Kumar Süründürür

Rabbimiz ebedi hayat mektebimiz Kuranı Kerimde Maide suresi Ayet. 90.da mealen şöyle buyuruyor: *** Ey iman edenler. İçki, Kumar, tapınmak için konulan dikili taşlar ve fal okları, şeytan işi murdar şeylerden başkası degildir. O halde bunlardan kaçınıp sakınınki kurtuluşa eresiniz…***

Peygamber Efendimiz bir Hadisi şerifte mealen şöyle buyuruyor: ** Kötü dost ve arkadaştan sakın; Çünkü gerçekten sen onunla tanınırsın…(Hakim) ***

İslam Dini nazarında HARAM olan oyunlardan birisi bütün şekil ve türleriyle birlikte KUMAR’dır. İki grup ve ya kişi arasında bir tarafın zararıyla gerçekleşen, bir tarafa şans veya tesadüf olarak KÂR SAGLAYAN HER OYUN KUMAR HÜKMÜNDEDİR: Kumar genellikle insanı tesadüfi bir nasip aramaya iter; Çalışmaya, alın teriyle meşru bir kazanç elde etmeye yöneltmez.

Kumar illketi; Kolay yoldan hazıra konma alışkanlıgını dogurur. Kumar; oyuncular arasında kin ve düşmanlık havası estirir. Haksız yol ve sebeple birbirlerinin mallarını yemelerinden dolayı birbirlerine hasım kesilirler. Kumarcılar haksız yoldan mal edinmek için herşeyi göze alırlar. Kumar hastalıgı herkes tarafından bilinirki; huzurlu Aile ortamı içerisindeki evleri yıkmayı hedefleyen kötü bir alışkanlıktır.

Kumar illeti alın teriyle doldurulmuş AİLE bütçesini, cepleri çabucak ve birden bire boşaltıldıgı fena bir vasıtadır. Kumar; Zengin Aileleri fakirlik ve ihtiyaç içerisine yuvarlayan insanları zillete düşüren bir amildir. Kumar; Aynı zamanda haysiyetli, şerefli kişileri aşagılık çukuruna iten kötü bir yoldur.

Kumar sebebiyle nice kişilerin şerefli haysiyetli ve onurlu bir yaşantı içindeyken zillete düştügünü, Kumar yüzünden bir çok Ailelerin zenginlikten, refah içindeki hayattan sonra fakir kaldıklarını işitmiyenimiz, duymayanımız yok gibidir. Kumar İnsanı her yönden günahkâr eden bir yapıya da sahiptir aslında.

İnsanların vakit ve enerjilerini adete yutup yok eden; İnsanlıgı tembellige sevk edip çalışmadan oturup bir şeyler kazanmayı adet haline getirip, Toplumu işten, güçten ve ne kadar olumlu, hayırlı sonuçlar var ise onlardan alıkoyan insanlıgı hüsrana, boşluga, bitişe, nihayetinde yokluga ve bunalıma götürücü sebeperin başında gelir kumar…

Kumar; kendi sahibini yani kumarcıyı her zaman suça iter. Çünkü masa başında parasını bir başkasına kaptırıp iflas bayragını çeken taraf, tekrar kumar masasına dönmek için hangi yollardan olursa olsun mal ve para edinmeye çalışacaktır. Artık kumar tutkunu için hırsızlık yapmak, başka birisinin malını gasp etmek, birilerinden rüşvet almak ve daha degişik gayri meşru yolları denemek dogal bir durum olarak gözükür.

Aynı zamanda kumar da parasını, malını kaybeden kumarcının sinirlerini yıpratır, bozar. Kumar batagına düşen şahıs tabiidirki bazı hastalıklara da tutulur. Kumarcı kin ve nefret duygularını topluma kusmak için fırsat kollar. Kumarcı da bazı hastalıklar -başta sinir olmak üzere- Kronik bir durum alır. Bütün bunların sonucunda KUMAR illetine yakalanan şahıs içinden çıkamadıgı bunalımlar neticesinde suça sürüklenir.

