KUCAKLAŞMAK…

KUCAKLAŞMAK… İslam inancıyla bütünleşen Türk milleti olarak SICAK kanlı bir toplum olduğumuz aşikâr. Karşılıklı SELAM verip almak KÂFİ değil di, illa ki kucaklaşacağız… Ne zaman ki; aramıza KORONA VİRÜS illeti çıktı, bizi birbirimizden ayırdı, mesafe koydu, en yakın kişileri dahi İKİ METRE uzaklaşmaya MECBUR bıraktı. Ev ziyaretlerimiz, komşuluk ilişkilerimiz, en yakınımız olan kişilerlerle irtibatımızı ASKIYA almış bulunuyoruz. CAMİ cemaatı bile bireysel, saf’larda birbirine OMUZ OMUZA değil, TEK TEK aralıklı dikilir olduk. Peygamber Efendimizden (sav) gelen bir EMİR doğrultusunda Müslümanlar Namaz kılarken öyle SAF olurlarmış ki; öncelikle elbiselerin OMUZ başlarının eskidiği rivayet edilir… Tabii ki; özelliklerimizi ve güzelliklerimizi unutmadık, inanıyoruz ki; daha SIKI SARILMAK için birbirimize biraz MÜHLET veriyoruz. Bu günlerin bizlere ÖZEL bir İmtihan olduğu ğayet açık. Sınandığımız bilincini unutmadan, sızlanmadan, şikayet etmeden *GÖRELİM MEVLA NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER* düşüncesiyle tevekkülü takınalım inşaallah… Sahihi Buhari rivayet ediyor, Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** Cemaatle kılınan NAMAZ, bir insanın TEK BAŞINA kıldığı namazdan YİRMİ YEDİ derece daha faziletlidir…***En kısa zamanda bu güzelliklerle buluşma ümidini taşıyoruz… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

KUCAKLAŞMAK… Müslüman birey kesinlikle VEFÂ duygusunu yok sayamaz, hatta kısa bir müddet beraber kaldığımız insanlardan dahi HELÂLLİK alma kültürüyle haşır neşir olmuş bir toplum olarak bireysel takılmayı reddederiz. Lâkin günümüzde olduğu gibi bu hislerimizi biraz ÖTELİYOR, samimi tavırlarımızı fiziksel olarak değil SÖZLÜ bir şekilde yerine getirmenin ğayretini yükleniyoruz. Arkadaş, dost, akraba, komşu, toplumsal ilişkilerimiz kesinlikle YARA almasın, İnşaallah hastalıktan kurtulduğumuzda, ŞİFA bulduğumuzda, tekrar bir araya geldiğimizde birbirimizin yüzüne acıyarak, utanarak, sıkılarak değil; UZAK YOL’DAN gelmişcesine hasretle birbirimize SARILMANIN hayâlini kuralım. Mü’minlerin dinin ESAS meselelerinde, Kur’an ve sahih sünnetin KESİN olarak hükme bağladığı TEMEL konularda birleşmesi ve bu doğrultuda İŞBİRLİĞİ yapması, cemaat ve ümmet olması  NİHAİ çözümdür. Rabbimiz En’am Suresi ayet. 159. da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Dinlerini PARÇA PARÇA edip GURUPLARA AYRILANLAR var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir…*** Rabbim bizleri İKİ CİHANDA ayrılık ve gayrılık fikirlerinden IRAK eylesin…Sallu…

 

KUCAKLAŞMAK… Beşeri duyguların SAMİMİ, içten, RİYA VE SAHTE tavırlardan uzak tamamıyla duygusal ve hissi olarak ifade edilmesi tabiidir ki hem fiziki ve hem de lâfzi olarak gerçekleşir. Sevmek, yaratılmışların en güzeli olan İNSAN için  FITRİ bir duygudur. İnsanın TABİATINDA güzel duygulara, hissi davranmanın DIŞA VURUMU olayına, güzelliğe, ESTETİĞE, letafet ve zarafete her zaman ve daima AŞIRI MEYLİ vardır. Tabiidir ki; Her insan yaratılış gereği bu duygulara meyletmesi olağan bir meziyyettir. Güzelliğe ve güzel olan şeylere içten ilgi duyması, GÖZ ZEVKİNİ artıran şeylerde daima en üstününü ve en MÜKEMMELİNİ bulmaya çalışması, bunların hepsi, İNSAN’DAKİ oluşan NADİDE duyguların yaratılışımızla alakalı özelliklerimizdir. İnsandaki bu duygular ne kadar TABİİ İSE, onun hayatına YÖN VEREN ve en güzel hayatı temin edecek olan İslam dini de, onun fıtratına en UYGUN İnanç sistemidir… Yine Buhari’nin zamanımıza taşıdığı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Mü’min olmadan cennete giremezsiniz. Birbirinizi SEVMEDİKÇE DE iman etmiş olamazsınız…** Akraba, DOST, Arkadaş ve komşumuzun KIYMETİNİ BİLELİM inşaallah… Sallu…

 

KUCAKLAŞMAK… Kardeşlerim, Peygamber Efendimiz (sav) başta olmak üzere, SAHABİ, TABİİN ve onlarla tanışan Etbai tabiin sevgi, MUHABBET, birlik, bütünlük, VAHDET kültürü, İnsan insan ilişkileri bakımından bizlere çok FAZİLETLİ örnekler sunmuşlardır. Allahu Tealanın, Peygamberlerine öncelikle öğrettiği Sevgiyi, muhabbeti, GÜVEN ve İTİMAT duyğusunu arkadaşlarına aşılamışlardır. Salih âmeli, iyiliği, doğru olmayı TATBİK ederek eğitim ve öğretim usulünün en güzel misaliyle belletmişlerdir. EMANETE HIYANET etmemeyi, insanları birbirinden koparan FİTNE VE FESAT kavramlarının zararlarını, HASET İLLETİNİN onulmaz bir hastalık olduğunu biz O FAZİLETLİ insanların uygulamalarından öğrendik. Selam verdikçe birbirimize yaklaştık, MERHABA diyerek bizden sana zarar gelmez duygusuyla karşımızdakine GÜVEN verdik. Her türlü güzelliği ve özelliği dinimiz İSLAM’DAN aldık. İnanıyoruz ki; insanın yaratılışı ve onun karakteri; ADAVETİ yani düşmanlığı değil DOST olmayı KARDEŞ olmayı öğütlemektedir… Tirmizi’de rivayeti geçen hadis mealen şöyle: ** Sizden biri, kendisi için sevdiği şeyi KARDEŞİ için de istemedikçe GERÇEK MÜ’MİN olamaz…** Sevgi, dostluk, muhabbet duygularıyla bütünleşmek dileğiyle… Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.