Kitabımızı Okuyacağız

Muhterem Müslümanlar.
Rabbimiz Hicr suresi ayet.9.da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Dogrusu, Kuranı biz indirdik, elbette onun koruyucusu da bizizdir…***Degerli Müslümanlar bu günkü in inşaallah. Bu hutbemizde, Kur’ân-ı Kerim’i okumak ve anlamak konusu üzerinde duracağız işaallah. Müslümanlar, Kur’ân okuyun“ diyeceğiz.

Şu hususu daha baştan hemen beyan edelim: Müslüman bir camiada insanları Kur’ân okumaya davet etmek kadar normal bir şey olmaması lazım diye düşünüyoruz… Kur’ân-ı Kerim’i nasıl okumalıyız ? sorusunu kendi kendimize sordugumuzda cevabımız öncelikle şöyle olmalıdır. Kur’ân’ı yaşamak ve yaşatmak için okuyacağız. Başta Kurânı kerimin metni öğretilecek Daha sonra Kur’ân’ın ruhu ve mânâsı zihinlere yerleşecek ve yerleştirilecektir.

Ailemize,Çocuklarımıza ve yakın çevremize, mümkünse uzak çevremize Kur’ânı kerimi öğretir de onun ne dediğini anlatmaz, emrettiği yaşantıyı göstermezsek, o zaman insanlar Kur’ân’ın ancak, kabirlerin başında Yasin okumak ve Cum’a geceleri geçmişlerimizin ruhuna bir aşır okunması için gerekli olduğunu zannedebilirler. Geldigimiz ülke esas alınacak olursa; Son 50-60 yıllık Kur’ân okuyuşumuz, bu durumun ötesine geçememiştir ne yazıkki. Kuranı kerim bilhassa Musiki zevkini tatmin için okutulmamalıdır.Kuranı kerim sadece geçmişimize olan saygıyı canlı tutabilmek için okutulmamalıdır. Kuranı kerim her hangi bir alışkanlığın baskısından kurtulmak için okutulmamalıdır.

Kuranı kerim“Ben de Kur’ân okuyorum“ diye kendimizi tatmin için okunmamalı ve okutulmamalıdır. Ne kadar güzel bir amel gibi görülsede, bu okuyuşlar, Kur’ân okumanın birinci derecede gerekleri olmadığı için, bize yeterli ve gerekli derecede bir fayda sağlamıyacaktır. Bunlar en son gözönünde bulundurulması gereken hususlardır. Ayrıca Kur’ânı kerim, evlerimizde dekoru tamamlamak için bulunduruluyorsa, bu bizi kurtarmaz. Bunu herkesin bilmesi lazımdır kanaatındayız.

Kuranı kerimi sadece ahiret kitabı olarak bilmek anlamak ve ona o gözle bakmak yine Kuranı kerimi yeterli derecede anlamadıgımızın bir göstergesidir sanıyoruz. Şurası bilinmelidir ki; Asr-ı Saadet Müslümanları, Kur’ân-ı Kerim’i hayat kaynağı olarak tatbik ediyorlardı. Onlar hayatlarını „Kur’ân’ı kerimin emrine, kumandası“na teslim etmişlerdi. O yüzden de Kur’ân-ı Kerim sadece dualar manzumesi değil, canlılık bahşeden, müslümanın hayatını her zaman canlı ve diri tutan bir hayat nizamı olarak hayatın her döneminde eşsiz ve mümtaz yerini almıştı.Hâfız şeyh sadi şirazî „Bostan“ isimli eserinde şöyle demektedir:Yedi milletin kütüphanesini yutmuş öyle insanlar vardır ki, Kur’ân’ı doğru dürüst okuyamaz. Okuyabildiklerini de yaşamaz. Ama „Müslümanım“ derler.

Peygamberimiz Efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretininizdir.** Bir başka hadis mealen şöyle:**Evlerinizde çok Kur’ân okuyunuz. Çünkü Kur’ân okunmayan evde hayır az, şer çok olur ve o ev halkı daima sıkıntı içindedir. Huzursuzdur.** Kur’ân’ı kerimi şuurlu, bilinçli bir şekilde okumak, anlamak ve yaşamak gerekmektedir.
İnanıyoruzki; Kuranın indiriliş hikmetide budur. Ümmet-i Muhammed’in en hayırlısı olmak imkânına elhamdülillah sahibiz. Müminiz. Aklımız var. İdrak edebiliyoruz. Organlarımızda okumaya, öğrenmeye, amel etmeye mâni bir engel yok çok şükür. Helâli haramdan ayırd edebilecek gücümüz var. Kârımızı-zararımızı biliyoruz…

Bütün bu meziyetlerimizi,güzellik ve özelliklerimizi kullanabilirsek Kur’ân-ı Kerim’i okur, öğrenir, O’nunla amel eder ve öğrendiklerimizi, bellediklerimizi yakınlarımıza, çevremizdekilere öğretirsek Ümmet-i Muhammed’in en hayırlıları arasında oluruz bu Peygamber müjdesine sahip oluruz inşaallah. İnanıyoruzki Kur’ân-ı Kerim’den ibadetlerini yapacak kadar âyet ve sureleri okuyup ezberlemek, her Müslümanın üzerine farzdır.

Kehf suresinin 27’nci âyetinde: „Rabbinin Kitab’ından sana vahyedileni oku…“ buyurulmuştur. En hayırlı mü’min olmanın yolunu da Peygamberimiz, Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmeye, okumaya ve öğretmeye,yaşamaya ve yaşanmasının zeminini hazırlamaya bağlı olduğunu beyan buyurmuştur…Peygamberimizin bir başka hadisinin meâli deşöyledir: ** Kim ki Kur’ân-ı okur, O’nunla amel ederse; kıyamet günü onun ana/babasına, ışığı güneşin ışığından daha parlak bir taç giydirilir.** Cenabı hak bizleri daima Kuran nuruyla nurlandırsın inşaallah. Kuranı kerimi yaşamak ve yaşatmak için okuyanlara, okutanlara ögrenen ve ögretenlere selam olsun…

SERMEDKADİR

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.