Kumar batagına düşen şahıs; Baktıki her türlü suçu işliyor ve içinden çıkılamaz bir durumun içinde, sonuçta intihar girişiminde bile bulunur. Zaten kumarcı para ve malını kaybettikçe, akli dengesini de yitirmeye başlar. Bu bozuk ruh haliyla, her türlü şiddetli hastalıkların cenderesinde sıkışır kalır…

Yusuf el KARDAVİ Kumar konusunda diyorki: * Kara sevda olan kimse gerekirse bu ugurda Dinini, ırz ve namusunu ve vatanını satar. KUMAR DA BÖYLE BİR SEVDADIR…*

Muhammed Ali Sabuni Tefsirinde Kumar konusunu şöyle izah ediyor: * Bütün İslam Alimleri, her türlü kumarın kesinlikle HARAM olduguna hükmeder. Hangi oyun olursa olsun, bir kısmı kazanırken, büyük bir kısmı da zarara girmektedir. Bu oyunlar tavla, satranç, kagıt ve ya her hangi bir oyun aletiyle olsun hepsi HARAMDIR. Hatta oynanan oyun, bir bardak ÇAY karşılıgı da olsa, YİNE HARAMDIR.

Zira İslamda haram olan bir şeyde istisnai bir durum söz konusu olamaz. İslama göre KUMAR türleri içerisine hangi maksatla satılırsa satılsın tüm piyango biletleri, At yarışlarında atların ismiyle çekilen biletler, spor klüpleri namına doldurulan kagıtlar girer ve bunlar aynen KUMAR HÜKMÜNDEDİR.

Bunlarda kumarda oldugu gibi kazanan çok az, kaybeden sayılamayacak kadar çoktur. Kumar illetinin zararları da, içki illetinin zararlarından az degildir. Zira o, oynayanlar arasında kin, düşmanlık sokar. Halkı tembellige, başıboş gezmege yorulmadan ve çalışmadan para kazanmaya alıştırır.

İnsanları NAMAZ kılmak ve zikir yapmaktan alıkor. Aile hayatını yıkar. Kumar vasıtasıyla çogu zaman Aileler fakir düşer. Kumara alışanların para ve servetlerini kaybetmelerinden dolayı intihar ettikleri de görülür. Gün geçtikçe içki ve kumarın zararlarının ne kadar çok oldugu açıkça müşahade edilmektedir.

Halbuki bu tecrübelere bakmaksızın herkesin içki ve kumarı, *** Şeytan içki ve KUMARDA ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allahı anmaktan alıkoymak ister. Artık vaz geçtiniz degilmi ?(maide suresi.ayet.91) *** Ayetine bakarak terk etmesi gerekir. Her Müslümana düşen vazife budur…(M.A.Sabuni. Ahkâm Tefsiri. c.1.s.s.226-230.) *

Hicazi Tefsirinde şu izahı getiriyor: * Kumar ve onun sonucu olan, çalışmadan ve ticaret yapmadan meydana gelen kazanç ve zarar, oyuncuların kalbinde kin ve düşmanlık ateşini alevlendirir. Kumar dolayısıyla kişiligin kaybolması, gençligin yok olup gitmesi, saglıgın heba olması ve oyuncunun rezalet furyasına dalması bir gerçektir. Bunu akıl inkar etmez. Bunu kanıtlamak için bir nassa da (Ayet ve Hadise) ihtiyaç yoktur.

Kumarın mali zararlarına gelince, bu konuda agzına ne gelirse serbestçe söyle. Gece veyagündüz, kırmızı ya da yeşil çuhalı masalar üzerinde oynanan kumar ile nice evler yıkılır, nice servetler har vurulup harman savrulur. Kumarın DİNİ yöndeki zararlarına gelince, bunun ne kadar korkunç oldugunu bilirmisin ? İçki ve kumar, insanı kalpleri cilalayıp arındıran ve gönülleri temizleyip dogru yola erdiren ZİKRİ İLAHİDEN ALIKOYAR.

İçki ve kumar insanı, Dinin diregi olan NAMAZDAN uzaklaştırır. Sarhoşun aklı ve kalbi yoktur. Hal böyle olunca o , NAMAZA ve hayra ulaşmanın yolunu nasıl bulabilir ? Kumarbaz saatlerce oyun başında oturur. Hatta gecesini gündüzüne katar Çevresinde olup bitenleri fark etmez. Kendi varlıgını bile hissetmez. O, artık evini, Aileisi, çoluk çocugunu unutmuştur.

Zamanını oyun kagıtları arasında tüketir, ama evinde ateş yanmaktadır. Diger insanlarla birlik olup kendi ailesine yardıma koşamaz. Böyle bir adam, NAMAZI nasıl düşünebilir ? Namaz kılsa bile, ruhsuz ve kalpsiz olarak kılar. Ey İMAN sıfatıyla nitelenip İMAN ziynetiyle süslenen siz MÜSLÜMANLAR. Bu parlak ve aydınlatıcı açıklamalardan sonra içki ve kumardan vaz geçtiniz degilmi ? (Hicazi. Furkan Tefsiri. c.2.s106-107) *

SATRANÇ OYNAMA MESELESİNE GELİNCE…

SATRANÇ: İki kişi arasında, altmış dört kareye bölünmüş dört köşe tahta üzerinde on altışardan otuz iki taşla oynanan bir oyun türü. Satranç oynamanın İslami hükmü onun kumar sayılıp sayılmaması ile yakından ilgilidir.(Ş.İ.Anskl.)

