olan oruç ile dirilişe niyet etmiş bulunmaktayız. Büyük bir Şerefle taşıdıgımız yüce dinimiz İslamın bir mutluluk ve kurtuluş vesilesi olarak İnanan insanlara emrettigi ibadetlerden biri de Ramazan ayı Orucudur. Oruç ibadeti üzerinde bazı fıkhi meselelere bakarak bildiklerimizi tekrar edelim inşaallah. Bilinmelidirki; İhlâsla niyet ettiği bir ameli meşrû bir sebep yokken bozmak *başlamış olan âmeli iptal etmek* hükmündedir. Alimlerimiz, Kasden orucunu bozan mükellef; arka arkaya olmak şartı ile altmış gün oruç tutmak mecburiyetindedir demişlerdir. Bu, o mükellef üzerine farzdır. Ayrıca aynı bozduğu orucu kaza etmesi gerekir. Bir mükellefe hem kaza, hem keffaret’in gerekli olması için bazı şartların tahakkuku gereklidir…Bu şartlar ise:1. Kasden orucu bozmuş olmak: Oruca niyet eden mükellef hata ederek iftar ederse, sadece kaza gerekir. Meselâ abdest alırken ağzına su verdiği anda, elinde olmayarak boğazına su kaçarsa orucu bozulur. Ancak bu fiilde kasıt unsuru mevcut değildir. Günü gününe kaza etmesi gerekir. 2. Kendi iradesi ile bozmuş olmalı; zorlama ve ikrah bulunmamalıdır: Kendisiyle cim’a edilen kadın, bu fiile razı olmuşsa; hem kaza, hem keffâret gerekir. Ancak cima zorlama ve ikrah sonucu olmuşsa, kadına sadece gününe gün kaza gerekir. Çünkü orucunu bozması hususunda zorlanmıştır, ihtiyarı mevcut değildir. Cenabı hak bizlere hakıyla ibadet etme şuuru versin…
KENDİNE ÖZGÜ İBADETİMİZ:ORUÇ…Örnek ve Önderimiz Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyuruyor: ** Nice Oruçlu kimseler vardır ki açlıktan başka Orucun ona bir faydası yoktur. Yine geceleri nice İbadet edenler vardır ki uykusuzluktan başka ona bir fayda yoktur…** Kaldıgımız yerden devam ediyoruz. 3. Oruca başladıktan sonra hastalanmaması veya sefere çıkmaması esastır: Mükellef oruca niyet ettikten sonra hastalanır veya sefere çıkarsa, muhayyerdir. İster durumuna katlanır orucunu tamamlar; ister iftar ederek gününe gün kaza eder.4. Mükellef Ramazan orucunu tutarken, geceden niyet etmiş olmalıdır. 5. Mükellef orucunu bozarken, tabii gıdalardan veya gıda yerine geçebilecek yiyecek ve içeceklerden faydalanmış olmalıdır: Meselâ çakıl taşını veya demir parçasını yutan kimsenin orucu bozulur. Ancak keffâret gerekmez. Zira bunlar gıda olmadığı gibi, gıda yerine geçecek besleyici özelliğe de sahip değildirler. Orucu bozan ve sadece kazayı gerektiren hususlar şunlardır.1. Mazmaza ve istinşak (Ağıza ve buruna su verme) anında midesine su kaçıran kimsenin orucu bozulur. Gününe gün kaza gerekir.2. Cünûb olarak sabahlayan bir mümin gusül abdesti alırken boğazına su kaçırırsa orucu bozulur; kaza gerekir. Bu sebeble, cünüb olarak sabahlamamaya özen göstermek veya gusül abdesti alırken dikkatli olmak şarttır. Cenabı hak bizleri kitaba ve sünneti seniyyeye sımsıkı bağlananlardan eylesin…
KENDİNE ÖZGÜ İBADETİMİZ:ORUÇ… Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyuruyor:**Kim kötü söz ve işleri bırakmaz ise, Allahın onun yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur…** Meşrû bir özür sebebiyle; makadından şırınga iğne yaptıran veya mesanesine ilâç veren kimsenin orucu bozulur, gününe gün kaza gerekir. 5. Kendi iradesi olmaksızın ağzına kar ve yağmur tanesi kaçan ve bunu yutan kimsenin orucu bozulur; gününe gün kaza gerekir.6. Bir kimse oruçlu iken karısını öpse ve bu sebeble inzal vaki olsa, orucu bozulur. Gününe gün kaza gerekir.7. Ramazan ayının dışında herhangi bir oruca niyet eden mükellef, orucunu kasden dahi bozsa, kaza vacib olur; keffâret gerekmez. Keffâret sadece Ramazan orucunun bozulması ve bu fiilde mükellefin kasdı sebebiyle gündeme giren bir cezadır. Orucu Bozmayan Şeyler: oruç tutan bir mükellef unutarak yer, içer veya cima ederse orucu bozulmaz. Bu hususta orucun farz veya nafile olması arasında fark yoktur. Oruca niyet etmiş bir mümin uyur ve uykuda iken ihtilâm olursa, orucu bozulmaz. Kan aldırmak, kusmak ve ihtilâm aynı degerlendirilmiştir. Oruçlunun başta dedikodu ve gıybet olmak üzere, bu fiillerin tamamından kaçınması gerekir. Yalan, gıybet ve dedikodu gibi fiiller, orucun sevabına zarar verir…Cenabı hak bizleri dinine lâkayt kalanlardan eylemesin…
KENDİNE ÖZGÜ İBADETİMİZ:ORUÇ…Kardeşlerim, Oruç tutmamayı mübah kılan özürler ise kısaca şöyledir: Hasta Olmak:Mükellef, hastalık sebebiyle nefsinin telef olmasından veya bir azasını kaybetmekten korkarsa, oruç tutmaz. Sefere çıkmak yani yolculuk: Ramazan ayında sefere çıkacak olan bir mükellef, geceden oruca niyet etmeyebilir. Bu mübahdır ve nasla sabittir. Şeyhi fani yani İhtiyar olmak: Oruç tutmaya gücü yetmeyen ihtiyar kimse iftar eder ve her gün için bir yoksula fidye verir. Hayız ve nifas halindeki kadınların oruç tutmaları haramdır. hayızdan temizlendikten sonra orucunu kaza eder, namazı ise kaza etmez. Hamile olan veya çocuk emziren kadınlar; gerek kendi nefislerinden, gerekse çocuklarının helâk olmasından korkarlarsa oruç tutmayabilirler veya iftar edebilirler. Bu durumdaki kadınlara keffaret gerekmez, daha sonra oruçlarını kaza ederler. Helak Olma Korkusu ve Yılan Sokması: Ramazan ayında, düşmanla savaşacağını bilen ve oruç tuttuğu takdirde zayıf düşerek gerektiği gibi mücadele edemeyeceğinden endişe eden mücahit oruç tutmayabilir. Ramazan ayını baygın geçiren kimse, sıhhat bulduktan sonra oruçlarını kaza eder. Bu hususta icma vardır. Ancak, bir deli, Ramazan ayının son günü zevalden önce iyileşmiş olsa, kendisine kaza lâzım gelmez. Ramazan ayında, gündüz vakti bir çocuk buluğa erse veya kâfir, müslüman olsa, o günün geri kalan saatlerinde oruçlu gibi davranır. Yani, orucu bozan şeylerden uzak durur, ondan sonraki günlerin orucunu edâ eder. Geçen günleri kaza etmesi gerekmez. Cenabı hak riya karışmayan Oruç ibadetimizi kabul eylesin…Sallu alâ Rasulina Muhammed…
Sermedkadir.