KİTABIN HEPSİ KÂBULÜMÜZ… Bakara suresi ayet. 85. mealen şöyle:***… Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?..***İslam şeriatının özü dini kavramlarda bütünlüğü arzetmektedir. İman, ibadet, ukubat ve muamelat… Bu bütünlük olmadan mutlaka bazı hususların yarım kalacağı aşikârdır. İman eden mü’min dinini öğrenecek, öğrendiği dinin prensiplerini hayata aksettirecek, hukuki, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel hususlarda ancak inandığı şeriatın yasaları ile hareket edecek, kendi lehinde ve aleyhinde olan bütün meselelerde yine başvuracağı kaynak kitap, sünnet icmayı ümmet ve kıyası fukaha muhkemliğine tabii olacak kesinlikle kendi nefsinin heva ve hevesi doğrultusunda hareket etmeyecektir. Bilindiği gibi islam şeriatı vaaz etmedik hiç bir hükmü bırakmamıştır. Peygamber efendimiz (sav) 23. yılda kendisine gelen her soruya açık, net ve doyurucu cevaplar vermiş uygulamanın nasıl ve ne şekilde işleyeceği öğretisini müslümanlara belletmiştir…
Eksikliklerden, noksanlıklardan münezzeh olan Allahu teala, daha önce yaşamış olan kavimlerden örnekler vererek kendi nefislerine, heva ve heveslerine mağlup olan toplumların hâllerini ortaya koymaktadır. Mesela, yahudilerin Tevrata aykırı davranışlarının ne denli ileri aşamada olduğunu, ona iman ettikleri konusundaki iddialarının apaçık bir yalandan ibaret olduğunu açıklamaktadır, Cenabı Allah, yahudilerden, kendisinden başkasına kulluk etmeyeceklerine, ana – babalarına, kelimenin tam anlamıyla iyilik edeceklerine ilişkin kesin söz almıştı. Yakınlara, yetimlere ve düşkünlere elden geldiğince yardımcı olmak, onları zora ve sıkıntıya düşürmemek, günah ve kötülüğü içermeyen güzel söz söylemekle emrolunmuşlardı. Namazlarını eksiksiz ve sağlam olarak kılacaklar, zekâtlarını tam olarak ödeyeceklerdi. Gerçekten de bunlar, toplumun mutluluğu için temel kurallardır. Sadece belli bir kavmin değil bütün insanlığın yararına olacak hususlardır…
Yahudi toplumu, insanlığın mutluluğunu ve huzurlu bir hayat sürmesini emniyet altına alan Allahu tealanın bu emirlerden yüz çevirdiler. Ancak unutmamak gerekir ki, yahudilerdir söz konusu olan. Bunlar alabildiğine maddecidirler ve kötülük üzere yetişmişlerdir. Onlardan iyilik ve şefkat beklemek mümkün değildir. Başka, insanların, özellikle akraba ve yurttaşlarının hukukuna ilişkin emirlere riayet etmemişler, neticede rezil ve rüsvay olmuşlardır. Daha başka alınan ve tutulmayan sözler de vardı örneğin; birbirlerini öldürmemek, şeri bir hak olmadan başkalarının kanını dökmemek ve bazıları diğer bazılarını yurtlarından sürüp çıkarmamak üzere yahudilerden Tevrat’ta kesin söz alındığını okuyoruz. Bu emirlere yahudiler muhalefet etmişler ve ebedi kaybetmişlerdir. Eğer bir mesele kıssa olarak ya da her ne sebeple olursa olsun Kur’anı kerimde beyan ediliyorsa aynen bizim için de bu hususlar geçerlidir. Kur’anı Kerimdeki:***Kanlarınızı akıtmayınız***deyimi, millet bireylerinden her birinin kanının, bir diğerinin kanı gibi olduğunu göstermektedir…Başkasının kanını akıtan, tıpkı kendisini öldürmüş, ya da kendi eliyle intihara kalkışmış gibidir…
Kardeşlerim, Kur’anı kerimde sadece belli, belirli ayetleri değil bütünüyle;114. Suredeki ayetlerin hepsini, Mukaddes kitabımızın iki kapağı arasında olanların hepsine bakacağız. Furkan suresine de bakacağız,Nur suresine, ahzab suresine de bakacağız. Kur’anı kerimdeki namaz ayetlerine, hukukuna, ibadet ayetlerine, orucuna, haccına, harama, helâl olana, kitabın siyasal bakış açısına, ekonomiye, sosyal yapılanmasına…bir kısmına bakıp bir kısmına bakmamazlık yapmayacağız, İslam ümmeti olarak kitabımızla her zaman diyaloğ içerisinde bulunacağız. İşimize gelen ayetleri hançeremiz yırtılırcasına duyurduğumuz gibi; işimize gelmeyenler varsa reddetmeyeceğiz, terk etmeyeceğiz aynı duyarlılığı sergileyeceğiz. İkilem içerisinde bir hayatın tâlibi olmayacağız, yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz suya, aldığımız eğitime, uyduğumuz kural ve kaidelere velhasılı yaşantımızı devam ettiren her ne varsa islam şeriatına uyup uymadığına azami gayret göstereceğiz. İşte bu ayetten anlayıp kavradıklarımız…Selam hakka tabii olanların üzerine olsun…
Sermedkadir…