Fetevayı Hindiyye adlı fıkıh eserinde konu nun hükmü şöyle geçiyor. * Satranç, Tavla, On üç taş, On dört taş mekruhtur. Satrancın haricinde kalan, diger oyunların tamamı, bil icma haramdır. Ancak, satrançla kumar oynamak haramdır. İmam Ebu Hanife (Ra) Satranç oynayana selam vermekte bir beis görmedi. İmameyn (İmam Yusuf, İmam Muhammed) ise, hakaret olsun diye- satranç oynayana selam vermeyi mekruh saydılar.(fetevayı Hindiyye.c.12s.113) *

Celal Yıldırım diyorki: * Satranç, savaş taktigini ögretici nitelikte oldugundan bazı mezhep imamları ona cevaz vermişse de digerleri, bu oyunun zaman israfına fazlasıyla sebep oldugunu dikkate alarak mekruh saymışlardır. Sahih olan da bu görüştür. Çünkü günümüzde artık satranç oyununun savaş sanat ve taktigini ögretmekten çok uzak kaldıgı bir gerçektir.

Aynı zamanda insanı işinden ve ibadetinden alakoyup zaman israfına neden olmaktadır. Bu bakımdan mekruh kabul edilmesi, dinin genel kaidesine daha uygun gelmektedir. Tavla, dama, tombala, ve her çeşit iskambil oyunu HARAMDIR. Çünkü bu tür oyunlar hem zaman kaybına sebep olmakta hem de kumara yol açmaktadır. (Kaynaklarıyla İslam fıkhı.Celal Yıldırım.c.4.s.1801.) *

Hafız Zehebi (Rh.a) geniş araştırmasında ve uzun izahlarında bu konuda şu bilgileri aktarıyor: * Satranç oynayan kimse, insanların en yalancısıdır. Çünkü vurmadıgı halde vurdum diyor. Öldürmedigi halde öldürdüm (öldü) mat ettim diyor.* sözü Hz. Alinin (Kv) sözüdür.

Ebu Musa (ra) * ancak günahkâr kimseler satranç oynar * demiştir.

Satranç oynamakta bir mahzur görmüyormusunuz denildigi zaman İshak bin Rahuye (Rh.a) şöyle demiştir. ‘’ Mahzurların hepsini görüyorum…’’ Peki hudut boyunda harp sanatını ögrenmek için oynuyorlar denilince de; ‘’ Hepsi fücurdur, günahtır’’ demiştir.

İbrahim Nehai de (Rh.a) bir soruya cevaben satrancın lanetlenmiş bir şey oldugunu söylemiştir.

Bir Hadiste şöyle buyuruluyor.** Cenabı Hak günde mahluklarına 360.defa Rahmet nazarıyla bakar. Ancak satranç oynayan kimsenin bunda bir nasibi yoktur… **

Yine bir Hadisi Şerifte şöyle denilmektedir: ** Zar olsun, satranç ve ya öteki oyunlardan olsun ezlam ile oynayanların yanından geçtiginiz zaman kendilerine selam vermeyiniz. Çünkü toplanıp oyuna daldıkları zaman şeytan ve askerleri onları kuşatır. Ve biri vaz geçmek istedikçe şeytan ve yardımcıları onun yakasını bırakmazlar. Bu sebeple uzun zaman oynamaya devam eder. Ve bir murdarın başında toplanıp karnını dolduran köpekler gibi dagılırlar. Ayrıca oyun dolayısıyla mat- öldü- gibi sözlerle de yalan söylerler.**

Mücahid demiştirki, her insan öldügü sırada dünya daki arkadaşları gözünün önünde canlanır. Satranç hastası bir adam ölmek üzereydi. Kelimeyi Şehadet telkin ettikçe adam, Şahını şahını diye mırıldanarak öldü. La İlahe İllallah yerine şah dedi. Allah bizleri, dinini degiştirmemiş, hak yolundan sapmamış müslümanlar olarak huzuru ilahisine kavuştursun. Amin.(Hafız Zehebi. Büyük günahlars.94-97) *

Ali Arslan (Rh.a) tefsirinde diyorki: * Hz.Ali den (Kv) varid olduguna göre *Satranç HARAMDIR* demiştir. İbni Ebi Hatim, Ata, Mücahid, Tavus ve Süfyan dan rivayet edildigine göre, Kumarın her çeşidi,-Meysir- kelimesine dahil olur. ‘’Çocukların CEVİZLE oynaması dahi ona dahildir.’’ Buyurmuşlardır.

