NAMUS…

NAMUS… İffet, Hayâ, IRZ, Ar, NAMUS, edeb kavramları birbiriyle eş anlamlı olan kavramlardır. En belirgin anlatım biçimiyle; *SAKINILAN* her ne varsa NAMUS kapsamı içerisine girmektedir. Her ne kadar asrımızda bazı çevrelerde NAMUS kavramı farklı anlaşılır olsa da Müslümanlar nezdinde KIYAMETE kadar bu kavram değişmeyecek, Rabbimizin buyurduğu şekilde anlaşılmaya devam edilecektir. Allahu Teala, Gafûr’dur, Rahimdir. Mü’minler sadece ve yalnız Allahu Tealanın kanununa, yasalarına riâyet ederek hayatlarını devam ettirmek zorundadırlar. İslam kisvesi altına girmiş olan her Müslüman Allahu Tealanın istediği gibi giyinerek kendilerini de Allah’ın koruması altına almış olurlar, böylece ahlâkî boyutu düşük olan insanların eziyetlerinden de korunmuş olurlar. Hem kendileri korunmuş, sakınmış olurlar, hem de insanların hevâ ve heveslerine engel olmuş olurlar…Rabbimiz Ahzab Suresi ayet. 59. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Ey Peygamber. Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine ÖRTÜ almalarını söyle; bu onların hür ve NAMUSLU bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlar ve merhamet eder..*** Amenna ve saddakna…İnandık ve itaat ettik, sadık kaldık diyoruz…

 

2.  NAMUS… Günümüzde korunması, saklanması, muhafaza edilmesi gereken Altın, Gümüş, Para, değerli kağıt, senet, halâ varsa Bono, Tapu belgesi…gibi kıymetli evraklarımızı en güvenilir kasa’larda saklarız. Bu değerli eşyalarımız sakındığımız, sakladığımız, gözümüz gibi koruma altına aldığımız değerlerimizdir. Lâkin NAMUS kavramımız bunlardan daha da fazla değer vereceğimiz  kıymetlimizdir. İnsanlar genelde NAMUSU için yaşar sözü Müslüman Türk geleneğinde, ananesinde, töresinde ve tabiidir ki inandığı DİN’İN özünde yatan anlayıştır. Dilimizde genel anlatım ve manâsıyla; ırz, iffet, edep, haya, doğruluk, itibar, güvenilirlik, şeref ve haysiyet gibi, yüksek ERDEM ifade eden huylar yerine NAMUS kavramını kullanırız. Ayrıca NAMUS kelimesi yaygın bir biçimde Utanma duygusu, *AR* anlamına da gelmektedir. Mü’minlerde Utanma, AR, namus, İffet duygusu imanın bir gereğidir. Mü’minler, Allahu Tealanın kendilerini her yerde gördüğünün bilincindedirler. Ebu Davud’un zamanımıza taşıdığı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav mealen şöyle buyurmaktadır: ** İnsanlar peygamberliğin sözünden şunu da öğrendiler: Utanmazsan dilediğini yap…** İşte namusun izahı diyoruz…

 

3.  NAMUS… Değişmez hayat mektebimiz Kuranı Kerim bizlere yine bizleri düşünerek uymamız gereken hayat nizamını ögretmektedir. Hangi ayete bakacak olursak olalım; Yaşadığımız ortam, bulunduğumuz konum, eğitim, öğrenim, mesleki şartlar ne olursa olsun eğer Müslüman kimliğimiz varsa bize düşen tek yükümlülük; Allahu Tealanın emirlerini harfiyyen yerine getirmektir. İçinde bulunduğumuz Cografi konum sıcak, soğuk, serin, ılık, kutuplar ya da çöl, köy, kasaba, şehir ortamı fark etmiyor, yaşadığımız çağın ismi ne olursa olsun, insanların benimseyip kabullendikleri hayat tarzı ne olursa olsun hiçbir şey Allah’ın onlar üzerindeki haklarını düşürüp, değiştirecek değildir. Allaha inandım diyen her Kadın ve Erkek Allahın emir ve yasaklarına uymak, riayet etmekle mükelleftir…Rabbimiz Mearic Suresi ayet. 28-29. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Çünkü Rabblerinin azabına güven olmaz. IRZLARINI korurlar…***Rabbimiz, biz Müslümanlar için; Namuslarını korurlar, onlar ırzlarının, namuslarının muhafızıdırlar buyuruyorsa mutlaka en doğrusunu budur diyoruz…

 

4.  NAMUS… Kardeşlerim, Sözüm baştan da anlaşılacağı üzere sadece Müslümanım diyenleredir, başka inanç, düşünce, kültür ve fikir sahibi olanlarla bu konuda anlaşmaya varmamız beklenemez. Allahu Tealanın emirlerini BAŞ TACI ederek boyun eğmek, Rablerinin istediği gibi tertemiz bir hayat yaşamak istiyen mü’minlerin unutmasınlar ki, kılık ve kıyafetlerini de; Allah ve Resûlü belirleyecektir. Her ne kadar Allahu Tealayı tanımayan, Allah’a inanmayan, Allah’ın kitabını, Allah’ın isteklerini, Allah’ın arzu ve emirlerini benimsemeyen ya da bildikleri halde inanmayan insanlar *BİZLER DÜNYADA ÖZGÜRÜZ* diyorsa, “biz bu dünyada dilediğimiz şekilde yaşama, dilediğimiz şekilde giyinme hakkına sahibiz” sözleriyle yaratıcıya meydan okuyorlarsa seçim, tercih ve cuzi irade kendilerindedir  deyip geçeriz. Ama biz Müslümanlar; Allah ve Resûlünün hükmettiği hiçbir işimizde muhayyerlik, seçim ve tercih hakkımızın olmadığına inanırız…Rabbimiz Mü’minun Suresi ayet. 5. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ve onlar ki, iffetlerini korurlar…*** Sallu alâ Rasulina Muhammed…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.