MA’RUF… Hadisi şeriflerden yüz çevirmeyen Müslümanlar bilir ki; Peygamber Efendimiz (sav) Müslümanların hiç bir zaman vazgeçemeyecekleri hususları İFADE buyurmuştur. Dinin esası olarak zikredilen hususların başında; Allahu Teala’ya ORTAK koşulmadan İBADET etmek gelir. İman’dan hemen sonra NAMAZ, ZEKAT, ORUÇ, HACC, MARUF olanı bildirmek, KÖTÜLÜKLERDEN uzak bulunmak ve CİHAD görevlerimizdir. Zikredilen uzunca hadis’te bu sayılan hususlardan BİRİNİ terkedenin DİNİNİN bir parçasını terkettiği HÜSRANDA olduğu ve tümünü bırakanın da İSLAM DİN’İNE SIRT dönmüş olacağı haber verilir. *MA’RUF* Aklın ve DİNİN hoş gördüğü her ne varsa bütün güzellikler bütünlüğüdür. MA’RUF İhsan’dır, İYİLİK’TİR. Bizler Allahın NURU mahiyetindeki Kur’anı Kerime samimi olarak inanacağız, Mushafı çok okuyacağız, hatta ezberleyip HAFIZ olacağız, en önemlisi hayatımızı Allahın kitabına göre düzenleyeceğiz, hayat programımızı ayetler ölçüsünde dizayn edeceğiz.Tirmizi’de bizlere ulaştırılan bir hadiste, Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır:**Hikmetli SÖZ, müminin yitiğidir, bulduğu yerde onu almaya, o daha ziyade HAK sahibidir…**
2. MA’RUF… Aklımıza gelen gelmeyen ne varsa, O kadar güzelliğin hepsini ifade eden bir kavramdır *MA’RUF*. Kur’anı Kerimden ve Sünneti seniyyeden ögrendiğimiz ne kadar İLİM varsa bütün bunları ÂMEL noktasına çevirmek için emrolunduğumuzu unutmamamız gerekmektedir. MA’RUF olanı anlamak öncelikle Değişmez hayat kitabımız Kur’anı Kerime ve Peygamber Efendimize (sav) riayeti, baglılığı ifade eder. Peygambere tâbi olmayanlar bu ÜMMİ peygamberi ve onunla birlikte gönderilen kitabı tanıdıkları halde, onlara iman ettiklerini dilleriyle söyledikleri halde ona TÂBİ olmayanlar, yâni hayatlarını bu kitapla ve bu peygamberin sünnetiyle düzenleyecek kadar kitapla ve sünnetle bağlılık, diyalog, İLİŞKİ VE ALÂKA kurmayan insanların CENNETE girmeleri mümkün olmayacaktır…Rabbimiz A’raf Suresi ayet. 157. de mealen şöyle buyurmaktadır: ***… işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber’e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen NÛRA, KUR’ANA uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır…***
3. MA’RUF… Kur’anı Kerimi okuduğumuzda çoğu ayetlerde geçmiş kavimlerin kıssa’ları anlatılır. Bu kıssa’lar tabiidir ki bizim de aynı hataya düşmememiz için zikredilmekte, bizlere YOL gösterilmekte, Bizim olaylar ve insanlardan İBRET dersi çıkarmamız istenmektedir. Allahu Teala, Peygamberlerinin hepsini bozulan düzenin ISLAHI için göndermiştir. Örneğin Musa aleyhiselam’da ISLAH edici olarak Rabbimiz tarafından gönderilmiş bir Peygamberdir. Allahu Tealanın bütün ayetleri MA’RUFA yöneliktir, hayat vericidir, dirilticidir ve bağlayıcıdır. MÜNKER olan kötülüklerde direnenler ayeti kerimelerden İSTİFADE edemeyenlerdir. Allahın emrini anlayamayanlar, kavrayamayanlardır. Ayetlerin İNİŞ, GELİŞ ğayesinden habersiz olan ve DEĞER vermeyenler, yaşadığı hayatı adeta HEBÂ edenlerdir. Bizim dünyaya geliş gayemiz ALLAHA KUL olmaktır, dünyamızı güzelleştirmektir. Bizler İFSAD edici müfsitlerden olursak hem dünyamızı hem de Ahiretimizi ZİNDAN ederiz… Rabbimiz A’raf Suresi ayet.103. te mealen şöyle buyuruyor: ***Sonra onların arkasından Musa’yı mucizelerimizle Firavun’a ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler. Ettiler de bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu…***
4. MA’RUF…Kardeşlerim, İslam DİNİNE inanan biz Müslümanlar dünya yüzünde *ÖZEL* bir camia olduğumuz gerçeğini hiç bir zaman unutamayız. Rabbimizin emriyle ve Peygamber Efendimizin (sav) kılavuzluğunda bizler en hayırlı ÜMMET olma şuur ve bilinciyle yaşamamız zaruridir. ÜMMET olma özelliğimiz MA’RUF olanı alma ve MÜNKER olanı terketme kuralına bağlıdır. Bizler tüm dünya’ya ve insanlığa şahitler olması gereken özelliği muhafaza etmek zorundayız. Gücümüzün yettiği kadarıyla hayra, hasenata, iyiliğe, *MA’RUF* olana çağırma yükümlülüğümüz var. Necatımız, Kurtuluş, Reha, Ferahımız, İHSAN, İyilik ve ISLAH yolundadır. Bizler kurtuluş yolunu göstermekle mükellefiz. İslam dininin HARAM olarak gösterdiği çıkmaz sokakları kapatmakla emrolunduk. İşte hem dünya’da hem de Ahiret’te FELAHA, kurtuluşa erenler, başarıya ulaşanlar bu emre uyup yerine getirenlerdir diye inanıyoruz. İslam dininin istemediği MÜNKERE karşı çıkıp, *MA’RUF* olanı yerine getirmeye gayret edeceğiz inşaallah…Rabbimiz Âli İmran suresi ayet. 104. te mealen şöyle buyurmaktadır: ***Sizden, HAYRA ÇAĞIRAN, iyiliği emredip KÖTÜLÜĞÜ MEN EDEN bir topluluk bulunsun. İşte onlar KURTULUŞA erenlerdir…*** Sallu alâ Rasulina Muhamm…