İmam Malik, Ebu Hanife ve İmam Ahmed, Satranç oynamanın haram oldugunu kesinlikle belirttiler. İmam Şafii ise ‘’ Satranç oynamak mekruhtur’’ dedi. Eger SATRANÇ oyununa dalıp NAMAZ vakitlerini kaçırırsa, veya satranç üzerinde yalan yemin söylerse o zaman Şafiilere göre de HARAM olur…(Ali Arslan.Büyük Kuran Tefsiri.c.4.s.380-384) *

TAVLA OYNAMA MESELESİ…

Haram olan oyunlardan birisi de TAVLA oynamaktır. Bu oyun şekli ister karşılıklı kumar oynama şeklinde olsun, İsterse üzüntü ve sıkıntıyı gidermek için olsun fark etmez. Tavla oynamak, kumar şeklinde olsa da olmasa da oynayanların vakitlerinden önemli bir kısmını yok etmektedir.

Böylesine bir vakit öldürme, oynayanları DİNİ, terbiyevi, ve dünyevi vazifelerini yerine getirmekten alıkoymaktadır. Bir de KUMAR şekline dönüştürüldügü zaman vakitleri nasıl öldürecegini bir düşünecek olursak vehametini daha iyi anlamış oluruz. O halde az bir şey karşılıgında oynansa bile TAVLA kumarın taa kendisi sayılır.

Müslim’de kayıtlı bir Hadisi Şerifte Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Tavla oynayan kimse, elini domuz eti ve kanıyla boyamış gibi olur…**

İbni Mace’de kayıtlı bir Hadisi şerif ise mealen şöyledir:** Tavla oynayan kimse, gerçekten Allah ve Peygamberine isyan etmiştir…**

Kumar kapsamı içine dahil olan hususlar hele hele zamanımızda haylice çoktur. Bunlardan ödüllü bir yarışa katılmak ta HARAM olan kumardan sayılmıştır. Bu ödül şartı ister spor müsabakaalarında olsun, Loto, spor toto vs gibi… ister güvercin uçurtmakta olsun, ister satranç oynamakta olsun fark etmez. Tabii bu tip oyunlara benzeyen oyunlarda aynı hükme dahil edilmiştir.

O halde çocuklarımızı her türlü gayrı meşru vasıtadan uzak ve tertemiz bir rızık teminine, meşru bir kazanca alıştırıp ona göre terbiye etmemiz de bizlerin üzerimizde bulunan sorumluluklarımızdandır. Çocuklarımıza verecegimiz terbiye neticesinde onlar harcamalarını, infaklarını, kendiliklerinden yönelecekleri hayır yapma, meşru yönden harcama, şerefli kazanıp şereflice kazandıgını yeme alışkanlıgını yerine getirebilmelidirler.

Belki her efor harcayan her çalışan şahıs para kazanır ama bizler o kazanılan paranın, malın, mülkün en güzel şekilde harcedilmesini de bilmeliyiz. Çocuklarımıza da bu konuda örnek olmalıyız. O zaman inanıyorum ki; gönül rahatlıgı içinde, huzurla ve refah içerisinde hayattan zevk alarak yaşantılarının devamı sürecektir İnşaallah…

Allahım. Bizleri nefsimizin oyuncagı eyleme. Bizleri boş ve faydasız olan heva ve hevesimizn esiri eyleme. Bizleri malayani söz ve işlerle ugraşan degil senin rızan için mücadele eden kulların zümresine dahil eyle. Her nefes alıp vermede, her bakışta, her geçip giden anda, gök ve yer ehlinin her göz açıp kapayışlarında şehâdet ederiz ki, Senden başka hiçbir ilah yoktur.

Sen teksin. Birsin. Eşin ve ortağın yoktur. Mülk Senindir. Hamd Sana mahsustur. Sen diriltir ve öldürürsün. Sen, ölmeyen, Dirisin. Her hayır Senin elindedir. Senin her şeye gücün yeter. Dönüş Sanadır. Allahım. Bizleri büyüklenmeden, riyâdan, kibirlenmeden, gururdan muhafaza eyle. Bizi Cehennem azabından muhafaza eyle. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…
Sermed Kadir… 20.03.2005

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert